8 entry daha
  • kara haber. akşamın yorgunluğu üzerimde, arabamız bozuk çekici ile serviste "abi bu kadar da olmaz" gibilerden söylenirken, can dostlarımızın 2 yaşındaki kızı, canım oğlumun şaka yollu beşik kertmesi, sarı kafalı bıcırık bişi dünya tatlısı bebişe lösemi teşhisi konduğunu öğreniyorum. zaman duruyor, akmıyor, "kendime niye, nasıl, ama" diye durayım, kuru bir geçmiş olsundan başka ne yapabilirim kaygısı içimi kemirirken, telefonu kaldırıyorum, konuşurken fondan bıcır bıcır sesleri geliyor kulağıma steril bir odada bir aylık belki de daha uzun süreler geçireceği o odadaki yaşantısının daha ilk gecesinde, kan grubunu soruyorum, tutmuyor, birşeyler yapmak istiyorum, içim içimi yiyor, sadece geçmiş olsun vb. anlamsız bir iki söz dökülüyor dudaklarımdan, ağlıyorum için için, gidip sadece 6 ay daha büyük 2.5 yaşındaki oğluma sarılıp öpüyorum, öpüyorum... televizyondaki lösev tanıtımları daha bir batıyor gözüme, duvarda asılı lösev takvimine bakıyorum, birden içimden milyonlarca takvim satınalmak geliyor, çaresizlik yıllardır içine biriken dertleriyle başa çıkmlarına yardımcı olmaya çalıştığım insanların tüm sıkıntısı olup içime çöküyor, çökmekte olan gece kadar sessiz, susuyorum...

    yılların ardından gelen edit: kader bıcırık kızımıza sağlıklı günler getirdi, gariptir ki bana da bir dolu lösemili çocuktan oluşan bir hastane servisinde onlarla başbaşa çalışma imkanını verdi, şimdilerde onların yanında saf tuttum savaşmaya devam ediyoruz...hadi hayırlısı...
103 entry daha
hesabın var mı? giriş yap