2765 entry daha
  • malum teke tek bilim yayınını yeni izledim. milletin sözünü kesmeyi bıraksa ve evden izleseymiş keşke. güzelim muhabbetleri alıp alıp yerlere vuruyor.

    bu yayın turnusol gibi bir yayın olmuş, tekrarlanacağını sanmıyorum. yeniden izlerse bu masada pek yeri olmadığını kendisi de anlayacaktır. içten içe biliyordur zaten de, hoca uçmuyor, mürit uçuruyor, o da haklı...
  • malum yayını bugün tam olarak izledim. gerçekten, tam bir yeni türkiye bilim adamı. ne eksik ne fazla. yukarıda arkadaşlar scholar kayıtlarının ve alıntılanma sayılarının felaketliğinden bahsetmiş zaten tekrar etmeye gerek yok.

    fakat benim dikkat çekmek istediğim nokta yaklaşık 3 saat boyunca kaç defa "twitter" kelimesini tekrar ettiği. twitter aşağı twitter yukarı. hayatının odağını sosyal medyayı almış, orada olan biteni her şeyden daha çok düşünüyor gibi. e hal böyle olunca, celal şengör gibi dünya standartlarında bir bilim adamı karşısında baya sırıtmış yayında. neyse güzel bir ders almıştır diye düşünüyorum. twitterda bilim adamcılık oynamak gibi değildir gerçekten bu işi hakkını vererek yapan adamların karşısına çıkmak.
  • kendisini beğenirdim ta ki bugüne kadar. bugün celal sengör ile beraber katıldığı teke tek programında celal hoca resmen birikimiyle dövdü adamı. ben onu bilmiyorum ben bunu bilmiyorum demeye başladı.
  • kendisini övene para veriyormuş,şaka şaka dün kendisi hakkında yazdığım entry'den sonra kaç para aldigimi soran bir mesaj aldım.hayat gerçekten ilginç insanlar, biri hakkında samimi olarak begenmeyi , hemen para ile iliskendiriyorlar, adam görünür oldukça aşağı çekiliyor, oysa başardığı birsey var, sırf adama çakmak için tarih öğrenenler.
  • bu kadar kadar kolay bilmediğine "bilmiyorum" diyebilen bir bilim adamına, bilim adamlığını geç insana, duyabileceğim en maksimum seviyede saygı duydum bu yayından sonra.
    hocam çok net, biliyorsam anlatırım, bilmiyorsam ve ilgimi çekiyorsa ilkokul düzeyi gibi görünse bile sorularım sorarım, notumu alırım. kibirden gözü kör olmuş, memleket televizyonlarında- bir gün siyaset uzmanı, bir gün beslenme uzmanı, bir gün deprem uzmanı aynı adam- herbokologlardan geçilmiyorken, o gece ki tavrınla, çölde bir vaha hatta bir bogomil gibiydin esg hocam.
    kendi deyişiyle, asperger celâl hoca, hastalığı ya da tıbbi durumu gereği her okuduğu her dinlediği zihnine yapıştığı için herkesi kendi gibi sanıp, adama bir dağdan bir bayırdan onu biliyor musun bunu biliyor musun diye sorup durdu o da kıvırmadan çevirmeden bilmiyorum dedi bilmediğine.
    yürüyedur hocam senin gibiler çoğaldıkça meseleler daha kolay aşılacak.
  • 20 mart 2023 teke tek bilim yayını'ndaki performansından dolayı haksız yere eleştirildiğini düşündüğüm bilim insanı. celal şengör ile emrah hocayı kıyaslarken ait temsil ettikleri akademik gelenekler ile ait oldukları dönemleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. zira papyon takmaları benzer zihin yapısına sahip oldukları anlamına gelmiyor.

    celal hoca üniversiteye başladığı yetmişli yıllar internetin olmadığı, yurtdışı ile iletişimin zayıf olduğu ve bilgiye çok zor ulaşıldığı bir dönemdi. hocanın da çalışma yöntemi ve zihin yapısı bu ortamda şekillenmiş. bilgi ve kitaplara da bizim anlayamayacağımız seviyede değer veriyor. nerdeyse otistik bir şekilde okumaya ve bilimsel eser üretmeye adanmış elli yıl beraberinde ciddi bir bilgi birikimi ve bakan herkesin dudaklarını uçuklatan eşsiz bir kariyer getirmiş. ha bu durum sadece celal hoca için de geçerli değil. ilber ortaylı, murat bardakçı ya da sevan nişanyan'da da aynı bilgi birikimi var mesela. görüşlerine katılmadığım oluyor ama bu adamları her dinlediğimde bilgi birikimlerini takdir ediyorum. fakat bu kadar bilgili ve başarılı olmak her konuda uzman olduğunu düşünmek gibi bir yanılgıyı da beraberinde getiriyor.

