3 entry daha
  • kafka'nın en güzel hikayelerindendir. aslında sadece hoşuna giden bir yemek bulamadığı için aç kalmayı tercih eden ama kimse tarafından anlaşılamayan; "dürüstlükle çalışan" ama "insanlar tarafından hakkı yenen" açlık cambazının ölümünün ardından kafesine bir panter yerleştirilir. belki de öykünün en can alıcı kısmı bundan sonrasıdır.
    "açlık cambazını otlarle birlikte gömüp kafesini genç bir pantere verdiler. vahşi hayvanın kafes içinde kendini oradan oraya atışını seyretmekten en duygusuz kimseler bile haz duyuyordu. hiç bir eksiği yoktu hayvanın. canının istediği yiyecekler bakıcılar tarafından getirilip önüne konuyordu. hatta bir tutsaklık duygusu hissetmediği bile söylenebilirdi. gerekli bütün erdemleri fazlasıyla kendisinde barındıran bu soylu vücut, adeta özgürlüğünü de beraberinde yaşıyordu; herhalde ağzının bir köşesinde taşıyordu bu özgürlüğü. yaşama tutkusu öylesine bir ateşle hançeresinden çıkıyordu ki, seyirciler için buna katlanmak biraz zordu. ama yine de korkularını yenip kafesin çevresini sarıyor ve hayvanın seyrine bir türlü doyamıyorlardı."
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap