• benden önce iki kişi girdi. ilki erkekti ve çılgınca böğürdü. yeri göğü inletti. diğeri kadındı, hiç ses etmedi ama çıktığında kıpkırmızıydı. ben anestezili olsun istemiştim ama o sıra param yoktu ve devlette yaptırmam gerekiyordu. tabii ortamlarda yea anestezili sağlıklı değilmiş, hem ne var dayanamıcak falan diyordum. sandıkta hdp ortamlarda chp gibisel.

    çok sakin bi şekilde girdim ama acaip korkuyordum çünkü öğürmemek, kusmamak için alkolü bile sınırlı tüketen biriyim. neyse girdim odaya, otomatik şekilde yapıp yapıp çıkaran doktorların oyalanası tuttu. profesör geldi, kızım gençsin de daha cık cık falan diyor. ulan endoskopi diye başka yere mi girdim noluyor diye strese girdikçe daha bi sakin görünüyorum. yattım ve yatmamla hortumu gördüm. serçe parmak kalınlığında bişi yaa diyenler! benden beter olun! hortum boğazımdan önce mideme sonra da bağırsaklarıma doğru soğuk soğuk kayarken derin nefes al diye tekrarladım. nefes al ve yutkunma. nefes al ve yutkunma. içimden yaptığım bu telkinlere doktorun sesi karıştı " harikasın, süpersin evet biraz daha oh çok iyisin, senin gibi dayananı görmedim -nefes al- evet midedeyim- yutkunma- çok iyi durumda-nefes- bağırsağa indim güzelim- yutkn..- evet çıkıyorum. oh harika. sen gerçekten süperdin."

    sanki sevişmiştik.

    kızarmadım, böğürmedim de. sadece içimde hortumun geçtiği yerlerde soğuk bir his kaldı. uzun süre de geçmedi. boğazım tahriş de olmadı, sakin kaldığım ve serbest bıraktığım için sanırım.

    şimdi ne zaman beni zorlayacak bi şeyle karşılaşsam hortumu düşünüyorum. ne zaman nefesim daralsa hadi diyorum derin nefes al. ne zaman bi şeyi yetiştiremesem sakince yaparsan olur diyorum. günde defalarca kere endoskopi hortumları geçiyor içimden. geçmişteki daha kalın hortumları düşünüyorum. endoskopi hayata çok benziyor. ikisi de derin nefes alıp verince bi şekilde geçiyor. hortumun bıraktığı soğuk his kalıyor yalnızca. ona da alışılmıyor. alışılmıyor.
  • ozel hastanelerde son derece acisiz[sonrasinda bogaz agrisi olabiliyor, sokarken muhtemelen saga sola durtuyorlar] yapilan ic organ goruntuleme islemi. bonus olarak albume konmak uzere renkli mide ve bagirsak fotograflariniz ile hastaneden ayriliyorsunuz. onemli olan ic guzelligi derlerdi de inanmazdim. boyle pembe pembe bi mide, hos tabi.
  • kantelem: meraba benim randevum vardı, endoskopi için...
    hemşire:i çeride hasta var, o çıkınca size sıra gelecek...
    (takriben 5 dakikalık bir bekleme sonucu içeriden böğürme sesleri gelir... bir süre sonra böğürtüler ve benim hastaneden kaçma isteğim had safhaya ulaşır... içeriden bir teyze çıkar ve yanımdaki amcanın yanına oturur)
    amca: nasıldı,canın yandı mı?
    teyze: ruhumu söktüler, öldüm, bittim vs...
    (bu sözlerden sonra extradan bir joseph moduna giren ben tam eve sıcak yatağıma dönmeye karar vermişken...)
    hemşire: sıra sizde, buyrun... şöyle yatın, biraz bekleyeceksiniz...
    (kocaman bir makine ve sağından solundan çıkan bir sürü hortum... 'acaba hangisini sokacaklar ağzımdan?.. yok canım abartma sende o hortum kafan kadar, o değildir...' gibi düşüncelerle geçen 10 dakika sonunda doktor gelir)
    doktor: şimdi şunu ısır (makara gibi bir şey; ortası delik... tahmin edebileceğiniz gibi oradan hortum giriyor) şimdi hortumu ağzına sokacağız, gırtlağına gelince hortumu yut!
    kantelem: (ağzından makaramsı şeyi çıkararak) nası yani? nası yutarım ben bunu yaw?... aaa boat on the river çalıyor*...
    doktor: (çıkışır) senle uğraşamam, herkes nasıl yutuyorsa sen de öyle yutacaksın,hem sen aslansın ,kaplansın; hadi bakem...
    kantelem: peki (eşhedüenlaa.... sonrası sırf böğürtü...)
    -takriben 10 dakika sonra-
    doktor: al şu parçayı patolojiye götür, sonuçları doktoruna verirsin...
    kantelem: (hala endoskopinin bittiğine inanamamaktadır) ulan gitti güzelim parça bee... bi daha mı gelsem buralara? doktor bey when the children cryı da çalarsanız bi daha soktururum o hortumu gırtlağıma...
    doktor: kaybol!!!
  • hakkında zırnık kadar güvenilir bilgi bulunmayan uygulama. en azından diyabetliler için yok.

    yarın sabah 09:00 itibariyle, okuduklarım doğrultusunda hortumu yutacağım. bana sorarsanız [ben yaptıracağım testi, uygulamayı, hatta olacağım ameliyatı bile netten izleyen biri olarak söylüyorum], bunu oradan buradan okuyup izlemeyin.

    zaten sevimsiz bir şey, bir de okuyup okuyup kurmayın kafanızda. oldu da bitti maşallah tekniği ile girin derim ben. ben ettim, siz etmeyin.

    bir de her yerde farklı bilgi var bununla ilgili. kimisi en az 12 saat yiyip içmeyin derken, beriki 6 saat demiş. diyabetliler için şükürler olsun bir bilgi yok hiç bir yerde. bulana aşkolsun. yapacak olan doktora ulaşmanız zaten [özelde yaptırmıyorsanız] mucize.

    bir yığın ameliyat oldum. ağrı ve acı eşiğim hayvan gibi yüksektir. dermatoloji'ye patoloji örneği verirken falan uyuşturtmamıştım kendimi (ha iyi bok yedim tabi o ayrı) fakat endoskopi kağıdı elime verilince allahım sana geliyorum dedim. hele ki oraları buraları okuduktan sonra götümde kelebekler uçmaya, fiti fiti yusuflar atmaya başladı. bu kadar kabusum olan bir uygulama daha hatırlamıyorum.

    allahım! gönül isterdi ki express olsun fakat vakıf gureba aktarmasıyla sana geliyorum!

    edit: hocam çok net söylüyorum götünü siktir, yine de gureba'da yaptırma.
  • hayatımın en tatlı uykusunu uyuduğum işlem oldu. bir gün öncesinde ofise bahçe hortumu getirip moral veren arkadaşlara da ayrıca teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
  • güneşli'de avrupa cerrahi merkezinde, 12 liraya çekiyorlar. bugün çektirdim.

    öncelikle, telefonda randevu alırken gece 12den sonra bir şey yiyip içmemenizi söylüyorlar. mide tamamen boş olmalı yani. neyse, aç bilaç gittik hastaneye. önce yukarı kardiyolojiye çıkardılar. bi ekg çektiler. kardiyolog gördü. tansiyon ölçmedir göğüs sırt dinlemedir filan rutin muayenesini yaptı. endoskopi çektirmesinde sakınca yoktur kağıdını verip gönderdi.

    işte indim aşağı evrakları teslim ettim. anestezi ile uyutup yapıyorlarmış. damar yolu açtırın dediler. ama ben yalnızdım ve endoskopi çekildikten sonra tek başıma taa yeniköye toplantıya gitmem gerekiyordu. o yüzden sadece sıkın boğazıma fısfısı gitsin dedim. kızcağız dehşete düştü olur mu öyle tölere edebilir misiniz filan diye ascfgvhffds neyse damar yolu açtırmadım, bekleme salonunda oturdum. biraz bekledikten sonra aldılar içeri.

    önce sedyeye oturuyorsun tamam mı? boğazına bir fısfıs sıkıyorlar, yutkunamıyorsun bile. aslında yutkunuyormuşsun tabi de, hissetmiyorsun. dilin uyuştuğundan konuşman peltekleşiyor biraz. heh, sonra da kurbanlık dana gibi yatırıyorlar seni.

    bak o kadar entari okudum, bilgi paylaşımlarına baktım forumlarda, kimse bunu yazmamış. resmen kurbanlık dana gibi, kollarını arkada birleştirip soluna yatırıyorlar. başını aşağı veriyorsun. ağzının altına bikaç tane kağıt havlu koyuyorlar. beni uyuşturmadıkları için, hemşire arkadan kollarımı da tuttu. ağzına ortası boş düdük gibi bişeyi sıkıştırıyorlar. sonra hortumu sokuveriyorlar içeri.

    endoskopinin en iyi tarafı kısa sürmesi. dört beş dakikada bitiveriyor. yoksa katlanılır şey değil. öğürüp kusmaktan fena oldum. içerde kımıl kımıl o kamera gezdikçe insanın canı yanıyor he. neyse bitti kalktım. üstüme kusmuşum birazcık. hortum içimden çıkınca tay gibi kalktım ayağa asefghfgfs biraz midemin düzelmesi için bekledim. sonra atlayıp taksiye eve gittim kusmuklu üstümü değişip toplantıya yollandım. şimdi hafif bi mide ve boğaz ağrısı dışında bi şikayetim yok.

    ama işi gücü olmayıp eve yatmaya gideceklere, anesteziyi tavsiye ediyorum ben. çekilir kahır değil.
  • bir kere yaptırdıktan sonra bir daha yaptırmamaya yemin edilen, doktorların hastalarına işkence etmek için bulduğu bir operasyon...

    önce yan bi şekilde masaya yatarsınız...ağzınıza, ortası delik bir plastik parça oturtulur ve bu ortadaki delikten ta midenize kadar itfaiye hotumu genişliğinde ucu ışıklı bir hortum sokulur... bu hortumun midenize inişinin ve gezinişinin her anını hissedersiniz... bu işlemler sırasında ağzınızdan, burnunuzdan, kıçınızdan sular, salyalar akar...hatta şöyle ki akan salyalar ağzınızın altına konan bir kaba birikir...böğürtüleriniz ta alt kattan duyulur...

    (bkz: entry girerken depreşen anılar)

    abartan rektoskopi olsun ki böyle...
  • gastroskopi olanını bugün yaptırdım. benim gibi prospektüsten önce ekşisözlük okuyan hastalar varsa diye de içlerini rahatlatmaya geldim. çünkü ben de insanların yorumlarına değer veriyorum ve aşırı korkuyordum.

    karın bölgem bi kaç haftadır aralıklı olarak aşırı ağrıyordu. ama tam neresi bilemiyordum. tuvalette de kan görünce doğru dahiliyeye gittim. bir sürü kan testi ve ultrasonla birlikte genel cerraha yönlendirdi doktorum. genel cerrah olan doktorum da hemen bir gastroskopi yazdı. endoskopi bu işlemlerin genel adı. ben mide için olanını yaptırdım, o gastroskopi.

    bakın ben ufak tefek, tam bir drama queen bir kız çocuğuyum. üç gündür okumadığım yazı, izlemediğim video kalmadı. dün gece yatakta soluma yatıp nefes egzersizleri falan yaptım. çünkü aşırı korkuyordum. korkudan endoskopi odasının önünde ateşim yükseldi. sondan üçüncü sırada olduğum için bütün hastaları gördüm maalesef. dağ gibi yiğitler, yaptıramadım diye çıktı odadan. koca amcalar neredeyse ağlayacak hale geldi. sıra bana gelene kadar ben de çok korkuyordum. bunları neden anlatıyorum. çünkü; ben bile yaptıysam siz var ya ohooo. çok rahat yaparsınız.

