• yeni nesil fransız flütist , yetenekli müzisyen
  • 1970 cenevre dogumlu, isvicre ve fransiz melezi flütist.. yumusak vibratosuyla ünlüdür. bence rampal'dan sonraki en iyi bach "partita" yorumcusudur
  • berlin filarmoni orkestrasi'nin bas flutcusudur. bu goreve 22 yasinda, claudio abbado zamaninda atanmistir.
  • aya irinide sahne aldığı konserde, başlangıçtan yaklaşık 10 dakika sonra kedi yavrulayan flütisttir. ilk parçanın yarattığı, insanın gözlerini dolduran duygu yoğunluğunu bir anda, afedersiniz, sikip atan kedi çığlıkları, kimse girip de kedileri yerinden çıkaramadığı için tüm konser boyunca sürmüş, aya irini'nin mükemmel akustiği kedilerin herkes tarafından duyulmasını sağlamıştır.

    pahud'a, hiç istifini bozmadan devam etmeyi başarabildiği için ayrıca saygı duyduk, bu da ayrı bir mesele.
  • geçtiğimiz hafta ankara müzik festivali kapsamında canlı dinleme şerefine nail olduğumuz flütist. şef gürel aykal'ın tekrar tekrar sahneye çağırıp bonus eser çaldırmasıyla adeta maymun olmuştur ayrıca. hatta bir ara kulisten alkışlarla çağırıldığında flütünü bırakıp gelecek sandığımız flütist de diyebiliriz.
  • isviçreli ve fransız karışık bir ailenin flütist oğlu. flütte fransız ekolünün çağdaş temsilcilerindendir. gerçi bu seviyelerde iyi-kötü diye bir ayırım yapılmaması gerektiğini bir çok kişi bilse de, pahud'u şundan iyi veya şundan kötü diye sınıfa sokmaya çalışanlar da yok değildir. pahud hafif mistik hafif buğulu hafif uçarı tonları ile herkesi büyüleyebilecek bir tekniğe sahiptir aslında. fakat kızları büyülediği bir başka noktada sahip olduğu karizması ve genç oluşunun avantajıdır. pahud davranış olarak biraz bu çekiminin farkında gibidir, çok hoşsohbet sıcak kanlı ve içki masasında acayip eğlenceli bir insandır müziğinin dışında.

    mart 2013'de istanbul iş sanatta zengin bir repertuar çalacaktır kendileri.
  • müzik konusunda gerçek bir dahi. 1997’de prestijli “victoires de la musique” ödüllerinde “yılın en iyi enstrümancısı” seçilmiştir.

    ilk kez 8 aralık 2011 tarihinde "yefim bronfman" ile birlikte istanbul iş sanat kültür merkezi'nde verdiği konseri canlı olarak dinleyebildim. o güne kadar tüm albümlerini takip ettiğim ve örnek aldığım kişinin canlı performansının albümlerdekinden bile daha iyi olması beni şaşırttığı gibi büyüledi de. anlatımındaki saflık duyulmaktan öte elle tutulur vaziyetteydi. ses sonlarındaki yumuşak bitirişler, doğal vibratolar ve özenle oluşturulmuş cümleler konserin sonuna kadar sanki bir seans, bir terapi gibi devam etti. ufacık bir entonasyon, artikülasyon ya da nota hatası bile olur mu diye bekledim ama gerçek bir virtüözün bıraktığı etkinin bu kadar farklı ve kalıcı olabileceğini düşünmemiştim. bu kadar mükemmelliyetçi bir yaklaşımının olması ve anlatımının bu kadar iyi olmasını, orkestracılığına ve oda müziğine olan tutkusuna bağlıyorum.

    örnek teşkil eden insan.
  • benim için mükemmeliyetin tanımıdır.

    yan flüt sevdamı körükleyen ateştir kendisi. dinlediğim an elime flütümü alır daha bir çoşkuyla çalarım parçaları.

    berliner philarmoniker'nın kendine has orkestra içi uyumu herkesin malumudur, ve bu uyuma eşsiz bir renk katar pahud. orkestrada zaman zaman çalınan parçaların en güzelleri onun içinde bulunduğu parçalar olur:

    (bkz: la mer)
    (bkz: daphnis et chloé) çok kez çalınmış ama pahud'nun eşlik ettikleri ruhu doyurur, alır başka diyarlara götürür. notaları alır, öyle güzel yorumlar ki havada bıraktığı tını kaybolup giderken içinize işlediğini fark edersiniz.

    hele de vivaldi'nin la notte konçertosunu alıp çok başka bir seviyeye taşımıştır. o ne güzel bir solodur... böyle bir virtüoz ile aynı çağda yaşadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. istanbul'da onu canlı dinleme şerefine erişmek harikaydı, hayalim bir gün onu berlin'de de dinleyebilmek.
  • şurda psikopata bağlamış bence.
  • kendisi berliner philiharmonikerin tarihinde orkestraya en genç giren kişidir. en son bildiğim kadarıyla oradaki müdür olarak tanımlayabileceğimiz bir mevkidedir de aynı zamanda. türkiyeye sağolsun ara ara gelmektedir 2017 de hem ocak hem de mayısta gelmiştir mesela.

    flüt çalışı kavramını bence çok farklı bir seviyeye getirmiştir. sesteki o ferah dinglinlik hissiyatını başka kimsede duymadım açıkçası ve bu sesini yıllardır - şuan biraz daha koyulaştırmasına rağmen- hiç bozmamıştır. çok iyi bir virtüöz olmasının yanı sıra la traviata ya uyarladığı fantasie ile bence müziğin her alınana ne kadarda ustaca dokunduğunu göstermiştir.

    flüt dışında barok dönem üzerine de dersler vermektedir. o dönemdeki özellikle bach eserlerini çalışına baktığımızda yaptığı süslemeler olsun, bu konuya ne kadar hakim olduğunu görebiliriz. gerçekten müzik için doğmuş biridir. bununla alakalı bir dipnot olarak 27 ocakda doğmuştur, yani mozart ile aynı gün. bunu duyduğumda bir tebessüm etmişimdir çünkü flüde en azından yazılanlara ve röportajlarına göre mozartın flüt konçertosunu dinledikten sonra heveslenmiş ve flüt çalmak istediğine daha 4 yaşında karar vermiştir :)

    bunlar dışında karakter olaraksa benim gözlemlerim çok sıcakkanlı biraz çocuksu bir insan ve çok iyi niyetli biri. biraz çapkınlığı varmış ama :))
hesabın var mı? giriş yap