44 entry daha
  • küçükken dinlediğim ve içinden çıkmakta zorlandığım enteresan bir hikayeye konu olan sebze/meyve..

    henüz ilkokul çağındayken ve bazı şeyler bize doğrudan anlatılamazken, dışarı çıkıp gezme aşkıyla yanıp tutuştuğum bir yaz günü, kulağıma küpe olsun diye yaşlı bir teyze bana dışarda gezerken çok dikkatli olmamı, tanımadığım kimselerin beni şeker çikolata vaadiyle kandırıp kaçırabileceğini anlatmıştı. olayı algılamaya yönelik sorularım vardı, zira bi adam beni kaçırıp ne yapacaktı anlamıyordum çünkü o zamanlar organ mafyasından, sapık katillerden haberim yoktu, kirlenmeye başlamamıştım.

    beni kaçırıp ne yapacaklarını sorduğumda gelen cevap bu sebze/meyveye bakış açımı değiştirdi. yaşlı teyze bana

    - oğlum seni kaçırıp kıçına havuç sokarlar. dedi

    günler birbirini kovalarken ben bir adamın neden cebinde havuç taşıyacağını düşünüp anlam vermeye çalışıyordum. günün birinde şans eseri aynı lafı babamdan da duydum ve şu konuşmanın ardından artık havucun metafor olarak kullanıldığı bu uyarı cümlesinin anlamına vakıf olmuştum:

    babam: "oğlum dikkatli ol"
    ben : "niye baba, beni kaçırıp kıçıma havuç mu sokarlar"
    babam: " evet oğlum dikkatli ol işte" *
    ben : " ya baba adam yanında havuç mu taşıyo, ya yanında havuç yoksa noolcak o zaman birşey yapamaz"
    babam: " e oğlum o zaman da kendi havucunu sokar" *
136 entry daha
hesabın var mı? giriş yap