    şöyle düşünün. bu yapılamayacak bir şey olsaydı bilim adamları yapılacak olanını bulmaya çalışırlardı. o boru gırtlağımızdan geçemeyecek olsaydı emin olun doktorlar geçirmezdi. bunu keşke doktorun kapısında keşfetmeseydim afdsafds. üç günüm korkudan zehir oldu. içinizdeki drama queeni öldürüp rasyonel insanı çıkartın. beyin bedava.

    olay toplam 5 dakika bile sürmedi. uslu durursanız 3 dakikada falan doktor işini hallediyor.

    kapıda beklerken içeriden baya böğürtü sesleri geldi. ''hep böyle mi?'' dedim hemşireye '' hastasına göre değişiyor.'' dedi. on iki imamı tek tek yardıma çağırmaya başladım o anda fadsfads. sıra bana geldi, boğazıma dişçilerin kullandığı bir sprey sıktı az önceki hemşire kız. '' biraz çok sıksan olur mu?'' dedim. dayadı uyuşturucuyu sağolsun. uyuşturucu dediğime bakmayın, boğaz bölgeniz uyuşuyor sadece. ama güzel uyuşuyor. içeride 3 hemşire 1 doktor vardı. bilgisayar başında olan aynı zamanda djlik yapıyordu. hemşirelerden birisi uygun pozisyonda uzattı beni. doktor tepemde dikildi ''bahçada yeşil çınar'' çal dedi. ay nasıl sinirim bozuldu anlatamam afsasgafs. ağzınıza bir ağızlık takıyorlar. zaten direkt hissedeceğiniz tek şey de bu ağızlık. ortası delik ağızlıktan giriyor hortum ağzınıza. sonrası sizden çıkıyor. normal durup nefes almaya devam ederseniz doktor 3 dakika içinde midenize girip hatta pataloji için parça bile alıp çıkıyor. üç kere falan hafifçe öğürdüm sadece.

    çıkıyorum dedi çıktı. hortum mortum hissetmedim. hortum dediğiniz şey de serçe parmak kadar bir plastik, bahçe hortumu düşünmeyin. ben en çok bundan korkmuştum.

    ''en iyi ikinci hastamsın'' dedi doktor. bana bana bihterinize.

    gözünüzü kapatın. bunun bir bilim olduğunu, teşhis ve tedaviniz için olmazsa olmaz olduğunu unutmayın. geri dönüşü olmayan bir seviyeye gelmeden varın bir tane hortum yutun. haydi aslanlarım, ben yaptıysam hepiniz yaparsınız.
  • lokal anestezi yapılan hastanın midesi hassassa, hortumun itilmesi ve geri çekilmesi evrelerinde öğürürken hasta kasılabilir ve kusabilir. işlemden sonra hortum sürekli gırtlaktaymış gibi hissedilir. ilk iki saat "ömrümün kalan kısmında asla iştahım geri gelmeyecek. yemek görmek istemiyorum. şu an crunch max bile verseler yiyemem" diyen hastanın 5. saat sonunda -işlemden evvel de 12 saat aç kalmıştı- karnının açlığına dayanamayarak mutfaga ilerlediği görülmüştür.

    endoskopi gerçekten zor bir işlemdir, ilk saatlerde yutkunmak bile acı verebilir. ancak asla apseli bir dişe kanal tedavisi yapılması kadar acı verici bir işlem degildir.

    işin en üzücü noktası ise, doktorun "sende x,y veya z olabilir, kesin tanı için endoskopi yapılmalı" demesi üzerine endoskopi yapılması ve rapor sonucunda "x,y,z bulundu" ibaresiyle karşılaşmaktır. "madem hepsinden çıkacaktı, ne diye boşuna kusturdunuz beni?" diye hasta hayıflanır.
  • dr: tamam koçum sakin ol 10dk oldu.çıkarıcaz
    fteotdgs: mmmm ..oommm...muua....
    dr: tamam sakin. çıkarıyorum az kaldı
    fteotdgs: ööööö...nnoo..n...yööte.....muu...öögk
    dr: çıkarıyoruz tamam tamam.dimi hemşire hanım tağmam.tağmam.tamam...
    fteotdgs: ooo..r..ohoooööggkkk..öö
    dr: ilerliyelim az daha hemşire hanım
    fteotdgs: [ kusmakla ağlamanın birbirine harmanlanması efekti ]
hesabın var mı? giriş yap