5 entry daha
  • büyük şairimiz atilla ilhan'ın 3. şahsın şiiri'nin hikayesini anlatmak isterim bildiğim kadarıyla. türk şiirinde tabii ki atilla ilhan'dan daha çok sevdiğim şairler de vardır. ama büyük usta, şiirimizde hem tekniği hem de duyguyu aynı mısralarda aynı ustalıkla kullanabilen en yüksek kabiliyette ki şairdir. aynı zamanda ülkemizde yaşamış en büyük entelektüellerden biridir. atilla ilhan ustamızın büyük bir şair olacağı daha on beş yaşından belliymiş. o yaşta sevdiği kıza nazım hikmet şiirleri verir. ve bu şiirleri okuduktan sonra mutlak surretle kağıtları yırtmasını salık verir. kız bu güzel mısraların olduğu kağıtları yırtıp atmaya kıyamaz ve saklar. öğretmenler yakaladığında ise kız pasifist bir tutum sergileyip atilla ilhan ustamızın ismini verir. atilla ilhan daha o yaşında bu yüzden hapis yatar. lisede bir senesinden olur. ama böyle bir bedelle aşkın devrim olmadan, devrimin de aşk olmadan yaşanmıyacağını öğrenmiştir.

    gerçi ben üçüncü şahsın şiirinin hikayesini anlatacaktım bildiğimce. bugünlerde anlamadığım sebeplerden sözü çok uzatıyorum. atilla ilhan lisede bir kıza karşılıksız aşkla bağlanır. ama kızın sevdiği var, ustada delikanlık var söyleyemez. kızla da acaip kankadır. hatta kız o çocukla kavga edince ustamız araya girer barıştırırmış.
    çok kısa bir süre önce, çok hoşlandığım bir kadın bana eski sevgilisini unutamadığını anlatmıştı. bir yanım hemen toroslardı, bir yanım hemen deniz. koşa koşa toroslara çıkmak istedim acıdan. o an üzerime binen yükleri ancak böyle bir anlamsızlıkla yatıştırabilirdim. veya o an kendimi denize atıp yeterince hızlı yüzersem bu gezegenden kaçabileceğim hissine kapıldım. hayır ikisini de yapmadım. hatta sevdiğim kadına ''gık'' diyecek kadar belli etmedim bu durumu.
    ben bu yaşımda bu kadar ezim ezim ezildim de, o yaştaki yavrucak atilla neler çekmiştir kim bilir?.

    gözlerin gözlerime değince
    felâketim olurdu ağlardım
    beni sevmiyordun bilirdim
    bir sevdiğin vardı duyardım
    çöp gibi bir oğlan ipince
    hayırsızın biriydi fikrimce
    ne vakit karşımda görsem
    öldüreceğimden korkardım
    felâketim olurdu ağlardım

    ne vakit maçka'dan geçsem
    limanda hep gemiler olurdu
    ağaçlar kuş gibi gülerdi
    bir rüzgâr aklımı alırdı
    sessizce bir cıgara yakardın
    parmaklarımın ucunu yakardın
    kirpiklerini eğerdin bakardın
    üşürdüm içim ürperirdi
    felâketim olurdu ağlardım

    akşamlar bir roman gibi biterdi
    jezabel kan içinde yatardı
    limandan bir gemi giderdi
    sen kalkıp ona giderdin
    benzin mum gibi giderdin
    sabaha kadar kalırdın
    hayırsızın biriydi fikrimce
    güldü mü cenazeye benzerdi
    hele seni kollarına aldı mı
    felâketim olurdu ağlardım
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap