• kendisi iyi bir insan değildir. onlarca kişi kendisinin mobbing yaptığını, çalışanlarına bok gibi davrandığını açıkladı. o yüzden 18 yıl sonunda programını bitirmiştir. dile kolaylık bir durum yok yani. keşke insanlar daha cesaretli ve bu tip konuları çok daha önce konuşabilir olsaydı da bu kadar ün ve para kazanmasaydı. şimdi gitsin boş salonlarda stand up yapsın ya da içi rahat edecekse insanların üzerine basarak kazandığı parasını eşi ile gözden uzak bir yerde yesinler.
  • ellen, televizyonda belki de?, gayet olması gerektiği şekilde kadın programı yapan bir kadın. ama benim anlatacağım başka bir şey.

    benim güzeller güzeli annem, her ortalama türk kadını gibi evde, işte ne bileyim yemekten, temizlikten fırsat buldukça kadın programı seyreder. hiçbir ünlüyü sevdiği yoktur neredeyse, hiçbir ünlüyü takip edeyim demez ama bilirsiniz işte, öylece seyreder yani vakit geçirmek için. dizi seyretmesi, film seyretmesi yoktur, olsa da yabancı filmleri seyretmez pek, bir yüzüklerin efendisi seyreder, onu da seyrederken herkese bir karakter yüklüyor, ben mesela gandalf oluyorum filan ona göre.

    her neyse.

    geçenlerde, geçen dediğim birkaç ay oluyor, eve geldim akşam, öyle bir yorgunlukla kendimi salona attım, kumandayı da ele geçirdiğim gibi kanal değiştirme işine giriştim. bir ona bir buna bakarken annem bir anda "ellen'ı açsana kızım" dedi. önce bir şaşırdım, açtım. annem bir neşeli seyrediyor ki. kadın bir anda mutlulukla doldu yemin ediyorum. ellen seyircilerle dans ediyor filan annem yüzünde parlak bir tebessüm onlara bakıyor. anne n'oluyo ya dedim gülerek. o da başladı anlatmaya: kızım dedi, ben dedi, sen evde yokken bunu seyrediyorum. geçen bilmem kim çıkmış, amerika'da çok ünlü bir aktörmüş, ellen onun çocukluk fotoğraflarını filan göstermiş, çok komikmiş gülmüşler bütün stüdyo filan. sonra peşpeşe çıkarımlar geldi annemden:

    "ya kadın dünyaca ünlü sanatçıları oyuncuları filan getiriyor, en utanılacak resimlerini gösteriyor televizyonda, konuk da onunla beraber gülüyor o hallerine, bizde olsa kıyamet kopar ki kimse de çıkıp gösteremez öyle bir şeyi. ne bir gocunma var ne başka bir şey, güzel güzel eğleniyorlar, adamın reklamı da yapılmış oluyor. bizde millet programlara övülmek için çağrılıyor sanki. bizim beş para etmez sanatçıyım diye geçinen piyasa şarkıcısı bozuntularındaki egonun çeyreği bile yok adamlarda. ben de bunu seyrediyorum, iş yaparken de nasıl neşeli oluyor onların konuşmaları bilsen, arada dans da ediyoruz filan süper."

    ya kadının elini öptüm arkadaşlar. güzel anamın ellerinden öptüm.
  • lezbiyenliği ile ilgili şakalar yapıp duruyor.

    oscar ödül töreninin giriş konuşmasında wolf of wall street filmi ile en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında aday olan jonah hill'e hitaben: "(oyunculuğunla) çok uzun zamandır görmediğim bir şey gösterdin" demiştir. sonra filmi izleyince anladım ki bir sahnede jonah hill'in penisi gözükmekte.

    kendi programında bir ilkokul arkadaşı 12 yaşındayken topluca çekilmiş bir sınıf fotoğrafı göndermiş. programında fotoğrafı gösterdi, sınıftan bir arkadaşını işaret ederek "ismini hatırlamıyorum ama ilk öpüştüğüm çocuk buydu" dedi. sonra da arkadaşını kast ederek : "eğer izliyorsan sorun sende değildi merak etme" demiştir.
  • koca oscar ödül törenini altın gününe çeviren çılgın. elinde kağıt tabakla peçete kapmaya çalışan harrison ford gördü bu gözler sayesinde.
  • "i ask people why they have deer heads on their walls. they always say because it's such a beautiful animal. there you go. i think my mother is attractive, but i have photographs of her" sozunun sahibi, takdir edilesi insan.
  • bugün mariah carey'ye yaş günü nedeniyle attığı tweet ile yarmıştır:

    "yaş günün kutlu olsun mariah. umarım sen ve ikizler harika bir gün geçiriyorsunuzdur. "ikiz" derken çocuklarını kast ediyorum, tabii ki."
  • abd'nin seda sayanı olduğu konusundaki görüşleri yersiz bulduğum.

    -bir kere çok güzel dans ediyor bu bir gerçek.
    -programında duygu sömürülerine gözyaşlarına yer yok.
    -yukarda belirttiğim üzere ağlamıyor ağlatmıyor, sadece güldürüyor. bu yüzden insanın psikolojik dengesini bozacak kadar ağla-gül-ağla-gül durumu yaşatmıyor. hatta bazen gülmekten öldürüyor esprileriyle.
    -nadiren de olsa sıkıcılaşan tek yanı, iki kelimesinden birinde portia de rossi'den bahsetmesi.

    geçen gün mesela facebook'tan bahsederken, "ben kişisel facebookumu kapatmak zorunda kaldım çünkü martha stewart cinsel içerikli mesajlar gönderip taciz ediyordu. ama hayran sayfamda bir buçuk milyon insan ekli -vay canına neredeyse tüm dünya- bu neden sürekli dürtüldüğümü açıklıyor olmalı." dedi, sandalyeden düşürdü. **

    oprah winfrey'le çok yarıştırırlar. ama oprah da insanlara vergisini bile ödeyemeyecekleri arabalar hediye ederek ezmekten öteye gidemedi gözümde. ellen'ın aksine güldürüksüz, sıkıcı bir kadın.
  • kadınlara yönelik "kalem" pazarlamaya kalkan bir firmaya ayarın allahını vermiştir, izleyelim efenim:

    http://www.upworthy.com/…xist-product?g=2&c=reccon1

    altyazı olmadığından favori kotalarımı da ekleyeyim:

    "... last twenty years, companies've spent millions of dollars, making pills that grow men's hair, fix men's sex lives and now ladies have a pen..."

    (meali: "geçtiğimiz 20 yılda şirketler erkeklerin saçlarının büyümesi, seks hayatlarının daha iyi olması için haplar vs üretti ve şimdi kadınlar için bir "kalem" üretiyorlar")

    "there is now, they're built strong enough for men but simple enough for women, even a woman can understand how to use them. here is how it works: when you have an opinion, you write it down in a piece of paper and then crumble it down and throw it away, cause no one wants to know you opinion sweetheart"

    (meali: "artık kadınların da kullanabileceği bir kalem var. erkeklerin kullanabileceği kadar sağlam ve kadınların kullanabileceği kadar basit bir şekilde üretildiler, bir kadın bile nasıl kullanılabileceğini anlayabiliyor. şöyle çalışıyor: mesela aklına bir fikir geldi, bir kağıt parçasına bu kalemle yazıyorsun, sonra da buruşturup çöpe atıyorsun. çünkü kimse senin ne düşündüğünü bilmek istemiyor tatlım")

    the pen talk'a bittim bir de...
  • bizim sabah programlarinda gece elbisesi giyen konuk ve sunuculari gorup bir de bu ablayi gorunce, keske bizimkiler de lezbiyen olsa diyorum.

    programinin dublajli izlenmesi pek garip gelen kadin.
  • tipine, hareketlerine, konusmasina, mimiklerine, yasam tarzina, ustune dansina hasssta oldugum kadin! dahasi komik.
    bigun seyircilerin arasinda beni "woohooo" diye bagirirken gorurseniz sasirmayin.
hesabın var mı? giriş yap