7 entry daha
  • bencil olmayanların sahip olduğu bir meziyettir; kendini bilmek ve konuşana değer vermektir.

    bir gün kurbağaya "kurbağa kardeş, pek konuşmuyorsun, hayırdır?" diye sormuşlar. kurbağa da;

    "ağzım su dolu, konuşmam için önce bu suyu yutmam lazım! sizi dinlemek, şimdilik benim için fazlasıyla kafi. hem sizi dinlerken ağzımdaki bu suyu yani bilgilerimi yani beni besleyen şeyleri daha rahat hazmediyorum." demiş. kurbağanın bu artistlik yanıtı karşısında hipopotamın teki birden söze girip "bir soru sorduk, on tane laf ettin! iyi ki pek konuşmuyorsun oumuamua! hem senin ağzın su dolu da, bizimkinde çamur mu var lan büllük? senin yuttuğun su, benim tşşşğmn tekini bile serinletmez!" demiş.

    bilge kurbağa altta kalır mı, yapıştırmış cevabı; "haklısın hipopotam kardeş, ben senin kadar su israf edemiyorum ama senin bahsettiğin su ile benim bahsettiğim su arasında kocaman bir derya var!" demiş. hipopotam kurbağanın bu sarkastik cevabı karşısında iyice deliye dönmüş ve "sen kimsin lan, mnkydğmn yeşil mercimeği!" diyerek höykürmüş. ortam iyice gerilmiş, olaylar olaylar çıkmış ve orman karışmış. sonra aslan gelmiş ve kurbağayı da, hipopotamı da bi' güzel silkmiş.

    yaralı kurbağa; "ben ne güzel dinliyordum mk, bir daha konuşursam ağzımı, yüzümü, sol gözümü silksinler!" demiş. hipopotam da "çok haklısın, bazen dinlemeyi bilmek lazım kardeşim..." diyerek onu onaylamış ve kollarını birbirlerinin omuzlarına atarak dost olmuşlar ve mutlu ve mesut ve bir şekilde yaşamışlar.

    edit:imla.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap