1 entry daha
  • "gittiğim en iyi oyundu.. en içten, en etkileyici..."

    istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları, harbiye cep sahnesi’nde, amerikalı oyun yazarı marcha norman’a pulitzer ödülü kazandıran iyi geceler anne adlı oyunu izleyebilmek için, bir tarafında romanlar, diğer tarafında kıyafetlerin olduğu bir antreden geçiyorsunuz ilk.. ardından bir evin salonunda buluyorsunuz kendinizi.. kırlentlerle, dantellerle süslü koltuğunuza oturduğunuzda, televizyonun karşısında ayaklarını uzatmış, elinde bulmacası uyuklayan anneye takılıyor gözünüz.. bir süre televizyondaki filme, sonra hızlanan çamaşır makinasına, ardından duvar kağıtlarına, duvardaki fotoğraflara, salonda gezinen, bir şeyler taşıyan, katlayan, yerleştiren evin kızına bakıyorsunuz merakla.. oyun boyunca; musluktan akan suyun sesini, kavanozlara boşaltılan şekerlerin kurabiyelerin sesini, çamaşır makinasından çıkan yeni yıkanmış çamaşırların kokusunu, kahve, kakao kokusunu, elektrik süpürgesinin gürültüsünü, koltukların, masanın gıcırtısını, acıyı, kederi, kahkahaları, haykırışları, bir anne ve kızın hesaplaşmasını, hepsini ama hepsini görüyor, duyuyor ve hissediyorsunuz..

    celile toyon ve hikmet körmükçü'nün oyunculukları öyle gerçekçi ki, bulunduğunuz ortam da buna eklenince, bir oyuna seyirci olarak gittiğinizi unutuyor, bu anne ve kızın evlerinde misafir olarak tanık oluyorsunuz tüm olanlara.. oyun bitip de, ikili hemen bir adım ötenizde, alkış sesleri arasında size gülümserken, henüz kurumamış gözyaşlarınızla boyunlarına sarılmak, celile toyon'un ıslak gözlerini ellerinizle silmek istiyorsunuz.. oyunun dekorunu hazırlayan zuhal soy "ben aşık oldum bu oyuna" demiş.. gözleriniz nemli ve en az onun kadar aşık ayrılıyorsunuz salondan..
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap