13 entry daha
  • sorunlu suç tipi, sorunun ne olduğu da herkes tarafından biliniyor. olması gerekenden çok daha fazla insan hakkında dava açıldığı ve bunların bir kısmı mahkum edildiği için, doğal olarak aklıbaşında insanların tepkisini çekiyor bu madde.

    peki bu sorun nasıl çözülür? çözmeye çalışanların odaklandığı iki nokta var: ya "301 kaldırılsın" ya da "türklükten ne anlaşıldığı açıklığa kavuşturulsun" ekseninde gidiyor tartışma. halbuki bu iki yaklaşım da konunun özünü ıskalamaktan başka bir işe yaramıyor. o yüzden burada bu yaklaşımları çok fazla incelemeden sorunun özünü ortaya koymaya çalışacağım.

    öncelikle deniz baykal'ın söylediği nadir doğru sözlerden biri var: "301'in karşılığı diğer avrupa ülkelerinde de bulunuyor". kısmen doğru. özellikle kuzey avrupa'da böyle bir maddeye rastlamak mümkün değil, ama akdeniz avrupası'na dahil ülkelerde benzer suç tipleri var. bu avrupa ülkelerini ve kanunlarındaki ilgili maddeleri okursak, bu suç tiplerinin bizdekinden de daha katı göründüğünü görebiliriz rahatlıkla.

    iki örnek verelim burada: ispanya ve italya...

    ispanyol ceza kanunu

    madde 543 – ispanya’yı tahkir
    ispanya’nın, özerk bölgelerinin veya simge ve amblemlerinin sözle, yazıyla veya eylemle alenen tahkir edilmesi veya küçük düşürülmesi, yedi aydan oniki aya kadar para cezası ile cezalandırılır.

    (not: evet, yedi aydan oniki aya kadar para cezası, gün ve ay hesabı ile para cezası sistemi geçerlidir bu ülkede)

    italyan ceza kanunu

    madde 290 – cumhuriyeti, anayasal organları ve silahlı kuvvetleri tahkir
    her kim, cumhuriyeti, parlamentoyu veya meclislerinden birini, veya hükümeti yahut anayasa mahkemesi’ni veya yargı gücünü alenen tahkir ederse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    her kim devletin silahlı kuvvetlerini veya kurtuluş güçlerini alenen tahkir ederse, aynı cezaya çarptırılır.

    madde 291 – italyan ulusuna hakaret
    her kim, italyan ulusuna alenen hakaret ederse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    madde 292 – bayrağa ve devletin işaretlerine hakaret
    her kim, ulusal bayrağı veya devletin işaretlerinden birini alenen tahkir ederse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    bu kanun anlamında “ulusal bayrak”, devlet’in resmi bayrağını ve ulusal renkleri taşıyan her çeşit bayrağı ifade eder.
    bu madde hükümleri, bir bayrak üzerinde yer almasa dahi ulusal renkleri tahkir edenler hakkında da uygulanır.

    görüldüğü gibi bu iki kanunda da "ispanya" ve "italyan ulusu" gibi tabirler kullanılmış, bunların hangi hallerde tahkir edilmiş sayılabileceğine ilişkin herhangi bir kayıt kuyut konmamıştır. demek ki sorun "türklük" tabirinin somutlaştırılması veya 301'in kaldırılması değildir.

    ab delegasyonu konu ile ilgili bildirdiği görüşte, "evet avrupa ülkelerinde de benzer maddeler var ama yazarlar yargılanmıyor" gibi bir söz söylemiştir (radikal, 24 eylül 2006)

    demek ki sorun başka bir yerde, uygulamada. bana kalırsa asıl mesele, suçun diğer unsurlarının değil, "hakaret" kavramının nasıl anlaşıldığında düğümleniyor. türklüğün ne demek olduğunu herkes biliyor, bunda bir sorun yok. ama hakaret konusunda aynı beceriyi gösteremiyoruz. ülkemizde yaşayan insanların büyük çoğunluğu her türlü rencide edici sözü, eleştiriyi veya saygısızlığı "hakaret" saydığı için mahkemeler de normalde demokratik bir ülkede akla hayale gelmeyecek hakaret kararlarına imza atabiliyorlar. hatta bu durum madde gerekçelerine dahi girerek, bir kimseden "kel", "kör" veya "herif" diye söz etmenin hakaret suçuna gireceği belirlenmiş durumda.

    önemli olan türklüğe hakaretin suç olması veya olmaması değil, her türlü olumsuz görüşün ve hatta saygısızlığın, terbiyesizce açıklandığı düşünülse ve kişiyi rencide etse dahi hakaret olarak sınıflandırılmaması gerekliliği. hakaretin oluşması için çok daha ağır bir durum olması gerekirdi ve türk kanunu buna müsaade etmiyor.

    avrupa birliği doğal olarak konunun sadece devlete karşı işlenen suç boyutunu görüyor. halbuki sorunun boyutu çok daha büyük. ülkemizde yalnız türklüğe değil, birbirine hakaret suçundan yargılanan birçok kişi de aynı sorundan muzdarip. biz de aynı sorunu ekşi sözlük'te birebir yaşıyoruz. bugün "götümüze girebilir" gerekçesiyle silinmek zorunda kalınan binlerce entry, sağlıklı bir hakaret tanımı olsa ayakta olabilirdi. demek ki bizim burada götümüze giren entry'lerin fazlalığı da aynı kökten beslenen bir sorun. bu kökü kurutmanın da tek yolu, buluttan nem kapan, "bana ördek dedi" ayarında alınganlık eden ve eleştiriye katlanamayan egolarımızı karşılıklı olarak askıya asmak ve bunlardan kurtulmak.

    o zamana kadar somut hukuksal bir öneride de bulunalım: ispanyol ceza kanunu'nun hakarete ilişkin maddesinde, ancak ağır hakaretin cezalandırılacağı belirlenmiş ve "somut maddi vakıalardan söz edilmesi ağır hakaret sayılmaz, meğer ki hakaret eden kişi bu vakıaları gerçek olmadığını bildiği halde kullanmış olsun" diye açık bir hüküm bulunuyor. bunun türk kanununa da alınması geçici bir çıkış yolu olabilir.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap