98 entry daha
  • genel olarak, insanlığın ve insanlığın sahip olduğu medeniyetin geldiği en uç noktaya rağmen, içgüdü ve duyguların 4 milyon yıl önceki monolitik çağlarda yaşamaya çalışan primatlardan hiç bir farkı olmadıgına dikkat çekiyor bu film. 4 milyon yıl önce afrika'da düşmanını yerden buldugu bir kaval kemiğiyle döverek öldüren insanoğlu, yarattığı en akıllı cihaz olan hal 2000'i yok etmek için parmak büyüklüğünde bir tornavida kullanıyor sadece. insanın tüm sinir sistemini simüle edebilen ve hatta ötesine ulaşabilen bir süperbilgisayar yapan insanoğlu, uzaya çıktığında oksijen tüpüne muhtaç olan bir zavallı aslında.

    film, bu bunun gibi onlarca "açıkça söylenmeyen ama sahnelerin içine gömülmüş olan" mesaja sahip. 140 dakikalık film boyunca sadece 40 dakika konuşma olması da bu yüzden, sadece görselliğin konuşması sebebiyle... başından sonuna kadar tek bir lazer sesi duymadığınız, milyon dolar harcanan patlama efekti, savaş sahnesi görmediğiniz ya da "federasyon gemileri, sibernetik güç kalkanları ya da lazer güç ünitesi" gibi kolpa bilim kurgu klişelerine maruz kalmadığınız, tam aksine yönetmenin, bilim kurgu sanatını kurmaca olgularla değil, bizzat insan psikolojisiyle sunduğu müthiş bir film 2001: a space odyssey. bu sebeple sadece bir bilim kurgu filmi olarak değil, bir çeşit psikolojik film olarak da görmek uygun olur sanki.
872 entry daha
hesabın var mı? giriş yap