420 entry daha
  • çok güzel bir film, hastası olmamak mümkün değil. bayıldım. ve umarım aday olduğu 6 oscar'ın 6'sını da alır.

    filmin isminin işaret ettiği parazitliğin altını biraz açmak istiyorum.

    spoiler olabilir.

    filmin asıl parazitinin kim olduğunu uzun süre göremiyoruz. ta ki filmin ortalarına kadar. o parazit, sığınakta yaşayan adam.

    özellikle parazitin ilk göründüğü sahne, sığınağı evin bağırsakları gibi kodlayacak gibi çekilmiş. yani o bir kıl kurdu, bir tenya (artık hangisiyse.)
    konağında fark edilmeden yaşamak istiyor ve bunu başarıyor da.

    ta ki bir istilayla karşılaşana kadar.

    hikayenin konu ettiği diğer aile, daha çok virüse benziyor. konağına yerleşen ilk virüs, ingilizce dersleri veren evin erkek çocuğu oluyor. ve kendisini (dna'sını paylaştığı ailesini) klonlamaya başlıyor. sayıları birken iki, ikiyken üç, üçken dört oluyor ve konağın artık yaşam fonksiyonlarını etkilemeye başlıyor.

    burada (genel anlamıyla) parazitlik ve virüs arasındaki ayrıma dikkat çekmemiz lazım.
    çünkü parazitler konaklarında olabildiğince uzun süre yaşamak isterler. bu sebeple fark edilmemek için kendilerine özgü yöntemleri vardır. filmin "asıl" paraziti uzun bir süre fark edilmeden konağını sömürüyor.

    virüsler ise girdikleri hücreyi yok edene kadar çoğalmaya devam ederler. eğer önlem alınmazsa tüm sistemi çökertebilirler.

    bu sebeple metaforik "parazit", virüsleri öldürmek istiyor. ve bunu başarıyor da. çocukları öldürdükten sonra sıra anneye geliyor ama başaramıyor.
    dikkat ediniz, parazitin öfkesi "asla" konağına yönelmiyor. aksine, o hep minnettar. hatta o denli minnettar ki evin sahibi evde yürürken ona ışıkları açacak kadar (belirtmeliyim ki, evin sahibesi, o ışıkları sensörlü zannediyor.)

    ama virüsler konakların ölümüne sebep olabilirler. bu açıdan kızını kaybeden baba, konağını öldürmekte tereddüt etmiyor.

    filmin son bölümünde bu defa virüsün parazite dönüştüğünü (-geriye-evrimleştiğini*?) görüyoruz.

    filmin sınıf farklılığını işleyiş biçime bayıldım. görsel dili, kurgusu ve hikayeyi anlatırken hiç acele etmemesi ama gerilimi ve kara komedisinde elini korkak alıştırmamasının hasta oldum.
553 entry daha
hesabın var mı? giriş yap