    emrah hoca ise 2000'lerde üniversiteye başlamış ve farklı bir nesli temsil ediyor. genç yaşlarından itibaren elinin altında internet olan ve eski nesillere nazaran bilgiye daha kolay ulaşan bir nesli. düşünün ki bu adam sosyal medyaya, football manager ya da paradox oyunlarına ** da mesai harcayan birisi. sosyal medyaya bile kullanmayan, tuşlu telefon kullanarak tüm zamanını kitap okuyarak geçiren insanlar kadar "bilgiyi" yüceltmemesi gayet doğal. aynı durum kitap konusunda da geçerli. celal şengör dakikalarca nadir kitaplara ne kadar para verdiğinin hikayesini anlatırken esg "pdf'i yok mu bu kitabın?" diye soruyor. amacı o kitaptan işine yarayacak bilgiyi almak olduğu için kitabı metalaştırmıyor. zaten birkaç videosunu izleyince de anlaşılıyor ki popüler bilime yönelik çalışmalarının asıl derdi insanlara bilgi vermek değil, bilgiyi yorumlamayı ve kullanmayı öğretmek. kendisi birçok defa "bana internette bulabileceğiniz/kitabi bilgileri sormayın." diyor. çünkü önemli olan bizim tarihi bir bilgiyi nasıl kullanacağımız, sadece bilgiyi bilmek ve aktarmanın varabileceği tek yer malumatfuruşluk.

    türkiye gibi okuma yazma oranlarının düşük olduğu, bilimsel tartışma kültürünün olmadığı bir ülkede ise hala malumatfuruşluk değer görüyor. malum bizde tartışma kültürü yoktur. örneğin camide bir hoca oturur iki saat hikaye anlatır, havadan sudan konuşur ama kimse çıkıp da "hocam burayı anlamadım. hocam burası neden böyle?" diye sormaz. bilginin güç, bilmemenin acizlik olduğu yerde insanlar hatibi anlamasalar da gücün önünde biat ederek kafalarını eğer ve saatlerce dinlerler. zira hatip/hoca çok bilgili adamdır, hocanın her dediğini anlayan birey de kendisini bilgili ve entelektüel hisseder.

    yıllar içinde türkiye sekülerleşti ve kasabalı cami hocalarının yerini saatlerce kendi başarılarından, kitaba verdiği paralardan, tatil günlerinde müzelere girmesini sağlayan tanıdıklarından bahseden celal hoca gibi modern hocalar aldı. bilim iletişimi tartışılan programda "sen carl sagan'ı siktir et" diyen alfa celal hoca göklere çıkarılırken, carl sagan'ın bu konuda yaptıklarını anlatan çağrı mert bakırcı'nın küçümsenmesi de bu yüzden. insanımızın horoz dövüşü izler gibi izlediği programın galibi de "türkiye'de üniversite yok" diyerek ayar veren celal hocadır. "hocam tamam da üniversitelerin pratik sonuçları var. bizim bu kurumları düzeltmemiz lazım." diyen esg'yi pek kimse dinlemez. çünkü "ehehe yazının tarihini bilmiyor" diyerek gülüp geçmek anlamaktan çok daha kolay.

    özetle emrah hocanın işi cidden zor. popüler bilimin, bilimsel düşünebilmenin halka yayılabilmesi için cidden büyük uğraşlar veriyor. fakat ülke ortalamasına göre görece eğitimli ve modern olan ekşi sözlük'te bile ne yaptığı tam anlaşılmıyor.
  • zekasının ve entelektüel birikiminin zekatı ile bile kendini einstein sanacak adamlar tarafından eleştirilen değerli insan.

    burası türkiye, aslanlar naif olduğu için hep çirkef avcıların hikayelerini dinlemek zorunda kalanların ülkesi maalesef
378 entry daha
hesabın var mı? giriş yap