7 entry daha
  • genel olarak zamanin göreceliliğine verilen örnekler, insandan kaynaklanan ve ölçülemeyen bir durumlardır. einstein da basitçe zamanın göreceliliğini anlatmak için bu yolu denemiştir. ama aslında eksiktir.

    zamanın göreceliliği fiziksel bir durumdur ve burdaki görece lafı uzayda referans noktasının eksikliğinden kaynaklanmaktadır. biraz daha detaya girmek gerekirse, en basit fizik dersinde bile, x-y-z koordinatlarını çizdikten sonra kesiştikleri noktaya "o" yazarız, "orijin"i temsilen. o bizim referans noktamızdır ve ona göre ölçümleri yaparız. fakat, gerçek uzayda "o" dediğimiz nokta bile haraket halindedir. ve bundan dolayı, görece uzaklıklar ve görece zaman devreye girer.

    en temelinde, zamanın göreceliğini algılamak için uzay-zaman düzlemine ihtiyacımız vardır. fakat insan doğası 4 boyutlu cisimleri algılamaya uygun olmadıgından dolayı, işler burda karışır. algılanamaz duruma gelir. ondan dolayı, einstein ve diğer bilim adamları 3 boyutlu uzayı 2 boyutluya indirgeyip, zamanı da üçüncü boyuta cekip bu kavramı acıklamaya calisir.

    ben de öyle yapıcam ve 2 boyutlu uzayda yaşayan iki dostumuz harry ve marry'inin başından geçenleri anlatmaya çalışacağım.

    harry ve marry birbirlerini çok seven iki boyutlu canlılardır. fakat ayrı uzayların varlıklarıdırlar. harry alpha uzayındadır, marry de beta uzayındadır. (diyelim ki sozlukte tanışmışlar, olur ya) bu ayrılığa bir son vermek ve kendileri gibi 2 boyutlu küçük varlıklar yapabilmek için buluşmaya karar verirler. fakat önlerinde büyük bir sorun vardır.

    bu buluşma nasıl olacaktır? izafiyet teorisini az buçuk ikisi de bilmektedirler. fakat, ne yazık ki 2 boyutlu uzayla zamanın beraber 3 boyut oluşturabiliyor olması durumunu pek algılayamamışlardır. halbuki derste, profesörleri iki boyutlu uzaylarını bir boyuta indirgeyip anlatmış. bunlar da "he! he!" deyip kafa sallamışlardır. profesor de "ohh be! kafaları karıştı. soru sormazlar, herhalde" deyip "dünya neden tepsidir" teoremine geçmiştir. böyle olmasına rağmen, halen 3 boyut derken ne kastediliyor pek idrak edememişlerdir.

    neyse uzun lafın kısası, algılayamasalar da alpha ve betanın üç boyutlu uzayda birbirlerini dik kestiğini biliyorlardır. bundan dolayı, kesişme noktasında buluşmaya karar verirler. fakat, kesişme noktalarında evrenlerinin sonlanacağı gerçeğinden feci şekilde korkmaktadırlar. böylelikle, birbirlerini dik kesen noktaya 500 metre kala durup birbirlerini gördükten sonra, kesişme noktalarına dogru gitmeye söz verirler. harry centilmenlik yapıp buluşma noktasına erkenden gider. 500 metre kala durur ve etrafa bakmaya başlar. marry ise burama şunu süreyim, orama koku sıkayım derken geç kalır. apar topar buluşma noktasına dogru gitmeye başlar. 15 dakika sonra marry 500 metre ötedeki noktaya geldiği zaman harry onu görür ve kızgınlıkla telefona sarılır.

    harry - hani beni 500 metre kala bekliycektin. buluşma noktasında ne işin var?
    marry - saçmalamasana! ben 500 metre uzakta duruyorum, zaten yeni geldim. bir dakika! bir dakika! senin buluşma noktasında ne işin var ya?
    harry - ya manyak mısın? gozlerime mi inanayım, sana mı? bal gibi ordasın işte. ve ben de 500 metre ötedeyim işte.
    marry - asıl manyak sensin be! sen dur orda bakiim. geliyorum ben oraya. bunların hesabını sorcam sana.
    harry - asıl sen dur orda. ben geliyorum.
    marry - (çat)

    ikisi de hırçın hırçın buluşma noktasına doğru ilerler. ama her ikisi de karşı tarafın buluşma noktasında durduğunu zanneder. cunku, uzayları uzay-zaman düzleminde dik kesildiğinden dolayı, bir uzayın diğer uzaya işdüşümü her zaman aynı noktayı gösterir, kesiştikleri noktayı.

    evet sevgili sozluk ahalisi, harry ve marry'i başbaşa bırakırken, farkettim ki kafanız halen karışık ve üstelik bana acınası gözlerle bakıp "deli bu çocuk ayol" bakışları atıyorsunuz. esefle kınıyorum! sizlere, gizem dolu dakikalar yaşatan insana deli demek ayıp, gerçekten. daha fazla deli damgası yemeden konuyu kapatmaya çalışırken son çırpınış cümlemi de görev bilinciyle aktarmak isterim. aslında gorece olarak farklı zaman dilimleri yaşayan iki varlık (canlı veya cansız farketmez) uzay-zaman eğrisinde aynı mutlak birimi katetmektedirler. fakat, 4-boyutun kendi 3-boyutlu uzaylarındaki izdüşümünden dolayı, farklı zamanlar tecrübe ederler (öyle hissetmezler, yaşarlar.)

    kıssadan hisse, biri size "ayri dunyalarin insaniyiz" derse, onu ciddiye alın. *

    not: "ben deli değilim" kanıtı: http://en.wikipedia.org/…ge:spacetime_curvature.png **
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap