• aşağıya ingilizceden (5), almancadan (5), rusçadan (5), fransızcadan (5), italyancadan (3), ispanyolcadan (3), yunancadan (2) ve farsçadan (2) olmak üzere toplam 30 önemli çevirmen ismi bıraktım. her biri hakkında kısa da olsa tanıtıcı bir cümle ve kendisiyle özdeşleşen çeviri ismini verdim. ama öncelikle notların okunması gerektiğini düşünüyorum:

    not: dillere göre en iyi çevirmenlerı sıralamadan önce şunu diyeyim, ingilizce dışında bir dil bilmiyorum. dolayısıyla ingilizce dışındaki farklı dillerden yapılan çevirileri kıyaslama yapabilecek çapta değilim. ama bir çevirinin iyi olup olmadığı sadece o dili bilmekle anlaşılmaz; kendi dilini de iyi bilmek gerekir. cümle kuruluşları, kelime seçimi, metne sadakat gibi hususlar da önemli. ayrıca bir çevirmenin çeşitli dipnotlarla metnin anlaşılmasına katkıda bulunması, benim için kaliteli çevirinin göstergelerinden bir diğeridir. kısacası çeviri, sadece yapıtın dilini değiştirmek olarak algılanmamalı.

    not 2: bir de şöyle bir şey var; ülkemizde çeviriye ve çevirmene gereken önem verilmediği kanaatindeyim. kitapçıda çalıştığım için gözlemleme şansım oluyor, insanlar kitap seçiminde ya ekonomik olanı tercih ediyor; ya da can, iletişim, yapı kredi gibi kalburüstü yayınevlerini... oysa bir kitabı 15 farklı yayınevi de bassa, ilk bakılması gereken şey çevirmenidir. çünkü bir yapıt çevrildikten sonra, o yapıtın yarı-yazarı çevirmenidir artık. onun üslubudur okuduğunuz. ve o kitap, artık sizin dilinize ait olmuştur. dolayısıyla yayınevlerine değil, çevirmenlerine odaklanılmalı. bazı iyi yayınevleri (mesela can yayınları) kötü çevirmenlerle (mesela nihal yeğinobalı) çalışabiliyor.

    not 3: ayrıca, adları bu başlıkta sık sık geçen can yücel, cemal süreya ya da tahsin yücel gibi çevirmenlerin, sadece saygın isimler oldukları için okuyucu nezdinde "iyi çevirmen" sanrısı yarattığını düşünüyorum. zira bu bahsini ettiğim isimler metne sadık kalmayan çevirmenlerdir. mesela cemal süreya, gustave flaubert'in en önemli ikinci yapıtı olan duygusal eğitim'i (l'éducation sentimentale), "bir delikanlının romanı" adıyla çevirmiştir. can yücel ise zaten çeviri değil, adaptasyon yapar (bkz: #43269607); bunu kendisi de dile getirir. hatta bu konuda oldukça meşhur bir rivayet vardır. daha önce başka bir entrymde bunu (#48934576) belirtmiştim. rivayete göre, shakespeare'in ünlü 66. sonesini türk kültürüne uyarlayarak çeviren can yücel, sert eleştirilere maruz kalır. babanın yanıtı da sert olur; " o orospu çocuğu shakespeare türkçe bilseydi, bu şiiri böyle yazardı!" tahsin yücel ise içlerinde belki de en kötüsüdür. çünkü arı türkçe tutkusu nedeniyle çevirileri okunamaz durumdadır. hatta o çeviriler için türkçe sözlük gerekebilir. *

    dillere göre en iyi çevirmenler:
    ........................................................
    ingilizceden:
    -murat belge: zor yapıtların çevirmeni. özellikle william faulkner gibi bir yazarı çevirmeye kalkmak her yiğidin harcı değildir.
    -sabahattin eyüboğlu: shakespeare oyunları çevirmeni. tartışmasız en iyisi.
    - talat sait halman: shakespeare'in sonelerini kanımca en iyi çeviren kişidir. piyasada baskısı mevcut. üstelik sonelerin türkçesinin, ingilizce orjinalleriyle birlikte verilmiş olması, çevirisine olan güvenin göstergesi olarak yorumlanabilir.
    -fatih özgüven: günümüzün önemli çevirmenlerinden biri. çevirmenlerin kabusu olan vladimir nabokov, virginia woolf ve henry james gibi yazarları çevirmiştir. soyadının hakkını vermiştir. *
    -mina urgan: başta moby dick ve sineklerin tanrısı olmak üzere, ingilizcenin en temel yapıtlarından birkaçını çevirmiş, ingiliz edebiyatı tarihini ve en sevdiğim kadın yazarlardan virginia woolf'un biyografisini yazmış önemli bir çevirmen ve edebiyat tarihçisi.

    .....................................................
    almancadan:
    -behçet necatigil: kendisinin eşsiz şairliği yanında, almanların en lirik şairi henrich heine ve norveçli yazar knut hamsun'un yapıtlarını çevirmesiyle de pek ünlüdür. özellikle heine'nin "şarkılar" adıyla çevirdiği kitabı naçizane tavsiyemdir.
    -ahmet cemal: "niteliksiz adam" ve "vergillius'un ölümü" başta olmak üzere, zor metinlerin çevirmeni. belki de yaşayan en iyi almanca çevirmeni.
    -kamuran şipal: franz kafka ve hermann hesse çevirmeni. ama hesse çevirileri daha iyidir. kafka'yı ahmet cemal'den okumalı.
    -burhanettin batıman: schiller baladlarını harikulade çevirerek dilimize aktaran ve bununla yetinmeyip alman edebiyatı tarihi yazan çevirmen.
    -selahattin batu:goethe çevirmeni. onun meb klasikler dizisinden çıkan " goethe - seçme şiirler" adlı yapıtı çin'de dahi olsa bulunup okunmalı. pelin batu'nun da dedesi olur aynı zamanda.

    .................................................
    rusçadan:
    -hasan ali ediz: rusça'dan çeviri söz konusu olduğunda akla gelen ilk isim. özellikle suç ve ceza çevirisi tavsiye edilir.
    -nihal yalaza taluy: devletin resmi rusça çevirmeni. meb bünyesinde 1940'larda ve 1950'lerde yaptığı klasikler çevirileri, farklı yayınevlerince hala kullanılmaktadır. hatta alanında hala en iyi çeviriler olduğu yazılır, çizilir ve söylenir.
    -leyla soykut: birçok tolstoy romanı ile birlikte savaş ve barış'ın da çevirmenidir. gerçi bu kitabı zeki baştımar'la birlikte nazım hikmet de çevirmiştir; ama o çeviriyi henüz okumadım. iletişim yayınları leyla soykut, can ise nazım hikmet çevirisini bastı. tercih sizin.
    -ergin altay:dostoyevski çevirmeni. dostoyevski çevirilerini, hasan ali'den bulunamazsa (piyasada bulunması zor) koşa koşa sarınılması gereken kişidir; can simididir.
    -ataol behramoğlu: puşkin şiirleri ve rus şiiri antolojisi çevirmeni. can yayınları'ndan çıkan o antoloji naçizane tavsiyemdir.

    .............................................
    fransızcadan:
    -roza hakmen: marcel proust'un "kayıp zamanın izinde" çevirisi kendisini fransızca konusunda zirveye taşımaya kafi iken, o kalktı bir de don kişot'u ispanyolcadan eksiksiz bir biçimde çevirdi. yetmedi, gitti ingilizceden de efsaneleşek çeviriler yaptı. üç dilden de bu seviyede çeviri yapabilmesi, kendisini dünyaca ünlü çevirmenler arasına kattı.
    -nesrin altınova:fransız kültür bakanlığından ödüller alacak çapta büyük bir çevirmendir. özellikle victor hugo ve honore de balzac yapıtlarının bu rahmetliden okunması tavsiyemdir.
    -ilhan berk: şairliğinin yanında, klasik fransız şiiri çevirileri ile ünlüdür. cemal süreya ya da can yücel gibi şairlere nazaran yapıtları aslına daha sadık çevirir. şairaneliği de korur. fransız şiiri antolojisi adlı kitabı ne kadar iyi bir çevirmen olduğunu anlamaya yeterlidir.
    - mehmet rifat: özellikle yapısalcılık ve göstergebilimin temel taşlarını dilimize kazandırarak büyük bir boşluğu doldurmuş önemli bir çevirmen ve akademisyendir.
    -erdoğan alkan: en sevdiğim şairlerden paul verlaine ve gerard de nerval'i en lirik haliyle çevirenlerden biri. çevirileri sadece bu ikisinden ibaret değil tabi ki, ama o verlaine şiirlerini okurken her seferinde öylesi keyif alırım ki aklıma hep bu çevirisiyle gelir.

    .............................................
    italyancadan:
    -rekin teksoy: dante ve boccacio'dan yaptığı çevirilerle italya'dan bile onur ödülleri ve nişanlar almış efsane bir çevirmendir.
    -şadan karadeniz: umberto eco çevirileri ile ünlü akademisyen ve çevirmen.
    -necdet adabağ: italyan şiiri üstüne belki de en iyi çevirmen. çünkü şiirleri çevirirken lirik unsurları korumaya çalışır. leopardi'nin ve petrarca'nın divanlarını çevirileri önemlidir.

    ..................................................
    ispanyolcadan:
    -sait maden: ispanyolların altın çocuğu federico garcia lorca çevirmeni. elbette başta pablo neruda'dan olmak üzere daha pek çok iyi çevirileri mevcut, ama maalesef bu lorca çevirisini piyasada bulmak zor.
    -ülkü tamer: özellikle latin amerika'dan yaptığı şiir çevirileri ünlüdür. çağdaş latin amerika şiiri antolojisi kitabı tavsiyemdir.
    -celal üster: en sevdiğim latin amerikalı yazar olan juan rulfo'nun çevirmeni. özellikle kızgın ova adlı öykü kitabının çevirisini, hiç duraksamadan en beğendiğim birkaç çevri arasına alırım.

    .................................................
    yunancadan:
    -azra erhat: antik yunancadan yaptığı çevirilerle sanat ve kültür hayatımıza bir insanın yapabileceği en iyi hizmetlerden birini yapmıştır. ilyada ve odysseia çevirileri takdire şayandır.
    -herkül millas: modern yunan şairlerinden yaptığı çeviriler önemlidir. yorgo seferis, yannis ritsos ve konstantin kavafis'in toplu şiirlerini çevirmiştir. benim için özel yeri olan çevirmenlerdendir.

    ................................................
    farsçadan:
    -abdülbaki gölpınarlı: dünyaca ünlü iranlı şairler hafız, ömer hayyam ve mevlana'nın şiirlerini çevirerek cumhuriyet neslini ihya etmiştir.
    -asaf halet çelebi: mevlana ve ömer hayyam rubaileri çevirileriyle öne çıkmış büyük bir şairdir. günümüz diline en uygun biçimde yeniden çevirmiştir ama bu çevirileri ateş pahasıdır; piyasada pek yoktur.
  • (bkz: ahmet cemal)
    (bkz: roza hakmen)
  • alanında en iyi olduğunu düşündüğüm, çevirdiği dilin yanı sıra kendi dilini de iyi kullanan çevirmenlerdir. okuduklarım arasında çevirisiyle "a" kaliteyi yakalayan çevirmenleri hatırlayacak olursam;

    hermann hesse'nin kitaplarını çeviren kamuran şipal bunlardan biridir. sadece almancaya hakimiyetiyle değil, çeviri kitabı bitirdiğinizde dahi dilinizde edebi bir lezzet bıraktıran bir çevirmendir.

    ayrıca sosyal yayınlar'dan sefiller serisini çeviren cenap karakaya,

    engin yayıncılık'tan savaş ve barış'ı çeviren mete ergin

    yine sosyal yayınlardan suç ve ceza çevirmeni mazlum beyhan da işinin ustalarındandır.
  • edgar allan poe çevirilerine saygımdan bir daha, tekrar tekrar yazmak istediğim "dost körpe".

    o kelimeleri tek tek seçer, bu acaba poe kelimesi mi der, şöyle bir söylem süzgecinden geçirir ve kondurur güzelce. "tell-tale heart" mesela, ona kadar hep yok "geveze yürek, yok çok konuşan kalp" diye saçma sapan çeviriler çıkmışken o gelmiş "gammaz yürek" demiştir, noktayı koymuştur.
  • (bkz: tomris uyar)
    caz dönemi (ragtime) - e.l. doctorow, hapishane kuşu - kurt vonnegut jr ve uşak ne gördü (tiyatro oyunu) - joe orton çevirilerindeki nefis türkçesiyle kendileri de çok iyi olan bu kitaplara apayrı lezzet katmıştır. tabii şu an aklıma gelmeyen birkaç iyi çevirisi daha var okuduğum.
  • simdi bastan hatali bir basligin hatali girdiler ile daha da hatali gelmesi durumu var burada.

    kime göre, neye gore, hangi merciye gire en başarılı bu çevirmenler. cevirinin sosyoloji ile birlestigi gunumuzde "iyi" nitrlendirmesi hangi kistaslara göre yapiliyor. metis cevirinin internet uzerinden acik olan dergilerine bakarsaniz, bu sekilde bir siniflandirma ve kiyaslama dahi goremezsiniz, ki bu dergi gelmiş gecmis en iyi çeviri ve eleştirisi dergisidir. acin bakin, cok iyi diye zikredilen çevirmenlerin bile acimasizca elestirildigini görürsünüz. o yuzden çeviri dunyasinda cevirmenlerin ilah edilmemesi gibi bir durum mevcuttur, ki haklı nedenlerledir.

