17 entry daha
  • bakın, burada bir yanlışlık, bir gariplik, üzerinde durulmadığında insanlığımızdan kaybedeceğimiz bir garabet var.

    ortada olağanüstü bir acı var. dolu, dopdolu bir ömür damıtılmış, şuncacık kitaba (bkz: consolatio philosophiae) dönüştürülmüş ve son nefes gibi yazarın ağzından kolayca, yine acıyla ve gözyaşlarına karışmış inlemelerle, çığlıklarla çıkmış.

    elimizdeki kitap yalnızca sayfalarına mürekkep bulaşmış bir kitap değil. gerek akademik at gözlükleriyle gerekse ruhsuz filozoflarca bakıldığında ortada duran aşkı, felsefeye olan aşkı, tüm soruların ve cevapların bir kadın, son derece naif, latif, zarif, âlim ve arif bir kadına tutkun olan maşukun kederli, buna rağmen heyecan dolu, az, çok az vakti kaldığını, vakti dolduğunda çekeceği ıstırapları bir kenara koyup içli gözlerle muhabbeti kelime kelime, satır satır, sayfa sayfa, nefes nefese takip ediyoruz.

    cyrano de bergerac'ın, roxanne'la; romeo'nun juliet'le; mecnun'un leyla'yla; ferhat'ın şirin'le; tristan'ın isolde'la... olan son diyaloğunu hatırınıza getirin. işte consolatio philosophiae, boethius'un en sevdiğiyle son diyaloğu ve işte bu nedenle heyecanla ve gözü yaşlı okunmazsa, kitap bittiğinde de kendinizi uzun işkencelerle dolu rezil bir ölüme hazır hissetmezseniz hakkı verilemez.

    ah boethius... mahvettin. tüm dünyayı yıktın başıma da öyle gittin.

    bu duygular tanıdık. broch'un der tod des vergil'inde de aynı böyle canımdan can gitmişti.

    olsun... bu dünyayı aşkına o bir tek gülü büyütür gibi bakan o güzel insanlar kurtaracak.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap