• (bkz: #15045036)
  • hiç bir iş yapmadan para kazanan, ev kiralamak için paranızı bayıldıktan sonra bir daha görmediğiniz insanlardan oluşan bir meslek dalı.

    sırf bir yerde ev kiralamak için bu adamlara verilen paranın, haraç kesen mafyaya bayıldığınız paradan bir farkını gören varsa beri gelsin.

    ayrıca, para verirken elimin titrediği, akabinde evlat acısı gibi içime oturduğu başka hiç bir durum yaşamamıştım. 1-2 değil tam 4 kere...
  • bir eve sempatik ve şirin diyebilen insan türü.

    meali: ancak mıçınızı sığdırabileceğiniz bir ev.

    (bkz: sempatik ve şirin 1+0 daire)
  • kelimelere farklı anlamlar yükleyen insanlar bunlar. (nezaketimden yalancı dememek için kıvırmaya çalışıyorum ama siz gönlünüzce yalancı diyebilirsiniz.)

    şimdi emlakçının bize tanımını yaptığı ev şöyle '' beylikdüzü'nde, site içi,havuzlu, metrobüse yakın''

    beylikdüzü'nde henüz metrobüs yok ama çalışması var.metrobüs durakları da konmuş. metrobüs gelince ulaşım o kadar zor olmaz diye düşünüp aradığımız fiyat aralığında da bulunca bir gidip bakalım dedik.

    fakat emlakçının bizi götürdüğü yer beylikdüzü değil kıraç idi. adını layıkıyla hakeden bir semt bu. kıraç, çorak topraklar içinde bir yer.

    site, havuzlu evet ama havuz etrafında hiç de site sakini gibi insanlar değil, gayet yılbaşında taksim meydanında kızları rahatsız eden tipler var ya, onlardan var. zaten de site, koca bir mahallenin havuz dibine sıkıştırılmış 5-6 katlı apartmanlardan müteşekkil, daracık bir hali.

    kapıda güvenlik var.site belki güvenli bir yerdir ama siteden çıktığın an sudan çıkmış balığa dönersin. öylesine boş ve tenha etraf.

    ve metrobüse yakınlığa gelelim. emlakçının yakın anlayışıyla bizim yakın anlayışımız arasında dağlar kadar fark var. metrobüs ile ev arasında dünya kadar yol olmasını bir yana bırak, yol yürümelik bir yol değil. vızır vızır arabalar, sağda solda inşaatlar, yaya yolu yok, zaten orada biri yürümeye kalksa adamı keserler yemin ediyorum. keserler de kimsenin ruhu duymaz.

    ha gösterdikleri daire güzeldi. temiz, geniş falan. kendisi güzel ama etraf kötü.
  • aslında evi alandan veya kiralayandan aldıkları komisyonu dağıtarak evi gösterdikleri kişilerden azar azar almaları daha mantıklı olabilir. şimdi adam emlakçıya gelmiş, evi gösterin demiş. beraber eve gitmişler ve 5 dakikada beğenmiş evi tamam demiş. komisyon muhabbeti girince işin işine 5 dakikada bu kadar para olmaz ki demeye hakkı olabilir bence. fakat emlakçının da kardeşim senden önce en az 10 kişiye daha gösterdim ben bu evi ben neden çalışıyorum ki o zaman demeye de hakkı olabilir. buradaki durum emlakçıların aslında gayrimenkul sahiplerine hizmet ettiği gerçeğidir. adamın evi satılık veya kiralıktır ve emlakçı bunun müşteriyle, kiracıyla buluşmasına hizmet eder. aslında ev sahibinden bu parayı alması daha mantıklı gelmeye başladı bana. gerçi karışık mevzular en iyisi her açıdan incelenip bazı kurallarla desteklenmesi olur.

    yalnız ev sahiplerinin kiracıya sorduğu sorular, onları süzmesi gibi durumlarda emlakçının doğruyu yaptığını düşünüyorum. o kadar çok kirasını vermeyen tip var ki etrafta, resmen çöküyorlar eve veya dükkana. şimdi burayı tutacak adamın ne iş yaptığını merak etmesi bence ev sahibinin en doğal hakkıdır. kirayı ödeyebilecek mi? eve zarar verir mi? yani herkes diyor ya 1000 lira kazanmak kolay mı? adam da ev almış kendine ve kiraya veriyor. o evi alacak parayı bulmak da kolay değildir herhalde.
  • evin eksiklikleriyle ev sahibini sıkıştıran ve fiyat düşüren ( kısa sürede satma ve kiralama maksadı ile '' beyfendi evinizin mutfağı adeta dökülüo , banyo da hala kuvet var duşakabin yok bunun modası geçti falan), öbür taraftan evin güzel yönleriyle alıcı veya kiralamak isteyen kimseye pazarlama yapan ( harkulade manzarası var, salon çok geniş, odalar çok kullanışlı falan) :))) amacı arada komisyonu kapmaktır. asalak bir meslek olduğundan eğer kişi emlakçılıkla 2 yıldan fazla uğraşırsa ciddi bir toplum asalaği haline geliyor. paranın döndüğü her yerden komisyon alma peşinde koşturan ve çoğu zaman atlatılan kişiler:))
  • büyük oranda; karşı tarafa güven veremeyen, kendini ifade etme özürlü, karşısındaki insanı salak yerine koymaya meyilli tiplerden oluşan bir meslek(!) dalı. bu işi yapan tipler genellikle eğitimsiz olmakla beraber aldıkları sikko sertifikaları üniversite diploması olarak görmektedirler. hal böyleyken çoğu ev sahibi kiracıyla tanışma zahmetine dahi girmeden tüm sorumluluğu emlakçıya vererek sizi muhtemel bir kan emiciyle karşı karşıya bırakmaktadırlar.

    buradan hareketle çok acele yoksa sahibinden satılık/kiralık mekanlar tercih edilmeli, daha da güzeli en kısa zamanda (genel sıkıntı) ev sahibi olunmalıdır. kandil olması vesilesiyle "allah herkese ev sahibi olmayı nasib etsin" şeklinde uhrevi mesajla bitiriyorum entarimi.
  • hiçbir meslek bu kadar yalan söyleyemez, avukatlar dahil.

    umumiyetle, emekli olduktan sonra yapıyorlar bu işi. çocuğun eğitimine para lazım, yoksa çekilecek cefa, uğranacak kefaret değil.

    o kadar çok yalan söylemişlerdir ve halen inatla söylerler ki nasıl geceleri uyuyabilirler bilinmez. mesleğin doğası bu. bu riyakarlığın en az yarısı, internet'ten bihaber ev sahibi olayından kaynaklanıyor, herkesçe malum.

    "doğası bu ne yapalım" diye yaşıyorlarsa çok acı, yok olayın farkında değillerse zaten yapılacak bir şey yok.

    anglikanlar güzel isim bulmuş, riıl esteyt eycınt. görkemli mal bunlar, hem de gerçek.

    ajan! n'aber? yine mi yalanla ve lafla peynir gemisi?

    (bkz: ama hak etti)
  • söylediği yalanları bir bir yakalayıp yüzüne vurduğumda "kusura bakmayın, şu an aklıma geldi çok önemli bi işim var ve şu anda gerçekten gitmek zorundayım" diyip suratıma doğru bakan, yani beni kibarca ofisinden kovan bir türüyle karşılaştım ya bugün, zaten önyargılı olduğum bu meslek(!) grubuna iyice zıt oldum artık.

    şunu anlamıyorum, bu emlakçı denilen güruhun müşteri seçme lüksü nereden kaynaklanıyor acaba? nedir bu kof özgüvenin olayı? "ayy bu bakar bakar kesin almaz, gezdiremem şimdi boşuna" mantalitesi mi? senin işin lan o, eşşek gibi de gezdireceksin. kırık dökük ofislerinin duvarına büyük puntolarla yazdıkları "yıllık kiranın yüzde bilmem kaçı"nı illa 5 dakikada mı kazanmak zorunda bunlar? parayı vermeyiz diye midir bu korku nedir açıklasın biri. açıkçası benim için atla deve olmayan bi miktar o almak için götlerini yırttıkları para. parayla rezil olmak da böyle bişey heralde.

    zaten çoğu eğitimsiz insanlar olduğu için karaktersizlik diz boyu, bi de bu ortam çakalı olduğunu zannettiği halde yalan söylemeyi bile beceremeyen tipler yüzünden ne ev hevesim kaldı ne eşya. hayattan soğuttular yemin ederim.

    o evin anahtarını malesef alıp gelmesi çok uzun sürermiş de, iftara davetliymiş de, yarın sabah erkenden gelirsem gösterebilirmiş. e arkadaşım aramış seni, 8 buçuğa kadar müsait olduğunu söylemişsin? ondan sonra da yok acil işim çıktı hemen çıkmam lazım. bu kadar pişkin pişkin yalan söyledin tamam da, yarınki zamanımdan çalmaya çalışma bari. küfür.
  • çoğunluğu işini doğru düzgün yapmayan meslek erbabı. efendim çoğunluğu diyorum elbet iyiler de vardır, ben denk gelmedim ya neyse...

    bu komisyoncu, meslek erbabı çağın gereksinimlerine uyaraktan internete kiralanacak satılacak emlağın resmini koyup özelliklerini yazıyorlar. sonra avını bekleyen avcı misali bir mail bir telefon efendim bir telgraf vs bekliyorlar. illa ki birileri çıkıp satın alıyor ya da kiralıyor. buraya kadar iş normal eyvallah, ne demek, her türlü...

    gel gör ki bu vatandaşlar o ilanları kaldırmayıp haftada bir güncelliyorlar ve kaldırmıyorlar. aradığınız gayrimenkul çoktan satılmış ya da kiralanmış. emlakçı zat ile konuşulur, anlaşılır, yere bakmaya gidilir. lakin o da ne;

    "sahibine 2 ay önce haciz gelmiş, el değiştirmiş burası... kusura bakmayın."
    "e abi senin niye haberin yok!"
    "ıkh mıkh kem kümmm"

    sen sabır ver, emlakçının emlakından haberi yok. böyle iş takibi mi olur ve bu anlatılan diyalog sadece 1 örnektir. daha başka da varidur...

    öte yandan istediğinize uygun olmayan yerleri gösterip, bir yandan içinden ellerini ovuşturup "ulan belki alır/kiralar, bunu da buna kakalamış olurum." mantığı var... kardeşim on bin defa anlatıyoruz şöyle olacak böyle nitelikte olacak diye, bak hala... neyse...

    önüne gelen emlak bürosu açıp başlıyor bir şekilde, eğitimi var bu işlerin ama denetimi yok sanırım... önüne gelen yapmasın kardeşim şu işi...

    devlete sesleniyorum; yaratıyosun, bari takip et!
hesabın var mı? giriş yap