• edebi, derin manalı olmasa da bana göre en güzeli en içteni yedi numara dizisindeki haydar'ın armağan'a söyledikleridir.

    --- spoiler ---

    seni seviyorum armağan!
    seni seviyorum dedim. seni doğduğum, nefes aldığım günden beri, toprağa sıcağı avucladıgından beri, ağacın dibine oturup yaktıgım türkülerden beri seviyorum. hiç görmeden bildiğim, görünce tanıdığımsın. yanımda yokken sen bende varsın, yanımda varken ben sende yok oluyorum. işte söyledim armağan. iki yıllık sessizliğimin mührünü söküp attım. gerisi sana kalmış.
    --- spoiler ---

    (bkz: görünce tanıdığımsın)
  • eski bir girit efsanesi. masalsı.

    kral, kızı arethusa’yı sevdiği erotokritos’a vermemiş. dadısıyla beraber bir zindana hapsetmiş. bahtı kara kızcağız, hürriyetinden mahrum, gönlü yaslı, gözleri yaşlı uzun zamanlar geçirmiş. bir gün, yüzü siyah, kılığı bambaşka bir genç gizlice -dadının hoşgörüsüyle- arete’ye sevgilisinden haber getiriyor:

    “dağda ormanda dolaşırken, erotokritos’a rastgeldim. bir aslanla pençeleşiyordu. hemen okla, mızrakla yardımına koştum. canavarı kaçırdım. lâkin zavallı genç yaralanmıştı. yürekten ah! çekiyor, “arethusa (areticik)” ismi dudaklarından ayrılmıyordu. can çekişirken, şu yüzüğü çıkardı verdi. “arethusam’a götür” derken gözlerini yumdu.”

    sonra, elleriyle mezarını kazdığını; gömdüğünü anlatırken bahtı kara arethusa düşer bayılır. dadısıyla yabancı adam ayıltırlar ve anlaşılır ki haberi getiren erotokritos’un ta kendisi! sevgilisinin aşkını denemek için, yüzünü ot özüyle siyaha boyamış, kılığını değiştirmişti.

    işte bu sevda girit’te yıllardan beri, kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa, ağızdan ağıza geçmişti. anneannem bana yüz yıllar sonra sıralıyordu erotokritos’un dizelerini:

    en güzel aşk itirafı… şimdiye değin görülmemiş.

    erotokritos: parakalo thimu kala. oti su leğo tora/ ke oğliğora misevosu kevyeno apo ti hora/ çe as takso kakorizikos pos de sida potemu/ mena çerin aftumenon ekratun çezvisemu/ ma opu çan pağoopu vretho çe ton çero pu ziso/ tasosu ali na midomute nanadraniso.

    - yalvarırım, lütfen iyi anımsa sana şimdi söylediklerimi ve erkenden gidiyorum senden, çıkıyorum memleketten
    ve adıyorum ki zavallı ben, sanki asla görmemişim seni
    ama yanan bir mum tutuyormuşum da sönüvermiş gibi
    bil ki nereye gidersem gideyim, nerede olursam olayım ve ne kadar yaşarsam yaşayayım
    söz veriyorum ne bir başkasına bakacağım
    ne de namertlik edeceğim.

    aretusa: lipon mi valis loğizmo / seça dula na zisis/ des aparnume eğo pote çe ute çesi mafisis kalia thanatos ekato tin ora thelo pari/ alos para retokritos yineka nam e pari/

    - aman böyle şeyler sokma aklına sen, yaşa!
    hiçbir zaman inkâr etmeyeceğim seni, ne de sen bırakacaksın beni
    yüz ölüme razıyım erotokritos’tan başkasına varacağıma.

    çe vğaniapo to daktilitis omorfo daktilidi/ me dakriya çe anastenağmus tu retokritu to dini/ leyi tu”na ke valeto isto deksisu şeri/ simadi pos oste na zoise dikomu teri”

    - ve çıkarır parmağından yüzüğünü ağlaya inleye, eretokritos’a verir. o’na der ki: al bunu sağ eline tak ki, işareti olsun, ölünceye kadar senin eşinim.

    çe vğani apo to daktilitis/ t’omorfo daktilidi/ me dakriya ç’anastenağmus/ tu retokritu do dini/ na çe valeto sto deksisu şeri/ simadi pos oste nazo ise dikomu teri/ço kozmos na tok seri”

    - ve çıkarıp yüzüğünü o güzel parmağından/ gözyaşları ve iç çekişleri ile retokrito’ya verir” al ve bunu sağ eline tak/işareti olsun ki senden başka eşim yok yaşadıkça/ ve bütün dünya bilse de.

    asıl karakterlerin deyişleri ile halka yansıyışı ve dilden dile bugüne kadar gelişlerinde ne denli benzerlikler olduğu yukarıda tekrarlayarak yazdığım cümlelerde de görülüyor.

    “ostin avgi milusane os tin avği ekleğan/ ços tin avği ta pathitus çe ponus tus eleğan”
    (şafağa kadar konuştular, şafağa kadar ağladılar/ şafağa kadar çektikleri acıları konuştular.)

    “çe pos na s’apohoristo çe pos na su makrino/ çe pos na ziso dihosu ston ksorizmon eçino”
    (senden nasıl ayrılayım, nasıl uzaklaşayım/ o sürgünde sensiz nasıl yaşayayım?

    “mya hari mono su zito çe çino thelo mono/na nadakrisis çe na pis retokritom kaymeno”
    (senden bir ricam var/ ve yalnızca onu istiyorum/ gözlerin yaşarsın ve de ki zavallı retokritom)

    kaynak
  • eşimden gelsin:

    "- seni kuru fasulyeden bile çok seviyorum."

    halbuki adam romantizmde rakip tanımamakta.
  • "beraber hata yapalım istiyorum."
hesabın var mı? giriş yap