emr-i bil maruf nehy-i anil münker
-
iyiliği emretme kötülüğü men etme anlamındadır islami jargonda.
evet her fırsat ve ortamda yapılabilen birşeydir bu. örneğin soğuk ve fırtınalı bir gecede vapuru kaçırmış ve sabah olmasını bekleyen biçare bir genç kız gördü diyelim kendini bu misyona adamış mümin kişi. hemen usuldan yanaşır ve muhabbeti açar. maksat bellidir. muhabbetin mecrası uhrevi konulara kayacak ve inceden deneğimiz üzerinde irşad faaliyetleri başlayacaktır. bu misyona baş koymuş kişi bunu bir ibadet hazzı ile yapmaktadır. çünkü inanışına göre allah rızası için yaptığı bu operasyonda cihad sevabı alacaktır. yani olayın özüne inersek bir çıkarcılık durumu sözkonusudur.
ol zatı muhteremin kendi üzerinden cennet i kübraya otoban kurmaya çalıştığını bilmeyen biçare, üşümüş ve beklemekten sıkılmış kızımız ise saf ayaklarına yatarak konuşmaya başlamıştır bile. amcam imani hakikatlerden bahsetmeye, onda imanın nurunu gördüğünü filan anlatmaya başlamıştır. olaya emri bil marufa maruz kalan kişi açısından bakarsak büyük olasılıkla "iyi bari eğlence çıktı yoksa gece kös kös oturarak geçmezdi" diye düşünmüş olması da muhtemeldir. belki kendini gülmemek için de zor tutmuştur ama adamın ciddi ciddi kendini misyonuna adamış olması ve ciddiyeti kahkahaların boşalmasına set çekmiştir bilemeyiz. -
ismet özel'in dislerimiz arasindaki ceset adlı şiirinde manası kadar sesiyle de bizi bizden alan buyruk.
-
"emril maruf nehyil munker" olarak da soylenmektedir. sunni islam inancina gore, mumin olan herkimse, allah'in emirlerini zikretmeli, yasaklarini men etmelidir.
(bkz: tevella teberra) -
54 farzdan biridir.
cahil tarikatçilerin ya da dinden habersiz kişilerin abuk-subuk sözleri, hareketleri ile karıştırılmamalıdır. bunu yapmanın ortamı ve zamanı belirtilmiştir.
yıllar ötesinden gelen edit: islamiyetle yeni tanışan gençlerde bu eğilim o kadar fazla ve o kadar yanlış olur ki, faydadan ziyade zarara ve islamiyetin yanlış anlaşılmasına neden olur. -
emr-i bil ma’ruf ve nehy-i ani’l münker, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışma yönündeki faaliyetler için kullanılan dini, ahlaki ve hukuki bir tabirdir. çeşitli ayet ve hadislerle sabit kılındığı üzere bu fiil kadın erkek her müslümanın yapması gereken dini bir vecibedir.
ma’ruf sözcüğü arapça’da “bilmek, anlamak” anlamına gelen irfan kökünden gelmiş olsa da gerek cahiliye döneminde gerekse islami terminoloji’de “iyilik, ikram, gönle hoş gelen söz ve davranış” anlamında kullanılmıştır. ‘bir şeyi bilmemek, bir şeyin zor olması ve sıkıntılı olmak’ manasındaki nekaret köklü münker sözcüğü ise ‘tasvip edilmeyen, yadırganan, sıkıntı duyulan şey’ olarak algılanagelmiştir. hiç şüphesiz ki bu “iyilik ve kötülük” kavramları islami süzgeçten geçirilip değerlendirildikten sonra belirlenen müspet ya da menfi hareketlerdir. yani ragıp el-isfahani’nin de belirttiği gibi ma’ruf, akıl ve şeriatın iyi olarak nitelendirdiği fiilleri ifade eder. münker sözcüğü de yine aklın ve şeriatın benimsemediği, yadırgadığı şeylerdir.
hakkındaki ayetler ve sahih hadislerden ötürü bütün islami ekollerde kendine yer edinmiş olan bu davranış, mu’tezile mezhebinin 5 temel prensibinden biri olarak karşımıza çıkar. mu’tezile ulemasının emir bil ma’ruf ve nehyi ani’l münker prensibi üzerinde ehl-i sünnet alimleri kadar durmadığı iddiasına karşılık birey olarak mutezililer bu prensibi uygulamada diğer mezhep mensuplarından çok daha duyarlı olmuşlardır. buna mukabil önemli mutezili alimlerinden biri olan zemahşeri ünlü ‘el-keşşaf’ isimli tefsirinde “içinizden hayıra çağıran, ma’rufu emreden münkeri nehyeden bir topluluk bulunsun” (al-i imran,104) mealindeki ayeti yorumlarken bu görevi ancak maruf ve münker ile bu husustaki emir ve nehyin metotları hakkında bilgi sahibi olanların yerine getirebileceğini, aksi halde iyiliğin kötülük veya kötülüğün iyilik zannedilmesi gibi hatalara düsülebilecegine değinir. ancak tarihsel süreci incelediğimizde mutezile mezhebinin iktidara hakim olduğu dönemde yaşanan olaylardan, zemahşeri’nin bu yorumuna uyum oranın çok düşük olduğunu söyleyebiliriz.
iyiliği emredip kötülükten nehy etmek adına dönem mutezilileri kimi zaman kendi düşünce ve yorumlarını diğerlerine dikte yolunu uygulamış, özellikle mihne döneminde kendileri gibi düşünmeyen mü’minlere büyük sıkıntılar yaşatmışlardır. buna örnek olarak da halife me'mun zamanında kur'an'ın mahluk olduğu tezini kabul etmeyen ahmed b. hanbel'in takibata uğramasını gösterebiliriz. mutezililerin bu prensibi uygulamada göstermiş oldukları sertliğin daha sonra hızla taraftar kaybetmelerine sebep olduğu iddia edilir.
yararlanilan kaynaklar: dia, dr. kemal işik -
aslında maruf iyilik demek değildir. münker de kötülük demek değildir.
tanınanı*[maruf] emretmek, tanınmayanı*[münker] nehyetmek yani yerine "maruf"u koymak anlamına gelir.
buradaki tanımak, bir ülkeyi tanımak gibi, varlığını, geçerliliğini kabul etmek anlamında. -
şia mezhebinde islam'ın şartlarından biri olarak sayılmıştır. sünnilikten farklı olan diğer islam'ın şartları için;
hums: gelir ve ganimet mallarının beşte birini belli yerlere vermek.
cihad: allah adına mücadele etmek. büyük ve küçük cihad olarak ikiye ayrılır.
tevella: ehl-i beyt'i ve onların takipçilerini sevmek.
teberra: ehl-i beyt'in düşmanlarından uzak durmak. -
"geniş halk kesimlerinde ayağa düşmüş olan ve aydınlarca telaffuz bile edilmeyen ‘emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker’ kavramı, bugünkü avrupa aydınlarına göre insan, sanat ve aydın sorumluluğu olarak ifade edilmektedir. felsefe, sanat ve edebiyatta ele alınmış olan bu sorumluluk, ‘emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker’ ile ifade edilen sorumluluğun ta kendisidir.
ancak bugün ‘emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker’i öyle bir şekilde uygulamaya çalışıyoruz ki, bu uygulamanın bizzat kendisi münkerdir."
ali şeriati, dine karşı din -
namaz ibadetinin kelam versiyonu gibi gelir bana hep, ikisi de özünde çok basittir, fakat iş uygulamaya gelince o kadar zorlaşır ki, akıl hayal durmakta...
-
insanlığın hayattaki en önemli vazifesi olarak kabul edilen, zira yeryüzünde daha önemli bir vazife olsaydı allah peygamberlerini onunla vazifelendirirdi şeklinde yorumlananan, 'insanlara iyiliği tavsiye edip kötülüklerden uzak durmaları gerektiğini anlatmak' anlamındaki söz kalıbıdır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap