63 entry daha
  • hannibal, jacob abbot tarafından iskender ve julius caesar ile birlikte 3 kahramandan biri olarak değerlendirilmiş kartacalı komutandır. (1) aynı zamanda edward bazalgette imzalı 2006 yapımı yarı belgesel karakterde bir filme de konu olmuştur. (http://www.imdb.com/title/tt0766213/) tabi genelde "roma tarihinin en büyük kabusu" alt başlığıyla anlatılan hannibal'le alakalı bir film olur da izlemez miyim, izlerim tabi ki. geçen gün elime geçen ve bugün anca izlediğim bu filmle ve hannibal'in tarihsel kimliğiyle alakalı üç beş kelam etmemek olmaz. zaten daha evvelden, edebiyatta altın çağ 'ın ve tüm zamanların en parlak destan yazarlarından olan vergilius 'un aeneis'ine kadar giderek, hannibal'in ve kartaca düşmanlığının kökenlerinin aslında roma'nın kurucu atalarından aeneas ile ünlü kartaca kraliçesi dido arasındaki aşka bağlandığına değinmiştim. aeneas ile dido arasındaki aşkla alakalı olarak detaylı bilgi için aeneis/@jimi the kewl entirime bakabilirsiniz. ben şimdi tekrar hannibal 'in tarihsel kimliği, kartaca savaşları sırasındaki durum ve filmle alakalı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

    filmde hannibal'i alexander siddig canlandırmış. dönemin diğer mühim isimleri; örneğin scipio'yu (daha sonra scipio africanus ismini alacaktır.) shaun dingwall, fabius maximus 'u ben cross, gaius terentius varro 'yu da tristan gemmill oynamış. tüm karakterler için şu linke tıklamanız yeterli: http://www.imdb.com/…tle/tt0766213/fullcredits#cast
    genel çerçevede çok başarılı bir yapım olmuş. zaten bbc, discovery channel, pro-sieben, france 2, mediaset ortak yapımı olması bile aslında çok kaliteli bir yapımla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. kartaca'ya her ne kadar cato kadar kararlı bir düşmanlık beslemesem de (bkz: ceterum censeo carthaginem esse delendam) , çok sıcak baktığım söylenemez. tıpkı druids (http://www.imdb.com/title/tt0199481/) veya asterix serileri gibi genelde roma'nın emperyal karakterine -roma'nın gözünde- barbarlar, -lost tabiriyle- others açısından sunulan yergileri anımsatıyor bu filmdekiler de. roma'nın aslında kartaca ve hannibal'in babası hamilcar barca'yı aşağıladığından dem vuruluyor. filmde roma'ya karşı kartaca ve hannibal'in onur ve özgürlük savaşının altı ısrarla çiziliyor. tabi sinema bilmemkaçıncı sanat ya, içinde her ne kadar discovery channel ve bbc gibi pek kaynağa ve bilgiye dayalı eserler ortaya koyan güçlü kuruluşlar olsa da, bu filmde gerçekle efsanevi olan iç içe geçmiştir. hannibal tüm karakteriyle bir kahramandır. hatta tek hatası; birinci kartaca savaşı sonunda roma'ya tümüyle saldırıp, onu egemenliğine almamış olmasıdır. tabi böyle gösterilince; roma'nın o haşmetli dünyasının veya balmumu kokan odalarından günümüze kadar ulaşabilmiş yazın eserlerine baktığımızda (2), roma'da hannibal nasıl algılanmıştı, nasıl değerlendirilmişti diye sorguladığımızda göreceğiz ki; hannibal aslında tam bir kabustu evet, ancak tüm övülesi yanı liderlik kabiliyetinden başka bir şey değildir. ancak şu var ki; filmin sonunda bir romalı tarafından öldürülmek istemeyen hannibal'i intihar etmiş bulan romalı askerin, anılarını yazmış olan hannibal'in papyruslarını ateşe atınca söylediği gibi; "bu adamın tarihi yazılacaksa, bunu romalılar yapacaktır." ben de romalıların ve o kendinden ötesini barbar ve eğitilmeye, sömürülmeye muhtaç gören zihniyetin yazdığı kitaplardan hannibal'i öğrenmiş olabilirim. ben tümüyle yanılıyor ya da tümüyle roma sevgisiyle, bilerek kendimi kandırıyor da olabilirim. önemli olan böyle bir adamın gelip geçtiği, bir zamanlar sahiden de roma halkına büyük bir travma yaşatmış olduğudur.

    mevzunun tarihsel yanına değinmeden evvel, hannibal ismiyle alakalı bir bilgi vermeyi uygun görüyorum. aslında ismin kökeninde "hanno, -onis (m)" ismi bulunmaktadır. aslında bu isim birçok kartacalıya verilen bir isim. tıpkı roma'da marcus, quintus, flaccus , bizde de ahmet, mehmet isimleri gibi. aynı zamanda bu isimde bir kartacalının, hannibal'in savaş politikalarına karşı çıktığı da söyleniyor. (3)

    evet tekrar roma tarihine ve kartaca ile birlikte hannibal ürpertisini yaşayan o günlere geri dönelim. zira mesele aslında sadece hannibal'in ve kartaca'nın onuru meselesi değildir. ortada, filmde hannibal'in dediği gibi "ya kartaca ya da roma yıkılmaya mahkumdu." düşüncesi söz konusudur. bu düşünce niye ortaya çıkmıştır, asıl sebepler nelerdir, bunlara bakmamız lazım. bir kere ortada emperyal kaygılar, hegemonya mücadelesi vardır.

    server tanilli, yüz yılların gerçeği ve mirası adlı eserinin birinci cildinde (ilk çağ) şöyle diyor:

    "..italya'nın fethi, roma'yı, akdeniz'in en büyük güçlerinden ve o zamanki dünya politikasının en etkili merkezlerinden biri haline getirir. ilk kez mısır'la diplomatik ilişkiler başlar. yarımadadaki büyük ticaret merkezlerinin ele geçirilmesi ve bağlaşıklara dayatılmış kendi aralarında doğrudan doğruya ticaret yapma yasağı, tüm italya'da romalı tacirlere bırakır ticaret tekelini. yunanistan'la ticaret zaten başlamıştır. bu yeni sınıfın temsilcileri roma politikasını kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek istemektedirler. isa'dan önce ilk yüzyılın ilk yarışında, bu sınıf, öylesine bir ağırlık kazanır ki, italya'nın fethinden az sonra, roma, batı akdeniz hegemonyası adına büyük rakibi kartaca ile karşı karşıya gelir." (4) hatta bu karşılaşma, roma'nın ilk büyük düşmanının galli yani galyalılar değil de kartaca ve kartacalılar olmasını sağlamıştır. (5)

    romalılar kartacalılara punicus, poenicius veya poenicus yani fenikeli dediklerinden aralarındaki savaşlara bellum punicum -bu ifade, türkçeye iğrenç bir şekilde pön savaşları diye çevrilmiş. aslında ha pön demişsiniz, ha punicum veya punicus. zaten türkçeye yabancı bir isimden söz ediyorsunuz, bari orjinalini kullanın da pön gibi başka 2. hatta 3. dilden dilimize geçen bu uyduruk ifadeden kurtulmuş oluruz. - denmiştir. romalılar ile karatacalılar arasındaki savaşlar iki tanedir. ve bu savaşlar i.ö. 264 yılında başlayıp, kartaca'nın kesin yenilgisiyle sonuçlanmıştır. ancak bu savaşalr yüzünden roma da en az kartaca kadar yıpranmış, kayıplarıyla en büyük erdemlerinden olan çiftçi asker geleneği sarsılmıştır. iki emperyal zihniyetin çıkar çatışması sonunda roma yine de dünya egemenliğine doğru yol almıştır. filmde de bu hususun altı çiziliyor. hannibal'in aldığı bir karar (biraz sonra bahsedeceğim) sonunda gelecek 6 yy.ın kaderi de çizilmiştir. actium deniz savaşı ile birlikte dünya tarihini etkileyen mühim çarpışmalardır bunlar. benim hep söylediğim, eğer actium'da kleopatra ile birlikte mısır donanması, savaşlardan, iç çarpışmalardan yüzyıllardır sarsılmakta olan roma ve octavianus'u ortadan kaldırmış olsaydı, dünya bambaşka bir yer olarak geleceğe miras kalırdı. en azından o zaman oluşacak doğu batı imparatorluğu fikri osmanlı ve bizans imparatorluklarından çok farklı bir karakterde olacak, roma imparatorluğu yerine mısır merkezli doğu batı imparatorluğunun tarihi yazılacak, kültürel ve sosyal her alanda günümüzdekinden daha farklı bir dünya düzeni oluşacaktı. roma ile kartaca arasındaki emperyal çıkar çarpışmasının sonucunun tam tersi olduğunu düşünenize. kartaca'nın roma'yı alt ettiğine, hannibal 'in ileride söz edeceğim gibi, roma'ya gelmişken, kenti ele geçirip, imparatorluk hayallerine hatta augustus'la birlikte doğudan batıya geçen tanrı-kral fikrinin tümüyle ortadan kalkmasına, yine hiristiyanlığın da uygun bir zemin bulamayacağına, sonuçta hiristıyanlık inancının en temel zemini başta roma toprakları olmuştu, yani kısacası dünya tarihinin bambaşka şekilde yazılmış olacağına inanıyorum. aslında bu çok doğaldır. ikinci dünya harbinde nazi almanya'sının galip ayrıldığını, ve dünyanın -abd'nin savaşa katılmaması şartıyla- iki kutuplu (abd-almanya) hale daha o yıllarda geldiğini düşünmeniz gibidir bu. yakın tarihimiz ne farklı olurdu. beyin jimnastiğini bir kenara koyup, tarihe bakalım tekrar.

    birinci kartaca savaşı'nı (birinci pon savasi) ilgili başlıkta inceleyebilirsiniz. burada konumuz hannibal olduğundan, hem o savaşla hem o savaş sonrası roma ve kartaca'da yaşananlarla alakalı çok fazla konuşmak istemiyorum, ben doğrudan ikinci kartaca savaşı ile birlikte, hannibal'in kartaca ordusunun başına geçmesinden söz ederek entirime devam etmek istiyorum.

    "isa'dan önce 221 yılında, az bir süre önce bir ispanyol yurtseverinin öldürdüğü asdrubal'ın ölümünden yararlanarak, roma senatosu, ispanya'daki sagonte kentini korumasına alıp, vaktiyle asdrubal'le yapmış olduğu anlaşmayı bozdu. ispanya'daki kartaca ordusunun kumandanlığına, amilkar barka'nın oğlu, yirmi beş yaşındaki hanniba1 seçilmişti. babası, daha çocukken, romalılara karşı sönmeyecek bir kin aşılamıştı ona. yunanlı eğiticilerin elinde pek yetkin bir eğitim gören hannibal, az sonra parlak bir kumandan olup çıktı. bir savaşa yol açmak için bahane aradığından, tuttu sagonte'yi kuşatıp aldı. romalılar, hannibal'in kendilerine teslim edilmesini istediler. kartaca reddetti; roma da kartaca'ya savaş ilan etti. (i.ö. 218)

    ikinci kartaca savaşı başlamıştı. roma senatosu, çabuk ve kesin bir savaşın arkasın-daydı; afrika'ya çıkılacak ve bir hamlede kartaca'nın hesabı görülecekti. ancak hannibal bütün bu planlan bozdu: 218 yılının ilkbaharında, büyük bir orduyla, karadan italya'nın üzerine yürüyüşe geçti. ordusunda çok sayıda fil de vardı. güney gallia kıyıları boyunca yürüyerek —bin zahmetle— alplere vardı ve onları aşarak po ovasına indi. ordusunun yarısından fazlası erimişti yollarda. ne var ki, az önce roma'ya boyun eğmiş keltler, duraksamadan katıldılar kendisine. hannibal, romalıların öncülerini yendikten sonra, po'yu aştı ve —218 yılı aralığında— kendisini karşılamakta sabırsızlık gösteren konsül tiberius sempronius ile publius cornelius scipio'nun ordularını bozguna uğrattı.

    bütün bu kayıplar, özellikle halk partisinin çabalarıyla son yıllarda elde edilmiş toprakların yitirilmesi, roma'yı büyük bir kaynaşma içine soktu ve partiler mücadelesi kızıştı. senato ve soylular, halkın çıkarlarını savunmada yeteneksizlik ve savsaklama ile suçlanıyordu. 217 yılında halkın gözdesi c. flaminus konsül seçildi ve —senatonun muhalefetine karşın— kumandanlığı üzerine aldı. ve roma'ya giden yol üzerinde mevzilendi. hannibal, dahice bir manevrayla, flaminus'un ordusunun gerisine sarktı ve trazimen gölüyle onu çevreleyen dağlar arasındaki dar bir geçitte tuzağa düşürdü romalıları. flaminus da içinde olmak üzere, bütün bir ordu mahvolmuştu."(6) bu iki yenilgiyi göstermektedir. bir; askeri, iki; halk partisinin yenilgisi.

    hannibal isteseydi, roma'ya kolaylıkla ulaşabilirdi. zira roma 'nın savunma gücü tümüyle yıkılmıştı. filmde de bu işleniyor. hannibal 'in yardımcıları roma'ya girme taraftarıyken, kendisi onu aşağılarcasına roma tarafından teslim bayrağının çekilmesini, diz çökmesini bekliyordu. zira başta da dediğim gibi; filmde daha çok hannibal'in intikamı konusu işlenmiş. zaten ona göre; romalı askerler emir aldıkları için, kartacalılar ve roma'ya karşı onlara katılan diğer askerler ise özgürlük ve onurları için savaşmaktaydılar. bu düşünce hannibal'in zihninde, roma'yı kışkırtırken de vardı, roma 'ya tümüyle girme şansı varken bunu yapmayıp önünde diz çökmesini beklerken de.

    fırsatı varken roma'ya girmeyen hannibal, 'roma konfederasyonunu dağıtmaya kalktı. italya'daki halkların kurtarıcısı olarak ilan ediyordu kendisini. yolu üzerinde romalılara ve latinlere ait de ne varsa yakıp yıkıyordu. senato'nun adamı diktatör quintus fabius ise, pek ihtiyatlı bir davranış içindeydi. o yüzden de kısa sürede halkın gözünden düştü. yerine senatonun bir başka adamı l. emilius paulus ile halk partisi'nin temsilcisi gaius terentius varro konsül seçildiler. halkın isteğine uyarak, senato, kesin savaş emri verdi konsüllere. ancak iki konsül arasındaki anlaşmazlık yüzünden, romalılara hiç de uygun olmayan koşullarda verildi bu savaş. hannibal, 216 yılının yazında, cannes'da, aşağı yukarı 80.000 kişilik bir roma ordusunu çevirerek, hemen bütünüyle yok ediyordu. (filmde zaten iskender'in 50000 kişiyle dünya fethine giriştiğini vurgulayan hannibal'e göre; kartacalılar daha iyisini başaracaklardır. )

    yalnız varro'du kurtulan bir avuç askeriyle. cannes'dan sonra roma'nın durumu felaketti. italya' daki hemen bütün halklar, roma'ya başkaldırmış ve hannibal'in yanma geçmişlerdi. başka yerdeki roma birlikleri de birer birer yok ediliyordu. 211 yılında hannibal, latium'a girer, roma'ya yaklaşır ve bir tepeden kinini taşıyan ilk mızrağı fırlatır kente.

    roma devletinin çöküşüne bir adım kalmıştır. ne var ki, roma yıkılmadı; çalışkan halkının özverisi ve direnci sayesinde bir kez daha kurtuldu. yeni bir ordu kurmak gerekiyordu, o kuruldu. ihtiyat, baş politikaydı. yapılacak olan, hannibal'in asıl planını, yani italya konfederasyonunu dağıtarak roma'ya karşı bütün düşmanlarını birleştirme planını bozmak; yeni güçler ve yandaşlar elde etmesini de engelleyerek onu çevresinden soyutlamaktı.

    tam on yılda, 215'ten 205 yılına kadar süren bir zaman içinde bu plan gerçekleştirilir: roma, yarımadada durumunu güçlendirir ve hannibal, italya'nın güneyine hapsedilir. bu arada sicilya alınır ve yunanistan'da durum güçlendirilir (birinci makedonya savaşı). hannibal için en ağır darbe, ispanya'daki birliklerin yenilgisi olur, ispanya'daki roma ordusunun başında ise genç bir kumandan görüyoruz: pubius cornelius scipio. bu ad önemlidir.' (7)

    filmde, scipio'nun hannibal'in roma'yı ürküten taktiğini taklit ettiği vurgulanıyor. hatta hannibal'e göre; eğer o olmasaydı, scipio da olmayacaktı.

    'savaşın on üçüncü yılında, roma, planının son aşamasına gelmiştir: doğrudan doğruya kartaca'ya saldıracaktır. 205 yılında scipion konsül seçilir ve bu harekâtla görevlendirilir. scipion ordusunu afrika'ya geçirir ve tahıl ambarı bagradas vadisini yakıp yıkar. kartaca'yı açlığa mahkûm ederek almaktır niyeti. numidya kralı massinissa da onun yanına geçmiştir. kartaca senatosu, barış önerisinde bulunmuştur daha şimdiden; ancak halk meclisi başkaldırır ve hannibal'i çağırmaya ve doğduğu kentin savunulmasını ona vermeye karar verir. bunun üzerine hannibal döner.

    ne var ki, zama meydan savaşında acı bir yenilgiye uğrar (i.ö. 202).
    barış andlaşmasının koşulları pek ağırdır: kartaca'-ya afrika'da küçük bir toprak parçası bırakılıyordu; roma'nın izni olmadan komşularıyla savaşa kalkamayacaktı; ordusunu salıverecek, donanması da olmayacaktı; roma ordusu afrika'dan çekilinceye kadar bakımını sağlayacaktı; korkunç bir tazminat ödeyecekti. kartaca, her şeyini yitirmişti.

    hannibal, doğu'ya, roma'ya karşı yeni bir savaş kazanmak için suriye kralı antiochos'un yanına kaçtı.

    roma, tehlikeli düşmanına karşı kazandığı zaferi büyük coşkunlukla kutladı. scipio, afrika'dan büyük bir servetle döndü; devlette bir numaralı kişidir artık ve «afrika'lı» (scipio africanus) diye anılacaktır. ne var ki, on beş yıl süren savaş, roma'ya iktisadi bakımından korkunç kayıplara mal olmuştu. ancak, öyle de olsa, roma'nın yüksek sınıflarının, özellikle tacir ve zanaatçılarının gönenci, birinci kartaca savaşı sonrasında olduğundan da fazla arttı. zayıf düşen ve saygınlığı azalan halk partisi politika sahnesinden çekildi ve git gide gelişen roma plutokrasisine karşı muhalefeti durdu. bu nedenlerle, roma politikası, kartaca üzerindeki zaferi izleyen o yıllarda akışını, hiç bir engellemeyle karşılaşmadan sürdürdü.' (8)

    tabi kartaca'nın tümüyle tehdit olmaktan çıkması, roma'nın akdenizden başlayarak dünya egemenliğine giden yolda hiçbir engelle karşılaşmamasına sebep oldu. hannibal işte bu yüzden, yani bu uğurda roma'nın egemenliğine zeval getirecek en mühim isimlerden biri olarak kabus gibi çökmüştür. ancak ne var ki; kazananlar haklı çıkmıştır tarih boyunca. bu adamın hikayesi yazılmıştır, ancak bunu romalılar yapmıştır. kabustur hannibal, ancak üstesinden gelinmiş bir kabus.

    notlar:

    1- jacob abbot, history of julius caesar with engravings, 1904
    2- cato, orat. 177; cic, off., l, 108; liv., 21.1.1; sen.,con.,7.2.7; sil., 1. 346; cic., ver., 5. 31; liv., 27.16.10; petr., 101,4
    3- (liv., 21.3.2; v. max.,7.2, ext. 16)
    4- server tanilli, yüzyılların gerçeği ve mirası, 1 ilkçağ, sf: 447, say yayınları, ikinci basım 1984
    5- michael grant, the history of rome, p.96, 1993, faber and faber
    6- 3. deki eser, sf: 454-455
    7- 3. deki eser, sf: 455-456
    8- 3. deki eser, sf: 456
1592 entry daha
hesabın var mı? giriş yap