43 entry daha
  • huzursuz bacak sendromu (hbs), hekimler tarafından yaygın olarak atlanan, ancak oldukça sık rastlanan ve en önemli uykusuzluk nedenlerinden biri olup, ekstremitelerde (özellikle de bacaklarda) istirahat sırasında veya yatarken ortaya çıkan nahoş duygular sonucunda, onları sürekli hareket ettirme ihtiyacı duyma ve bu yüzden uykuya dalamama ile karakterize bir rahatsızlıktır.

    bu hastalığın tanısının konması sadece hastadan alınan öyküye bağlıdır. hasta çoğu zaman bu rahatsızlığın belirtilerini, uykusuzluğun yarattığı gerginliğe ve rahatsızlığa bağladığı veya uykusuzluğun doğrudan nedeni olarak görmediği için hiç anlatmaz. sadece geceleri uykuya dalamadığından bahseder. bazen de kısaca değinebilir ancak hekim hastalığı iyi tanımıyorsa bunları yeterince önemsemez veya doğru biçimde değerlendiremez. romatizma, depresyon, psikiyatride kullanılan bazı ilaçların yan etkisine bağlı aşırı hareketlilik gibi durumlarla karıştırabilir.

    bu hastalığın özelliği, akşam saatlerinde ve dinlenme sırasında özellikle de yatakta şiddetlenen, nadiren kollarda hatta gövdede de olmakla beraber esas olarak bacaklarda hissedilen, hastaların iyi tarif edemedikleri nahoş duysal belirtilerdir. bu duysal belirtilerle birlikte hastada motor bir huzursuzluk ve bacakları hareket ettirme gereksinimi söz konusudur.

    tanımlamalar kişiden kişiye değişir: iğnelenme, yanma, çekilme, ağrı, karıncalanma, elektriklenme, uyuşma gibi... yerini de tam belirleyemezler; daha çok baldır ve ayak bileği civarında, derinden gelen ve karşı konulamaz biçimde ayakları hareket ettirme ihtiyacı yaratan, rahatsız edici bir his olarak tarif ederler. hareket etmek belirtileri azaltırken, hareketsizlik iyice arttırır. bu yüzden yatakta sürekli bacaklarını hareket ettirirler, sallarlar, ovuştururlar; hatta çoğu kez ayağa kalkıp evin içinde dolaşırlar.
    kimi hasta sıcak kompreslerden veya ılık duştan yarar görür. böylece biraz rahatlarlar ancak yatağa girince yakınmalar tekrar şiddetlenir. hastalığın özelliği gereği, sabaha karşı saatlerde (saat 04.00-05.00 civarı) bu his azalmaya başlayınca, nihayet uykuya dalabilirler.

    kişi eğer çalışıyorsa ve sabah erken kalkması gerekiyorsa, azalmış uyku miktarı yüzünden gündüz gerginlik, sinirlilik, aşırı yorgunluk ve uykululuk hali, dikkat ve konsantrasyon eksikliği gibi kronik uykusuzluk belirtileri günlük hayatı da olumsuz etkiler. şiddetli ve uzun süreli olgularda depresyona sık rastlanır.

    belirtiler sabaha karşı ve gündüz saatlerinde hafiflemesine rağmen, hastaya ve hastayı yakından tanıyan kişilere biraz daha ayrıntılı sorular yöneltilirse; huzursuz bacak sendromu olan kişilerin aslında gündüzleri de aynı pozisyonda oturmakta güçlük çektikleri, bacaklarını sıkça oynattıkları ve bu hareket etme-yürüme ihtiyacının, uzun süre hareketsiz veya oturur pozisyonda kalmaları gereken toplantı, sinema-tiyatro-konser ortamları ile, özellikle de uzun yolculuklar (okyanus aşırı uçak yolculukları, uzun süre ara verilmeden gidilen otobüs yolculukları vb.) sırasında belirgin hale geldiği öğrenilebilir.

