2818 entry daha
  • dörtyol'da gecenin bir vakti botaş iskelesinde balık tutan balıkçıların yirmi dakika içinde dört sefer 156'yı arayıp denizde türlü türlü şeyler gördüklerini ihbar etmesi.

    * 02:04 156 jandarma buyrun
    "ben ali veli botaş iskeledeyim. denizde bombalar yüzüyor"
    -siz mi gördünüz bomba? nasıl?
    "böyle büyükçe bişe gidiyor"
    - anlaşıldı sağolun. (bomba sudan ağırdır yüzmez o. gece enseye rüzgar yemişsin sen ceketini giy)

    * 02:09 156 jandarma buyrun
    "alo 156, mayın var burda"
    -orası neresi?
    "dörtyol"
    -siz kimsiniz?
    "ben şu şu, şu oto galericinin yeğeni"
    -(ya sabır) botaş iskelesinde misiniz, siz mi gördünüz?
    "evet nasıl bildin?"
    -alındı ihbar sağolun. (devriye çıksın)

    * 02:18 156 jandarma buyrun
    "botaşta denizaltı gördük"
    -siz mi gördünüz hala orada mı?
    "evet kıyıya gidiyor"
    -siz kimsiniz?
    "ben arif"
    - ihbar alındı sağolun. (alla alla ne ki bu)

    * 02:23 156 jandarma buyrun
    "botaştayız hemen gelin denizde füze var"
    -anlaşıldı, sağolun o tarafta ekibimiz varmak üzere.

    iskeleye varan jandarma ekibi bütün projektörleri yaktırınca ortalık gündüz gibi olur. ortada bomba mayın denizaltı falan yoktur. ışığı gören balıklar da su üstüne çıkınca yüzeyde birden 10 kiloluk akyalar, sinaritler falan peyda olmaya başlar. balık akınını görüp işi gücü unutan komutan lan şuradan bir zıpkın atsam 1 aylık erzakımız çıkar diye hayallere dalmışken telsizden pıhh pıh yapan ikinci devriye kıyıya cidden uçak bombası gibi bir şey vurduğunu söyler. komutan telsizi alıp sorar:

    "yeniyurt tarafında mısınız?" (uçak bombası adana istikametine doğru mu kıyıya vurmuş. lütfen öyle olsun çünkü iskenderun istikametine çıkarsa al başına belayı, milangaz ipragaz vs hepsinin tesisleri orada.)

    "komutanım botaş iskele portofino ayağından 1km güneydeyiz. bir tane uçak bombası var" (ipragaza 100 metrede uçak bombasına bakıyoruz)

    (eyvaaaaah.) "geliyorum"

    olay yerine varıldığında görülür ki beyaz renkli bir adet dev bomba gibin bir şeyin başında cendermeler beklemektedir. komutan bakar ki bu "bomba" gelen dalgalarla sağa sola yalpalamaktadır. onu görünce ancak rahatlar. zira bomba momba değildir bu. o boyutlarda mk84 uçak bombasının ağırlığı 1 ton falan. yüzebiliyor olmasını geçtim, dalgayla yalpalayacak kadar hafifse zaten durum kötü değildir.

    komutan yaklaşıp el fenerini yakınca cismin üzerinde ibranice ve ingilizce askeri şablon yazılar görür. 370gal yazısını okuyunca bunun patlayıcı olmadığına ve droptank olduğuna kanaat getirerek jandarmalarla beraber suya girerek bu harici yakıt tankını kıyıya doğru ittirirler. çok büyük ihtimalle israil f15 ya da f16ları harici yakıt tanklarıyla akdeniz üzerinde bir şeyler yaparken bir şeyler olmuş, harici tankları "jettison" etme yani denize atma ihtiyacı hissetmişler. bunlar da günlerdir belki haftalardır yüze yüze akıntıyla iskenderun körfezine girmiş. 2 gün sonra bir diğeri de yumurtalık tarafında kıyıya vurmuştu hatta.

    orada tutanak tutulup askeri kamyona çengellerle sabitlenip israil hava kuvvetlerine ait bu yakıt tankı dörtyol ilçe jandarma bahçesine götürülür. üstüne branda falan atılıp gündüz vakti su da tutup serinletmeye çalışılır çünkü tankta hala jet yakıtı vardır ve inceden buharlaşıp kokmaktadır. zaten alçak irtifadan denize atılıp çarptığı için de yakıt tankının sağı solu ezik büzük olmuştur. su tutup gölgede 55 derece olan dörtyol havasında başımıza bir de iş gelmemesine çalışırız. sonra da vakit gelir bunu alacak* bir babayiğit bulmaya.

    hatay il jandarma komutanı "git hava kuvvetlerini ara gelip alsınlar imha edilecekse onlar etsin beni uğraştırma" diyip aradan çıkıverir.

    yüzbaşı raftan yeşil kaplı defteri açıp en yakındaki ana jet üsleriyle tafics üzerinden kontak kurmaya başlar. incirlik coğrafi olarak olay yerine en yakın üs olsa da droptank kullanan en yakın hava üssü malatya ve konya çıkar. yüzbaşı malatya erhaç 171. filo bakım ofisine kadar aktarma üstüne aktarma ile ulaşır. sonra kim olduğunu izah ve derdini anlatması da bir 15 dk sürer. bakımcı üsteğmen konuyla sağolsun çok ilgilenir ve yüzbaşının aradığı yerin bir f4 bakım hangarı olduğunu, kendilerinin de 370 galon harici tank kullanabildiklerini kullanım ve imha prosedürleri olduğunu ama israil versiyonunu görmediği için tam bir şey diyemeyeceğini anlatır. sonra resmi yazışma vs için filonun komutanının numarasını verir. onunla konuşup anlaştıktan sonra resmi evrak kendisine aynı gün içerisinde ulaştırılır, malatyadan da ertesi gün içinde bir nakliye aracı gelerek içinde bakımcılarla beraber yakıt tankını alarak götürür. ancak bakımcılar geldiğinde burası iskenderun değil mi? sizde kaçak çay yok mu? diyerek yarım saat daha oturup kendilerine çay da ısmarlarlar. f4 bakımcıları ondan benim hv.k.k ile ilgili çok sınırlı deneyimimde çay yoksa hizmet de yok ekolünün temsilcileri olagelmiştir.

    droptanki kullandılar mı imha mı ettiler diyarbakıra mı ilettiler bilemiyorum.

    ha bu arada sahil güvenlik de "ha kıyıya vurduysa sizindir abi" diyip işin içinden çok teknik bir şekilde fıyarak siestalarına devam etmiştir. takdir ediyorum. sahile vurdu sahile. adınız sahil güvenlik. bilsek denizde tutardık.
1435 entry daha
hesabın var mı? giriş yap