• oğlunun canlı yayında yaptığı açıklamalara cevap vermeye, canlı yayına telefonla bağlanmaya tenezzül etmeyen, avukatı aracılığıyla "ben oğluma bugüne kadar şu kadar lira harcadım" diye kendini savunan biyolojik baba.

    oğlu bir baklavacıda 800 lira maaşla garsonluk yapıyor, gerçi gün itibariyle basında çıkan haberler yüzünden işten ayrılmış, babanın umurunda değil. çocuk zaten küçüklüğünden beri travma yaşamış. dna testi için hastanelerde kan vererek hırpalanmış, reddedilmiş. günahtır be.

    çocuğa harcanan paralar fedakarlık gibi gösterilemez. ben tüm züğürtlüğüme rağmen oturup hesap yapsam, oğluma ciddi bir miktar para harcamışımdır. her ana baba harcar. buna mecburuz kardeşim. o çocuk bize "ben dünyaya gelmek istiyorum. arz ve talep ederim" diye dilekçe yazmadı.

    çocuklar böyle mahvoluyor işte. bu mahvetmeye kendimi de katıyorum. çocuğuma endirekt de olsa zararım olduğuna inanıyorum. ben maddi olarak kendime yetemeyen, panik ataklı delinin biriyken, çocuk sahibi oldum. her ne kadar yansıtmak istemesem de, çocuğum bu kaygılardan nasibini aldı. keşke anne ve baba olmak isteyenler, psikolojik testten geçseler.

    bir anne veya babanın, çocuğuna maddi ya da manevi olarak destek olmamasının hiçbir mazereti olamaz. bunun haklı tarafı yoktur. çocuğunu notere götürüp de "babamdan hiçbir şey istemeyeceğim" diye feragatname imzalatmanın çocuğa verdiği manevi zararı trilyonlar karşılayamaz.

    insan hayatında maddi zararlar bir şekilde ödenebilir ama manevi zararları ödemenin mümkünatı çok azdır. kırılan kırılmıştır, güven gitmiştir. parayı bir yerden bulur, şak diye verirsin belki ama o kırgınlığı gidermeye, güven sağlamaya en azından yıllar gerekir, aslında ömür bile yetmez.
  • "mozart dinlemiyorum ama türkiye`ye gelirse konserine mutlaka giderim"
    demiş güzide kişilik.
  • oğlunun şuan yaşadığı hayata benzer hayatları oynayarak servet kazanmış adamdır. hayat çok garip değil mi?
  • hakkinda cikan son haberler sayesinde, ibrahim tatlises'e sempati duymama yol acan adam...

    adamda onca coluk cocuk var, hepsine bir sekil bir yardimi dokunuyor adamin. (en azindan goruntu oyle)
  • eski filmlerinde mutlaka bıçaklanan insan. suratındaki ifade sıçarken otuz bir çeken birine benzerdi.
  • 5 milyon dolara twitter hissesi alıp oğluna şimdiye kadar ödediği aylık 1000 lirayı eğitim hayatı bittiği için daha ödememek adına teminat imzalatan canlıdır.
  • oğlumun odası için halı bakarken kendisi ile geçen gün bayrampaşa koçtaş'ta denk geldim. hamile eşiyle (eşi herhalde) birlikte bizle beraber halı bakıyordu. emrah, sen, ne iş? amk sen de koçtaştan yüz liralık halı bakıyorsan biz bakmayalım demek geldi içimden ama diyemedim tabi.
  • mc donalds reklamından müzik için 300.000tl, oynamak için de 2milyon tl alıp koçtaş'tan kilim bakan kişidir.
  • emrahı sonsuza dek emrah olarak bırakacak unsur kaşı, saçı başı değildir.
    iki faktör vardır: tutukluğu ve "e" harflerini telaffuz edişi.
    saçları füze rampası gibiyken, pantolonunu göğüslerine dek çekip çuval gibi deri montlar giyerken bu iki faktör canlandırılan modele cuk oturuyordu. hiç garipsemiyorduk.
    ama iki kere kiki programında kulisten sahneye koşarken bir dekor çukuruna takılıp o kalın, o rijid, o düştüğü için kendisiyle asla dalga geçemeyecek ifadeyle sahneye uçunca meydana çıkan tutukluğunu gizleyemedi işte program boyunca.
    ivit ivit diye yanıt verdi her soruya. yarım ağız gülümsedi.
    "kapandım stüdyoya, girçekten iki sine çalıştım, böyle bir yapıt çıktı." derken adını andığım iki faktörden dolayı eserinin ardında duramadı. yakınındaki herkes "emrahım evet akasya gibisin, dans edemiyorsun, yaptığın müziği de yutturuyoruz" diyegelse ve emrah tüm stratejisini bunun üstüne kursa da bu yoldaki inançsızlığı üstünden sızdı reçine gibi.
    şen şen, modern modern açık kahkahalar atmak istedi, olmadı. belki evine gidince "hirkes iki sene stüdyoya kapanıp bielli ki tırılamışımm yapsa bu galaktik düzen nice sarsılır?" diye bile düşünmüştür.
    ne kadar saptı entiri. olsun. emrah asuman'la pansuman'la mutlu olacak değil yine de.
    emrah'ı götürün rakı sofrasına, paçalarını sıvayıp sokun dereye...bakın nasıl geniş, mutlu bir çocuk çıkıyor ortaya.
    çok para kazanıyormuş. neye yaradı bunca para gönül rahatlığıyla "pelesenk" diyemediği bir ekosistemde yaşayan adama?
  • içi yüzüne yansımış adam.bu adamın yüzünden tek kelimeyle sevimsizlik akıyo, büyüdükten sonra yaptığı hiçbir işte tutunamaması da içinin sevimsizliğinden kaynaklanıyor büyük ihtimalle.
hesabın var mı? giriş yap