26 entry daha
  • oldukca renkli bir macti. aslinda ilk 10 dakikanin sonunda ilk yarinin gidisati belli olmustu. daha once pek cok kez ornegini gordugumuz gibi besiktas gene paslasamiyor, ataga cikamiyor ve defans yapamiyordu. ustune golu de yiyince her sey tamam oldu. bu kadarina ne yonetim ne de tigana dayanamaz artik diye dusunmeye baslamistim. bu moral bozuklugunun ustune devre arasinda sanli sarialioglu'nun sinir bozucu yorumlari cekilmezdi. kendi capimda bir protestoyla televizyonu kapattim, alet biraz dinlensin diyip kicimi iki minderin birlestigi guvenli bosluga yerlestirdim, once koltuga sonra dusuncelere gomuldum.
    aklima gelen ilk dusunce olasi bir maglubiyet halinde eksi sozlukte nelerin yazilacagiydi. hic bir umudu ve beklentisi kalmayip kendini alkole veren bicareler gibi her yenilgi sonrasi sozlukte besiktasli yazarlarin mac yorumlarini okuyup kendi kendimi avutmaya, 'sakin olmaliyim, dunyadaki tek besiktasli ben degilim, baskalari da uzuluyo iste' diyip ortak bir hissiyata tutunmaya calismaya alismistim ne de olsa. sonra yonetimi dusundum, sinirden bir titreme geldi, hemen konuyu degistirdim. ibrahim altinsay'in yakin zamanda radikalde yayinladigi yazi dizisini hatirladim. belki de bu yenilgi hayirlara vesile olur dedim, ibrahim altinsay baskan, cem altinsaray sanat direktoru, besiktas sampiyon. sacmaladigimin farkina vardim, televizyonu actim.

    butun devre boyunca 'biri dokunsa da kendimi yere atsam, hakeme el kol yapsam, tribunlerin kolpa kahramani olsam' dusuncesiyle sahada dolanan burak yilmaz'in yerine ricardinho girmisti oyuna. girmesi ile de golunu cakmasi bir oldu. kleberson'la verkaca girip dar acidan yolladi topu kaleye. golden sonra takim biraz kendine geldi. ayaklardaki prangalar cozuldu sanki, paslar yerini bulur oldu. 60 metre oteye doldurulmuyodu artik toplar. adamakilli atak yapar olmustuk. bu ruzgarla birlikte delgado'nun golu geldi. sezonun en cok tartisilan iki isminden gelen iki gol sezon boyunca ne oldugunu bir turlu anlayamadigimiz sistem denen fenomenin yarattigi tartismalarin manasizligini da gozler onune seriyordu aslinda. golunu atti atmasina ama delgado bu macta da kotuydu. ustune bir de sakatlanip oyundan cikti. bu sene delgado icin boyle gececek anlasilan, bir mac kotu, bir mac vasat, bir mac sakat. eger tek oyun kurucuyla oynamaya devam edeceksek bu kisi kesinlikle ricardinho olmali. ama ben her zaman ikisinin beraber oynamasindan yanayim.

    skor avantajini yakalamistik ama rahatlayamamistik. 2-1'den sonra ricardinho'yla iki firsattan yararlanamadik ama kalemizde de ozellikle yan toplarda buyuk tehlikeler yasadik. hele zafer biryol'un runje'nin dibinden vurdugu bir kafa sutu vardi ki, bu da gol olmadiysa artik olmaz dedirtti. yetmisinci dakikalarda oyunu agirdan almaya baslamistik bile. hic ucuncu golu atacak bir halimiz yoktu aslinda. cunku kalabalik gittigimiz ataklardan sonra kalemizde ciddi pozisyonlar veriyorduk. derken sari karti oldugu halde savruk hareketlerine devam eden ibrahim akin cok gereksiz bir faulle ikinci sariyi gordu. bu dakikadan sonra maci riske atmayiz, husu icinde macin bitmesini bekleriz diye dusunuyordum..ki ricardinho'nun geceyi aydinlatan hareketleri sonunda ali tandogan'in fantastik golu geldi. boyle zeka urunu gollere cok uzun zamandir hasrettik. geldigi gunden beri ilk defa takimda bu kadar buyuk fark yaratan ricardinho'nun harika ara pasini sezon basini beri oynadigi her macta ortalamanin ustunde performans gosteren ali tandogan muthis bir incelikle tamamladi ve maci bitirdi.

    ozetle bu sezonun en guzel ikinci yarisini, en guzel ricardinho'sunu, en guzel runje'sini, en guzel golunu ve en mutlu taraftarini izledik. son dakikalarda omzundan ciddi sekilde sakatlanan gokhan'in aci icinde sahayi terkedisini bu kadar yakindan gormesek daha bi mutlu olurduk. musa cozen ve cetesine sevgilerimizi gondermezdik.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap