130 entry daha
  • her eskişehirlinin ismini duyduğunda içinde kıpırdanmalar yaratan futbol takımı ve belki de fakat tam da futbol takımı değil..hikayesi olan sağlam bir film gibi...

    ne gerekir ki sağlam bir senaryoya?

    futbolun payitahtında oturan bir ülke (ispanya) ve onun sağlam temsilcisi (sevilla) karşısında adı şanı duyulmamış bir şehrin takımının son on dakikaya sığdırması gereken üç gol mü? bu maça gitmemize izin vermezseniz istifa ederiz diyerek fabrika müdürünün önüne istifa mektuplarını koyan demiryollarının, şeker fabrikalarının işçileri mi? yoksa maçtan saatler önce hatırlanan, avrupa kupası maçlarında formalarda türk bayrağı arması olmalı ama biz unutmuşuz derdine, ellerinde iğne ipliklerle koşarak bütün takımın formalarına bayrak armasını elleriyle işleyen eskişehirsporlu yöneticilerin eşleri mi? ya da son on dakikaya üç gol sığdıran takım mı?

    ne gerekir etkili, vurucu bir senoryaya?

    gencecik bir futbolcunun ülkenin üç büyük takımına kafa tutan, onları deplasmanda bile perişan eden takımda ilk onbirde yer bulduğu ve kavruk mahçup delikanlılığına sığdıramadığı (makatından kan gelmesi, kanser) için kimselere gidip hastalık işaretlerini söylememesi mi? hastalıktan dolayı zaman içinde performansının düşmesi ve bunun üzerine teknik heyetin ve yöneticilerin futbolcuyu kenara çekip konuştuklarında gerçeği öğrenmeleri ve ülke sınırları içinde tedavi olanağı bulunmaması üğzerine onu ingiltere'ye hastaneye göndermesi mi? o ingiltere'de tedavi olurken istanbul'a deplasmana giden eskişehirspor taraftarlarının taksim çiçek pasajında içerlerken bir çiçekci görmeleri (sabunçakis) ve vitrinde yazan "dünyanın her yerine çiçek gönderilir" yazısından dolayı ingiltere kraliçesine üzerinde "futbolcumuz ülkenizde kanser tedavisi görüyor, ona yardımcı olacağınızı biliyoruz" tarzında mesaj göndermeleri mi? yoksa bunun üzerine ingiltere kraliçesinin eskişehirspor taraftarlarına mektupla "futbolcunuza elimizden gelen tüm yardım ve desteği vereceğiz" cevabını göndermesi mi? yoksa o futbolcunun kurtarılamayarak ölmesi mi? formadan ayrı kalmamak için hastalığı söyleyememek ve forma için ölmek, bu mu?

    ne lazım şöyle dört başı mamur bir film için gerekli senaryoya?

    efsaneler yaratan o takım küme düştüğünde şehrin bütün meyhanelerinde, birahanelerinde yer kalmaması, mekanların sokaklara masa atması ve bütün bir şehrin hem içip hem ağlaması mı? takım üçüncü lige düştüğünde bile onu yalnız bırakmayıp tribünlere koşan yirmi bin kişiyle maç oynaması mı? ekstra play offun son maçında, birinci lige çıkma maçında konya'ya yirmi bin kişiyle deplasmana gitmek mi?

    ne lazım etkili bir senaryoya....
1862 entry daha
hesabın var mı? giriş yap