9 entry daha
  • vakti zamanında* annemin zoruyla bir televizyon kanalından takip etmeye başladığım dizidir."amma eski görünümlü bir dizi" diye baştan izlemek istemeyen benim en sevdiğim dizilerden biri olmuştur sonunda...

    baş rolde dişlek ,yerine göre kıskanç ,gıcık ama iyi kalpli bir kız, laura vardır.kızıl,çilli bıcır bıcır bir kızdır.
    ablası mary kadar güzel değildir(kimi bölümlerde üzülür bu yüzden) ,mary sarışın mavi gözlü ,dağlarda süt taşıyan alman kızları görünümündedir(rama reklamı vardı galiba böyle bir aralar).
    baba charles ise tam anlamıyla bir babadır,şefkatli,duyarlı,cesur,sevgi dolu,vs vs vs...
    anne caroline ise tam ideal annedir,tüm hayatını evine çocuklarına adamış doğal sade güzel bir kadın...
    bunların küçük bir kasabada olan sıradan hayatlarıyla başar dizi.
    laura kimi zaman şaçmalıklar yapar,baba charles "bak yavrum böyle yapma,git ver arkadaşından çaldığın müzik kutusunu,özür dile" tarzı konuşmalar yapar,laura üzülür babasından da özür diler.fazla mesaj kaygılıdır çoğu zaman."dininiz bütün olsun","kalabalık aile olun" mesajları verir.
    yıllar geçer farklı yerlere giderler,farklı insanlar hayatlarına girer.(albert diye bir çocuk vardır ilerki bölümlerde ben ondan hoşlanırdım neyse konu dağılmasın).
    çocuklar büyür evlenir dizi yine ilgiyle izlenilebilir şekilde devam eder bitene kadar.sürekli kendini izletecek yeni olaylar çıkar ...(ayrıca laura şaşırtıcı derecede yakışıklı bi adamla evlenir,sarışın taş gibi bi çocukla)
    sonuç olarak her ne kadar fazla mesaj kaygılı olsa da,her bölümde klisede okunan incilden parcalar olsa da,bazı ilişkiler yapay gibi dursa da,bazı karakterler abartı olsa da izlenilesi bir dizidir hatta şu ana kadar bu kadar ilgiyle takip ettiğim bir kaç diziden biridir.keşke tekrar yayınlansa da izlesem...
    bir de nelly furtadonun bir şarkısı vardır try.onu her gördüğümde aklıma gelir bu dizi...
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap