• işsiz sayısı her gün artarken, hayat daha da zorlaşırken hissedilen durum. levent bulut'un bu durumu anlatan şu yazısını da şuraya bırakayım:

    https://www.gunboyugazetesi.com.tr/…rtik-3604yy.htm

    üşengeçler için:

    türkiye'nin onca sorunu varken, günlerdir kamuoyunda kanal istanbul tartışması yapılıyor. zaten herkes bu konuyu tartıştığı için ben bu meseleye girmiyordum.

    söylenenler hep aynı çünkü...

    ama bir okurum defaatle "sonuçta kanal istanbul millete kalacak! herkes eleştiriyor ama millete kalacak bir projeye neden karşı çıkılıyor?" sorusunu sorunca yazmam elzem oldu. aynı düşüncelere sahip yüzbinlerin olduğundan eminim.

    *

    şüphesiz her ülke yöneticisi kendinden sonrası için geleceğe bir eser bırakmak ister. ama bu illa ki gereksiz ve çılgın bir proje olsun anlamına gelmez.

    siyasîlerin böyle bir amacı varsa bu durumda öncelik, ülkenin durumu ve ihtiyacına göredir.

    *

    şu an türkiye'nin eyt, işsizlik ve pahalılık meselesi varken...

    milyonlarca insan yarı aç yarı yok geçim kaygısı yaşarken...

    petrol zengini arapların yapay “palmiye adaları'”na özenircesine yapılacak bir projeye gerek yok!

    üstelik bu proje için ulaştırma bakanlığı’nın 2018'de hazırladığı resmî sunuma göre 20 milyar dolar harcanacak...(bugünkü kurla 118 milyar tl) az para da değil hani!

    *

    projeyi savunanlar diyor ki; "bu kanal ile montrö sözleşmesi by-pass edillecek, gemiler bu kanaldan geçmeye zorlanacak ve ücret alınacak."

    gel de gülme...

    tam bir deli dumrul hikâyesi...

    hani şu kuru bir çayın üstüne köprü yaptırıp geçenden 30 akçe geçmeyenden döve döve 40 akçe alan deli dumrul var ya…
    aynen öyle.
    bu durumu 2016'da dönemin ulaştırma bakanı ahmet arslan, osmangazi köprüsü'yle ilgili yaptığı açıklamada, geçenin de geçmeyenin de para ödeyeceğini söyleyerek açıkça itiraf etmişti. sayın ahalimiz ise alkışlamıştı.

    *

    dönelim konumuza. maksat boğaz’dan geçen gemilerden para almaksa eğer, montrö sözleşmesi'ne göre böyle bir hakkın var. sözleşmeye göre; türk boğazlarından geçen her gemi ton başına 0,17 gr altın karşılığı ücret ödemek zorunda. ama sen bunu almıyor ya da alamıyorsun sonra vay efendim bir kanal yapalım gemileri oraya zorlayalım ve geçenden para alalım diyorsun. daha önceki

    gün konuyla ilgili ulaştırma ve altyapı bakanı cahit turan, “yıllık 5 milyar dolar gelirimiz olacak.” dedi.

    yersen...

    hadi sen ülkende yol, köprü, hastane vs yapmak için vergi alıp da bunları kullandı diye kendi vatandaşından üste para alıyorsun…

    fakat elin oğlu yer mi?

    yemez...

    *

    yine bazı kişiler projeyi savunurken boğaz’da gemi geçişlerinin tehlike yarattığı bu kanal ile gemilerin güvenli geçişi olacağını söylüyor. bakıyorum yapılacak kanalın genişliği 150 metre olacakmış. boğazın genişliği ise yer yer değişmekle birlikte en dar yeri, rumeli hisarı ile anadolu hisarı arasında yaklaşık 698 metre...

    kardeşim dev petrol tankerleri yolunu 17 km uzatma pahasına üstelik ücret ödeyerek niye bu dar kanaldan geçsin?!

    60-70 metrelik tankerler kimi yerde genişliği 3 bin 500 metreyi bulan boğazda risk olarak görürken yapacağın 150 metrelik dar kanalda nasıl tehlike arz etmeyecek?

    *

    düşünelim lütfen bu projenin millete vereceği bir şey var mı? hadi yapıldı bitti diyelim... belki meraktan gidip görmek gezmek isteyeler dışında vatandaşa bir hayrı yok! ama şurası kesin ki; memura, asgari ücretliye faydası olmayan bu proje, sadece yandaş müteahhit ve işadamlarına yarar sağlar...

    *

    millete üretim bazında bir getirisi olmayacak kanalı inatla "yapacağız" diyorlar. oysa kanal yerine fabrikalar açıp iş imkanı sağlanabilir...
    hastaneler, okullar, yollar inşa edilebilir...
    atama bekleyenlerin ataması yapılabilir....

    öyle değil mi?

    her şey ortadayken, mantıken olması gereken de buyken neden bu kadar ısrar ve inat ediliyor diye düşünüyorsanız eğer; cevabı reis'in, "bir olay olduğunda, kime yarar bu olay diye düşünülür." sözünde yatıyor.

    şöyle bir bakalım: işsizlik, hayat pahalılığı, adalete güven kaybı ve suriyeliler...

    doğu akdeniz'de petrol ve gaz arama meselesi…

    amerika- iran krizi, idlib’den yeni bir göç dalgasının başlaması...
    devrim yaptık denilen hastanelerde 15-20 gün sonraya randevu alınabilmesi gibi konular yerine kanal istanbul günlerdir tartışılıyorsa eğer, bu sorunların konuşulmasını istemeyenler amaçlarına ulaşmıştır demek.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap