79 entry daha
  • "woody allen artık kendini tekrarlıyor" diyenlerin yüzlerini güldüren filmdir bu film. şahsen ben allen filmlerini seven-sayan, ilk filmlerinden itibaren izlemiş biri olarak allen ın yaşlandıkça alışılmışın dışında, zekice diyaloglarla bezenmiş, akıcı ve ince,kara, yahut kaba mizahıyla izleyeni yormayan film yapma isteğinden/becerisinden taviz verdiğini/yitirdiğini düşünüyorum.

    bi 10 yıl öncesine kadar sürekli bi gelişme içerisinde olan allen sineması deconstructing harry den sonra yavaş yavaş da olsa çöküşe geçmiş/yahut değişime uğramış* ve match point seviyesine kadar düşmüştür. allen bu filmi en iyi filmim derken, güzel ve yakışıklı starlarla bezenmiş seksle bezeli filmlere aşina uyuşuk beyinli amerikan gençleriyle matrak geçiyor olmalı ya da artık görsel hafızasında sorunlar başgöstermekte veya en iyi filmim derken en anlaşılır filmim! deyişini kastetmiştir.

    en kötü diyalog yazarı bile bu filmdekilerden daha orjinal daha gercekçi daha "normal" diyaloglar yazar. allen bu filmde aşk, tutku, ihanet filmlerinin parodisini yapıyor bi yere kadar. sonunda manhattan murder mystery deki gibi enfes bi plan olmasa da cabuk düşünülmüş bi cinayet planını ortaya koyuyor ki filmin azıcık canlılığı varsa bunu da o cinayet planı sağlıyor.

    chris filmin raskolnikof udur diyenler de mevcut, suç ve cezayı daha okumadığımdan ikisi arasında bi bağdaşım kuramam fakat bi sanat eserinin değerini bi başka sanat eseri belirleyemez, bağımsız olarak izleyeni etkileyebilmeli, kitaba yapılan göndermeler hakkında bi fikrimiz yoksa film epey bi boş kalıyor ki bu hiç bi allen filminde görmediğim bi durum . tutku diye sevişme sahnelerinin olduğu, kader veyahut varoluş üzerine bi kaç söz söylenen vasatın da altında bi filmdir sonucta match point.
161 entry daha
hesabın var mı? giriş yap