178 entry daha
  • 1960'lı yıllarda benjamin libet isimli bilim insanı,deney katılımcılarının kafalarına elektrotlar yerleştirerek onlardan çok basit bir şey yapmlarını istedi:kendi belirledikleri bir anda parmaklarını kaldırmak.

    gönüllüler,bu arada yüksek çözünürlüklü bir zamanlayıcı bakacak ve hareketi yapmak için"güçlü bir dürtü duydukları" anı tam olarak not edeceklerdi.

    libet katılımcıların hareket etme dürtüsünün farkına vardıkları anın,hareketin kendisine çeyrek saniye kala olduğunu keşfetti.ama asıl şaşırtıcı olan bu değildi.eeg kayıtlarını (beyin kayıtları) inceleyen araştırmacı,daha da ilginç bir şey buldu.katılımcıların beyinlerindeki etkinlik artışı,hareket etme isteğini duymalarından önce ortaya çıkıyordu.ve bu artış öyle çok kısa bir süre değil,bir saniyeyi de aşan bir süre öncesinden başlıyordu.bir başka deyişle,kişi,hareket isteğini bilinçli biçimde duymadan epeyce önce,bazı beyin parçaları karar vermeye başlamış oluyordu bile.

    deney epeyce ses getirdi.bilinçli zihin,bu komuta zincirinde bilgiyi son halka olması gerçekten mümkün müydü?
    libet'in kendisi bile deneylerin işaret ettiği bu olasılıklar karşısında endişelenmiş ve sonunda özgürlük dediğimiz şeyi bir tür veto gücü olarak elimizde tutuyor olabileceğimizi öne sürmüştü.bir başka ifadeyle,parmağımızı oynatma isteği duyuşumuzu kontrol edemesek de,bu hareketi durdurmak için küçük bir zaman penceresine hala sahip olabilirdik.

    veto hakkı özgürce seçilebilecek bir şey gibi görünmesine karşın,bunun da bilinçten gizlenmiş,sahne arkasındaki etkinliğin bir sonucu olmadığını düşündürecek herhangi bir kanıt elimizde yoktur.

    kaynak:david eagleman - incognito
158 entry daha
hesabın var mı? giriş yap