    ceviri dünyası cok karmaşık, farklı aktorlerin ve belirlryicilerin yer aldigi bir dunya. insanların bir kapak uzerinde gordugu bir isimden ibaret değil çevirmen ya da onun iyiliği ya da kotulugu. kitap basina 1000 tl alan da 30000 tl alan çevirmen var bu ülkede, siz hepsinden ayni kalite ceviri yapilmasini mi bekliyorsunuz, her cevirmenin ayni zamana, ozgurluge sahip oldugunu mu saniyorsunuz. sonra 1000 lira alıp, kısıtlı zamanda yayinevinin istedigi turde ceviri yapmak zorunda kalan adam kotu, kaka.

    ceviri dedigimiz is, al sana kitap, bir miktar para ve holosko denilerek yürüyen bir sey degil. yayinevi var, sansur var, okuyucu kitlesi var. nasil hiçbirimiz isyerlerimizde tam kapasite ozgurlukle çalışmıyorsak, cevirmenin de bizden farki yok. sana bu kadar zaman diyor yayinevi, al bu kadar da para, bunu a şekline, b düzeyine göre cevireceksin. tamam diyor mecburen adam, gecim kaynagi o. cevirmenlikte belli ucretlendirme tarifesi yok, o yüzden somuruye cok acik. senin yaptığın cok kaliteli bir ceviriye cuzi fiyat verip bir de begenmeyip degistiren yayinevleri var.

    ha ben neden ahmet cemal olamiyorum, ne bileyim tomris uyar olamıyorum, bu sadece benim ceviri yetersizliğimle mi ilgili? hayir efendim, ceviri ortamı, sunulan ortam, one sürülen sartlar vs. esit degil. ha tomris uyar'in ceviride finansal bir olaydan adinin gecmemesi, cemal süreya'nin sadece adının gecmesi bile bu isin aksak bir yonunu gosteriyor.

    bir de cevirinin ve cevirmenlerin iyiligi, kalitesi soz konusu kaynak metne sadakatle ilgilidir gibi bir anlayış var. 50lerde baslayan, 80lerde zirveye ulaşan kültürel ceviri donusumunde bu olay kalkti artik. ki dusunun bakin antik yunandan beri adamlarin tartistigi bir sey bu, ceviri kaynak metne sadık olmali midir degil midir? yazar mi hedef topluma yaklasmali, toplum mu yazara yaklastirilmali çeviride? antik cagdan bugüne hala bu mevzu bahis.

    her donemin ceviri modasi var. ıncil cevirisi halkin anlayacagi sekilde yapıldı, kaynak metinden koptu çevirmen diye kaziga bağlanıp yakilan çevirmen var. halbuki adamin dedigi kimsenin incili anlamadığı, bunun halkin anlayacagi bir dile döndürmek gerektigiydi, ama adam kutsal kitapta metne "sadik kalmadigi" icin öldürüldü.

    binlerce ceviri turu var, kaynak odaklı, metin odaklı, cevirmenin gizliligi, cevirmenin gorunurlugu, ceviride odunc alma, lokakizasyon, cevirmenin habitusu, normlar, coklusistemler vs...

    benim de tavsiyem, kiyaslayin. hicbir cevirmen tam anlamiyla iyi çevirmen değildir, nasil ki her doktor iyi bir doktor ya da her asci iyi bir asci degilse. karşılaştırın cevirmenleri, belki siz halk odaklı, kaynak odaklı ceviri seviyorsunuz o yuzden o cok övülen "sadik" cevirmen sizi tatmin etneyecektir.

    ayni cevirmene alismayin, aynu cevirmene alismak demek yazardan ziyade o cevirmene ve yazin diline alismak demektir. ayni eseri bir de baska çevirmenden okuyun, belki sizi yazara daha yakinlastiracaktir ya da ceviride yaratıcılık ariyorsunuzdur, ve belki de aradığınız ondadir.

    once kendi ceviri zevkinizi, sonrasinda çevirmeninizi belirleyin.
  • louis ferdinand céline' in gecenin sonuna yolculuk'un ( voyage au bout de la nuit) yiğit bener çevirisi de bu listede yer alsın.
hesabın var mı? giriş yap