• yıllar önce galip tekin'in bir hikayesine denk gelmiştim. müzisyenin biri en güzel besteyi yapmak için dünyada en sevilen tüm şarkıların özünü kombine edip tek bir parçada toplamak için bir algoritma geliştiriyor. sonrasında bunu başarıp bir kasede (evet kaset) kaydediyor ve kaydı dinlemeden eve geliyor. niyeti sadece kendinin olacağı izole bir ambiyansta dinleyerek bu zevki tadabilmek. perdeleri çekiyor, her yeri kapatıyor falan. sonrasında masadaki teybe kasedi yerleştiriyor ve play tuşuna basıyor. duyduğu melodilerden sonra şoka giriyor ve geri sarıp tekrar dinliyor. kayıt bitiyor geri sarıp tekrar dinliyor, sonra bir daha, bir daha..
    günler sonra adamın cesedini polis evde masanın başında oturduğu yerde buluyor. kaydı dinlerken yememiş, içmemiş sürekli dinlemiş. kalkamamış yani. polis komşuların kokudan dolayı kendilerine haber verdiğini, adamın ölüm sebebinin anlaşılmadığını otopside anlaşılacağını felan konuşuyor. kaset teypte, onu da delil olarak alıyorlar. sonrası meçhul.
    90'lı yıllarda bu müziği ilk defa duyduğum zaman aklıma bu hikaye gelmişti. bu melodileri 2 kelimeyle tanımla denseydi sanırım mutluluk ve hüzün olurdu. ikisinin birbirinden ayrı düşünülmeyeceği anların parçası bu. yani birini kaybetmenin, iş kaybetmenin, para kaybetmenin hüznü değil de sonradan hatırlanan eski mutlulukların yarattığı şimdiki zaman hüznü. şimdi artık yapılamayacak olan şeylerin hüznü. ama bir yandan da zamanında yaşanmış mutluluğun gururu, her ne kadar artık yaşanmayacaksa da. kemal sunal ve 80'lerin zamanı müziği olduğu için sanırım yarattığı duygu bu kadar derin olabiliyor. her ikisi de yok ve sadece hatırlayarak, o dönemi, kemal sunal'ı, yitip giden sevdiklerimizi, geçmişimizi düşünmek için armağan edilmiş bir parça.
  • oğuz abadan'a aittir. ama nedense senelerdir cahit oben'e ait bilinir. üstelik filmin jeneriğinde müziğe dair bir bilgi olmaksızın oben'e atfedilmiştir bu müzik.

    https://www.youtube.com/watch?v=vwqbnoxra2w
    https://www.youtube.com/watch?v=2oicpkql6me

    ukteci: manco nun hayali
  • çocukluğun sadece pazar günleri yıkanılan zamanları, banyodan çıkıp sobanın başına sinmiş , kemal sunalın gülerken ağladığımız , ağlarken kahkaha attığımız filmlerini izlerdik. bu müzik bana biraz sobanın üzerinde kavrulan kestane kokusunu , biraz sobanın sıcağını , mis gibi insanlığımızı , ailenin birlikteliğini ve saçlarına ak düşmemiş annemi , babamı hatırlattın , güzel olan ne varsa elimizden giden onları hatırlattı....? (alıntı)
  • oğuz abadan'ın web sitesinde ilgili filmin müziklerinden kendisi sorumlu olduğu yazılı. ama nedense bu şarkı hep cahit oben ile ilişkilendirilmiş. genel bir hata var sanırım ve iş oğuz abadan'a ait.

    https://www.oguzabadan.com/film-ve-dizi-muzikleri
  • insanın içine işleyen bir müzik.

    filmin sonunda çiçekçi kızın şaban'ı tanıdığı sahne ile bu fon müziği birleşince insanın gözlerini doldurabiliyor.
  • nostalji sayfalarının vazgeçilmez fon müziği. kemal sunal ve filmlerini çok sevdiğim halde bu parça bu filme gerçekten fazla gelmiş
  • zannediyorum cahit oben’e aittir.
  • (bkz: cahit oben) tarafından bestelenmiştir.
  • şu yorumu ile önce insanı bir düşündüren ara ara duygusallaştıran sonra da hafif bir tebessüm ettiriren, en sonunda da bir umutla bırakan, işte öyle bir şarkı...
  • gece ansızın insanın aklına düşen film müziğidir.
    gecenin karanlık saatinde insanın göğsüne öküz oturtur…

    https://youtu.be/2oicpkql6me
hesabın var mı? giriş yap