• yoktur öyle bir şey. 80 bin km'deki arabada bugüne kadar sadece 2 ön balata değiştirmiş biri olarak söylüyorum. istanbulda veya benzeri bir trafiğin yoğun olduğu şehirlerde yaşıyorsanız o iş biraz zor. iyi şoför takip mesafesini iyi ayarlayabilen şofördür. bunun sonucu olarakta az fren yaparsınız.
  • eğer çarpışan arabalardaki pistteki herhangi bir arabanın şöförü ise doğru olan teoridir.
  • kalp kıracak başlıktır. anlatım bozukluğunu anlayıp bundan rahatsızlık duyan ve bunu yazmaya karar veren biri mutlaka olacak. belki vehameti kavratmaya çalışacak belki yerkelcilik yapacak, ama işin özü allah belamızı vermiş, belimizi pisa kulesi gibi en alt noktasından bükmüş haberimiz yok. gelsin özel hayatta dizi türü yanlış anlaşılma keyfi, gitsin kamusal alanda manipülasyona açık yığınlar. biz.
  • başının üzerindeki kitapları düşürmeden yürüyebilmeye benzetilebilecek şoförlük modelini özetleyen önermedir. iyi bir sürücü otomobilini (yahut kullandığı taşıtı) tanıyan, gaz ve fren tepkilerinin farkında olan, bir o kadar da trafiği okuyup ayağının altındaki pedallara buna göre hükmedebilen sürücüdür. insanı trafik kazalarından kurtaran direksiyon hakimiyeti değil, pedal hakimiyetidir. direksiyon hakimiyeti anlık tepkilerden oluşur ve bir sonraki durumu (eğer pedal hakimiyeti iyi değil ise) öngörmek çoğunlukla mümkün değildir. fakat pedal hakimiyeti çoğunlukla bir hatta iki sonraki durumu öngörebilmeyi gerektirdiği için çoğunlukla hayat kurtarıcıdır.

    ayrıca adı geçen önermede anlatılmak istenen sürüş şeklinin otonom sürüşe en yakın sürüş şekli olduğu ve başta yakıt olmak üzere taşıtı yürütmek için gerekli olan kaynakların en verimli şekilde kullanılması anlamına geldiği için; toplum olarak doğru algılandığında önemli ölçüde milli servet kazanımı da sağlanmış olacaktır.

    (bkz: hypermiling)
    (bkz: energy efficient driving)
  • (bkz: rahmetli de pek frene basmazdı!)
  • doğrudur fakat bu tespitin türkçe meali, "ayağını gazdan çekmez" değil "gereksiz yere gaza basmaz o yüzden sık frene gerek duymaz" şeklindedir.
  • gorusu sadece bir ondeki aracin fren lambasina degil ayni zamanda onun da onundekilerin lambalarina odaklayarak yapilandir. lakin bu da yeterli degil cunku trafikte gereksiz yere frene basan cok vatandas var. kirmizi lambasi yandiginda sadece gazdan cekmeniz cogu zaman yeterlidir. bir sonraki trafik lambasini, bir sonraki kavsagi, bir sonraki viraji hesaba katarak yag gibi kayar gidersiniz. ben arabaya modern atım gibi davranirim ve onu yormak ve üzmek istemem.
  • istanbulda yoğun trafiğin hükmettiği işe gidiş ve iş dönüş saatlerinde mümkün olmayan önermedir. dur kalk sırasında sürekli sağdan soldan önünüze kıran arabalarla beraber tamamen imkansızlaşır. uzun yol için ya da sakin trafikten bahsedildiğinde geçerli olabilecek önermedir.
  • eğer birkaç hamle ilerisini dusunebiliyorsaniz oldukça az ani veya acil fren yaparsınız. çoğu zaman gazı bırakmak yeterli olur. yaptığınız frenler de oldukça yumuşak olabilir. eğer normalde kullandığınızdan yüksek bir arac kullanırsanız görüş imkanınız oldukça artacaktır. bu da yumuşak sürüş yapmanıza yardımcı olur.

    ayrıca bu konunun kralları makam soforleridir. araçlarının konforu, taşıdıkları kişilerin beklentisi ve kendi tecrübeleri bu sonucu doğurur. bir s500 görürseniz takip edin. doğru sürüş onların yaptığıdır.
  • (bkz: en iyi şoför en az frene basan ölü şofördür)
hesabın var mı? giriş yap