    tanı sorgulamaya dayandığından, hastalığın yaygınlığı hakkında kesin ve objektif veriler sınırlıdır. çeşitli ülkelerdeki çalışmalar, toplum içinde genel olarak görülme sıklığının ortalama %5-15 civarında seyrettiğine işaret etmektedir. bu oran yaş ilerledikçe artmakta ve 60 yaşın üzerinde %44’lere varmaktadır. kadınlarda biraz daha sıktır. hastalık her yaşta başlayabilmekle birlikte orta ve ileri yaşlarda belirgin olarak daha fazla görülmektedir. genellikle kronik (çok uzun) seyirli, tedavi edilmezse hayat boyu devam edebilen bir rahatsızlıktır. ancak klinik seyir içinde bazen belirtilerin kendiliğinden azaldığı veya kaybolduğu, ardından tekrar alevlendiği aylar-yıllar sürebilen dönemler olabilir.

    huzursuz bacak sendromu olan hastaların yaklaşık %80’inde ayrıca “uykuda periyodik bacak hareketleri” denilen başka bir uyku hastalığı da görülür. hbs ile ortak mekanizmaların rol oynadığı bu rahatsızlık, basit olarak hbs’daki bacak hareketlerinin uyku sırasında devam etmesi şeklinde de ifade edilebilir. bu bacak (hatta kol) hareketleri, kişinin kendisini veya yataktaki eşini uykudan uyandırabilecek şiddette sıçramalar tarzında olabileceği gibi, daha uzun süren kasılmalar şeklinde de olabilir. tipik olarak ortalama 20-40 saniye aralıklarla yani periyodik olarak ortaya çıkan, 0.5-5 saniye süreli, ayak başparmağının ve ayak bileğinin geriye doğru bükülmesi biçiminde kasılmalardır. şiddetli olgularda diz, hatta kalça eklemleri de bükülebilir. bu hareketler uykuda yüzlerce kez tekrarlayabilir ve kişinin hatırlamadığı ancak uykuyu bölerek yüzeysel hale getiren kısa uyanıklık reaksiyonlarına neden olurlar.

    hbs tanısı için hastadan iyi alınmış bir öykü yeterliyken, uykudaki periyodik bacak hareketlerinin ortaya konması ve hastalığın şiddetinin belirlenmesi için uyku laboratuarında uyku incelemesi gerekir.

    hastalığın iki tipi vardır: olguların en az yarısı primer, yani birincil hbs’dur. primer yani birincil tipinde, hbs’una neden olabilecek herhangi başka bir hastalık ya da durum yoktur; merkez sinir sisteminin bazı bölgelerinde dopamin fonksiyonlarında ya da bu maddeye ait reseptörler düzeyinde bozukluk söz konusudur ve tedavi bu doğrultuda yapılır. birincil tipin büyük bölümünde ailesel özellik de söz konusudur.

    sekonder yani ikincil tip hbs ise bazı durumlara veya hastalıklara ikincil olarak ortaya çıkar ve başlangıç yaşı da genellikle birincil tipe göre daha erkendir. dolayısıyla bu durumların araştırılıp tespit edilmesi, tedavi stratejisinde önem kazanır.

    · üremiye neden olan böbrek hastalıklarında veya diyaliz hastalarında (%15-20),
    · demir eksikliği anemisinde
    · gebelikte (özellikle gebeliğin 20. haftasından sonra- %11),
    · diabet’te (şeker hastalığı),
    · romatoid artrit’te (%30),
    · omurilik travmalarından veya omurilik / disk ameliyatlarından sonra,
    · periferik sinir hastalıklarında (nöropati),
    · bazı ilaçların (özellikle bazı tip antidepresanların) kullanımı sırasında,
    · parkinson hastalığı gibi bazı dejeneratif tipte nörolojik rahatsızlıklarda hbs’una sık rastlanmaktadır.

    primer tipinde tedavide ilk seçenek dopamin ya da dopamin agonistlerinin verilmesidir. tıp literatüründe hbs tedavisinde dopaminerjik tedaviyi 80’li yılların ikinci yarısında ilk olarak deneyip öneren hekim şevket akpınar adındaki türk hekimdir.

    çoğu olguda etkili olan dopaminerjik ajanların yanında, bazı hastalarda faydalı olduğu bildirilen başka medikal tedavi seçenekleri de vardır. ikincil tipte ise daha önce belirtildiği üzere, nedene yönelik tedavi gerekir (demir verilmesi, diabetin veya üreminin kontrol altına alınması gibi).
1069 entry daha
hesabın var mı? giriş yap