24 entry daha
  • anadolu'ya has mizah duygusunun başlıca iki sembolünden birisidir keloğlan. keloğlan'ı sahtekarlık, ikiyüzlülük vs. olarak nitelendirmek için ya artniyetli ya da mizah duygusundan tümüyle yoksun olmak lazım. nasreddin hoca'nın bindiği dalı kesmesinde, sofrada kendi kürküne yemek yedirmesinde, göle maya çalmasında olan kendinle dalga geçmeye, kişilerde görülen kemikleşmiş aptallığa ayna tutmak için nesne olarak bizzat kendini kullanma cesaretine, bu abdallık duygusuna ikiyüzlülük demek kendi geleneksel mizahının ve halk edebiyatı geleneğinin zırcahili olmaya eştir. bu kişiler keloğlan'ın vurdumduymaz, laylayloy gezen halindeki ince ironiyi sezmezlikten gelerek, sırf "türk" halk kahramanı olduğu için mi artık bilemiyorum, bunun çoluk çocuğa sefil bir örnek olduğu popoyla gülünesice iddiasında bulunarak, daha sonra modern bir reklam filminde "tembel adam yaratıcı olur!" sloganıyla karşılaşırlarsa, günlük hayatlarında bunu baştacı eder bir "şekle" girebilirler. "saf"lığın ki keloğlan aslında tamamen budur, aptallık, hıyarlık vs. olduğunu zannederek yaşamak çok talihsiz bir aldanıştır. keloğlan gerçek bir "muhalif"tir. rutine, kör alışkanlıklara hiç bir plan yapmaksızın sadece saf yüreğiyle ayna tutan gerçek bir "ezber bozan"dır. ha tabi, "biz saf yürekliyiz de noluyo ulan? tepemize çıkıyolar!" mı diyeceksiniz, değilmişsiniz demek ki derim. keloğlan bir "türk" halk kahramanı olduğu için önemli falan değildir, ama bu onu önemsiz ve zararlı da yapmaz. gırgır'ın ki türk mizahı hakkında en ufak bir fikri olanın çocukluk hatırasıdır bu dergi, maskotu, bir numaralı tiplemesi olan rahmetli oğuz aral'ın avanak avni'si keloğlan'dan başka neydi ki?...oğuz aral kendi mizah geleneğini iyi biliyor olmasaydı bu ölümsüz ve unutulmaz, insanı hem güldürmeyi hem de hüzünlendirmeyi başaran dünya safını yaratabilir miydi? sonrasında mizahımız erozyona uğradı. küfür mizahın yerini aldı. çünkü kendimizle ve saflığımızla olan ilişkimiz bozuldu, erozyona uğradı. küfür edebiyatıyla ise ki bununla asla bukowski ya da palahniuk'unkinden bahsetmiyorum, süper kahramanlar, evrensel değerler yaratmamız imkansızdır, hayal bile değildir. gora'ya bizden başkası gülmez, gora'daki türk arif süper kahraman değil, olsa olsa taşakoğlanı olur. kendi mizahımızı, kendimizi anlamadıkça keloğlan'ı da taşakoğlanı olarak algılamaya devam ederiz, kendimizle dalga geçmek ve kendimizi aşağılamak arasındaki ince farkı bilemeyiz.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap