1212 entry daha
  • türk tarihinin en tartışmalı liderlerinden biridir. 1876-1909 yılları arasında hüküm sürmüştür. osmanlı tarihindeki her iki meşrutiyet girişimi de kendi döneminde yaşanmıştır. döneminde istibdat, dış siyaset, ekonomi, panislamizm gibi önemli konu başlıkları vardır. diğer yandan kişisel özellikleri de çok tartışılır. çünkü kişisel özelliği izlediği politikalara çok yansımıştır.

    bu hükümdarın dönemi hakkında yorum yapabilmek için 19. yüzyıl osmanlı'sını iyi bilmek gerekir diye düşünüyorum. kısaca 19. asırdaki olaylara değineyim.

    tüm avrupa 19. yüzyıla napoleon bonaparte fırtınasıyla girmişti. bu fırtınadan tabi ki osmanlı da nasibini almıştı. ilk başta iki devlet mısır'da karşı karşıya gelse de bir süre sonra ilişkileri yumuşamış, liderler arasında mektuplaşmalar başlamıştır. bu yakınlaşma da osmanlı'nın rusya ve ingiltere'yle arasını bozmuştur. 1806'da rusya'yla savaş başlamıştır. bu savaş esnasında ingiltere de rus tarafında olduğundan bir filosunu marmara'ya sokup, istanbul önlerine kadar getirmiştir. bu karmaşa ortamında payitahtta isyanlar vuku bulmuş, üçüncü selim tahttan indirilip, dördüncü mustafa tahta geçmiştir. ancak dördüncü mustafa da fazla tutunamayıp yerine ikinci mahmut tahta geçmiştir. 1806'da başlayan savaş 1812'ye kadar aralıklarla sürmüştür. bu savaşta osmanlı ordusu çok yıpranmıştır. devlet, rusya ile barış yapmak zorunda kalmıştır. (bkz: 1806-1812 osmanlı rus savaşı) (bkz: bükreş antlaşması)

    diğer yandan 19. yy'da ülkenin pek çok yerinde isyanlar patlak vermiştir. örn: sırp, tepedelenli ali paşa, eflak-boğdan, mora vb. bu isyanların ortak yönü milliyetçiliğe dayanmasıdır. özellikle de osmanlı, mora isyanı karşısında iyice çaresiz durumda kalıp, mısır valisi'nden yardım istemek zorunda kalmıştır. vali, bu isyanı, çeşitli istekleri karşılanınca bastırmıştır. mısır valisi -> (bkz: kavalalı mehmet ali paşa)

    bu milliyetçi isyanlardan dış ülkeler de nemalanmak istemiştir. osmanlı yönetimine devamlı olarak baskılar yapmıştır. osmanlı yönetimi de sürekli imtiyazlar vermek zorunda kalmıştır. bu dönemde rus-ingiliz tarafı yunan devleti'nin kurulması için osmanlı'ya ağır baskılar yapmış, osmanlı ise bunu reddettiğinden navarin'de donanması yakılmıştır. akabinde de 1828'de rusya'yla tekrar savaş başlamıştır. bu savaşta osmanlı, edirne'yi dahi kaybetmiştir. doğu'da da kars, erzurum düşmüştür. bu kayıplar ülke içinde büyük bir kaosa yol açmış, osmanlı yönetimi barış istemek zorunda kalmıştır. bir antlaşmayla yunan devleti'nin kurulmasını kabul etmiştir. (bkz: 1828-1829 osmanlı rus savaşı) (bkz: edirne antlaşması) (bkz: navarin baskını)
    osmanlı bunlarla uğraşırken fransa ise cezayir'i ele geçirmiştir. osmanlı yönetimi donanması yakıldığından ve ruslarla boğuştuğundan dolayı hiçbir şey yapamamıştır.

    sultan ikinci mahmut, yeniçeriliği ortadan kaldırmaya karar vermiş, yerine yeni bir ordu kurmaya karar vermiştir. bu olay da devlet içinde büyük bir kaos doğurmuştur. yeni kurulan ordu yetkin olmadığından osmanlı cephelerde çok zayıf kalmıştır. (bkz: vaka-i hayriye) (bkz: asakir-i mansure-i muhammediye)

    osmanlı'nın bu bunalımlı döneminde iyice güçlenen mısır valisi kavalalı mehmet ali paşa da osmanlı yönetimiyle takışıp isyana kalkışmıştır. bir ordusunu harekete geçirip, tüm suriye'yi ele geçirmiştir. akabinde de anadolu'ya girip, ikinci mahmut'un ordularını dağıtıp, konya-kütahya bölgesine kadar ilerlemiştir. osmanlı yönetimi, kendi valisini durduramadığından ve valiye istanbul yolu açıldığından, dış devletlerden aracı olmalarını istemiştir. nitekim osmanlı bu sorunun çözümü için pek çok imtiyaz vermek zorunda kalmıştır. (bkz: kütahya antlaşması) (bkz: hünkar iskelesi antlaşması) (bkz: baltalimanı antlaşması) (bkz: nizip savaşı)

    osmanlı bu bunalımlı dönemde iç cephede bütünlüğü sağlamak adına 1839'da tanzimat fermanı'nı ilan etmiştir. bu fermanla ülkedeki gayrimüslimlere bazı ayrıcalıklar tanınmıştır. bu fermanın en önemli noktalarından biri de iltizam usulünün kaldırılması olmuştur. osmanlı ekonomisi 19. yüzyılın başından beri girdiği savaşların sonucunda ağır kayıplar yaşamıştır. bu fermanla beraber iltizamın kaldırılması, devlet içinde yeni bir buhran doğurmuştur. devlet, giderleri karşılayamaz olmuş, memur maaşlarını dahi ödeyemez hale gelmiştir. bu buhran sonucunda devlet, iltizamı geri getirmek zorunda kalmış, ayrıca esham uygulamasını getirmiştir. devlet, bu esham uygulamasıyla bir nevi iç borçlanmaya gitmiştir. alacaklılara nakit yerine senet ve hisseler vermiştir. bu yöntem kısa vadeli rahatlama yaşatsa da uzun vadede büyük sorunlar doğurmuştur. diğer yandan mısır bunalımı esnasında devlet, büyük devletlerin yardımını almak için her biriyle ticari antlaşmalar yapmıştır. özellikle de ingiltere ile imzalanan baltalimanı antlaşması ile serbest ticaret sistemi kabul edilmiştir. bazı mallardaki tekelleşme ortadan kaldırılmış, gümrük vergileri düşürülmüş, ithalatın önü açılmıştır.

    osmanlı, 1853'te rusya ile yine büyük bir savaşa tutuşmuştur. savaşın başında osmanlı filosu yeniden yakılmıştır. (bkz: sinop baskını) bu savaşta, ingiltere ve fransa osmanlı'nın yanında saf tutmuştur. bunun nedeni de koca osmanlı coğrafyasını tek başına rusya'ya yedirmek istememeleridir. 1853-56 yıllarında çok büyük savaşlar yaşanmıştır. rusya, 3 yılın sonunda ateşkes istemek zorunda kalmıştır. ateşkes sonrasında da paris antlaşması imzalanmıştır. (bkz: kırım savaşı)

    osmanlı ekonomisi bu zorlu savaş döneminde iflasın eşiğine gelmiştir. sultan abdülmecit dış ülkelerden borç almak zorunda kalmıştır. ayrıca batılılara yaranmak için paris konferansı esnasında bir ferman yayınlayarak gayrimüslimlere daha kapsamlı ayrıcalıklar vermiştir. (bkz: ıslahat fermanı)

    kırım savaşı sonrasında osmanlı ülkesinde özerk devletlerin sayısı artmıştır. sırbistan, romanya, girit özerklik kazanmıştır. lübnan ile mısır'ın merkeze olan bağlılığı biraz daha zayıflamıştır. bosna-hersek bölgesinde de büyük bir isyan patlak vermiştir. bu isyana neredeyse tüm avrupa müdahil olmuştur. osmanlı yönetimi de yeniden baskılara maruz kalmıştır.

    1860'lara gelindiğinde tanzimat nesli tarafından osmanlı ülkesinde hürriyetçi akımlar ortaya çıkmıştır. bu nesil sultan abdülaziz yönetimine muhalefet yapmıştır. gazete gibi süreli yayınlar yaparak kendi görüşlerini yaymaya çalışmışlardır. bunun sonucunda da sansürlere, sürgünlere maruz kalmışlardır. (bkz: yeni osmanlılar)

    ıı. abdülhamit dönemi
    1870'lere gelindiğinde sultan abdülaziz'in şaibeli ölümü, yerine geçen beşinci murat'ın akıl sağlığını yitirmesi üzerine ıı. abdülhamit tahta çıkmıştır. bu dönemde meşruti yönetim isteyenler iyice güçlenmiştir. abdülhamit'i meşrutiyet ilan etmesi şartıyla tahta çıkarmışlardır. nitekim 1876 yılında tahta çıkmış, aynı zamanda birinci meşrutiyet de ilan edilmiştir. ancak 3-4 ay sonra 1877 1878 osmanlı rus savaşı, nam-ı diğer 93 harbi başlamıştır. osmanlı bu savaşta o zamana kadar hiç görmediği büyük bir hezimet yaşamıştır. rus ordusu doğu'da erzurum'a kadar gelmiş, batı'da da edirne'yi geçip, istanbul yeşilköy'e kadar gelmiştir.
    bu savaşın neticesinde (bkz: berlin antlaşması) yapılmış; bosna hersek, karadağ, sırbistan, romanya elden çıkmıştır. doğu rumeli, bulgaristan, girit özerk olmuştur. elviye-i selase rusya'ya bırakılmıştır. diğer yandan bu savaş esnasında osmanlı paçayı kurtarmak için kıbrıs'ı ingilizlere vermek zorunda kalmıştır. birkaç yıl sonra da mısır, ingilizler tarafından işgal edilmiştir. ayrıca 93 harbi sonrası iptal edilen antlaşma için (bkz: ayastefanos antlaşması)

    ıı. abdülhamit saltanatının ilk dönemleri bu hezimetlerle geçmiştir. 93 harbi, osmanlı için her anlamda bir yıkım olmuştur. kırım savaşı esnasında başlayan dış borçlanma sonraki dönemde de devam ettiğinden, borçlar giderek artmıştır. 1870'lere gelindiğinde osmanlı hazinesi resmen iflası görmüştür. 93 harbi'nden sonra osmanlı maliyesi daha da bunalımlı hale gelmiştir. bunun neticesinde 1880'de alacaklılar ile toplantılar yapılmaya başlanmış, 1881'de de düyun-ı umumiye idaresi kurulmuştur. bunun neticesinde osmanlı yönetimi hazine gelirlerinin kontrolünü bu kuruma devretmiştir.

    ıı. abdülhamit, yukarıda görüldüğü üzere osmanlı devleti'nin çözülmeye, çökmeye başladığı bir dönemde tahta çıkmıştır. kendisi tahta çıktığında devlet; uzun savaşlardan yılmış, bitkin bir haldeydi. ayrıca milliyetçi isyanlarla boğuşuluyordu. ekonomi de borç batağına batmıştı. bu borçlar da ödenemiyordu. iç siyasette ise hürriyetçi akımlardan etkilenen bazı kesimler monarşi yönetimine nefret kusmaya başlamıştı. meşrutiyet isteyenler devlette üst kademeye kadar gelmişti. bu keşmekeşte sultan abdülaziz katledilmiş, beşinci murat tahtta kalamamıştır. kendisi de meşrutiyeti kabul etmek zorunda kalıp, tahta gelmiştir.
    geçmişteki bu olayların tesiriyle abdülhamit, 93 harbi'ni fırsat bilip meclisi feshetmiş, muhalifleri tasfiye etmiştir. sıkı bir baskı, istibdat rejimi kurarak, devleti bu yöntemle yönetme yoluna başvurmuştur. amcası sultan abdülaziz'in katli olayından aşırı etkilendiğinden ve muhaliflerden çekindiği için jurnalcilik sistemini kurmuştur. (bkz: paranoyaklık) ayrıca bu jurnalcilik sisteminin uygulandığı dönemde istibdat rejimine muhalif olan genç mustafa kemal de hapse girmiştir.

    kendisi bu istibdat döneminde devleti biraz toparlamaya çalışmıştır. dış siyasette denge politikasını izlemeye çalışmıştır. yunanlılara karşı bir savaş kazanılmıştır. (bkz: dömeke meydan savaşı) panislamizm siyasetini izlemiştir. 20. yüzyıla doğru almanlarla yakın ilişkiler kurma yoluna gitmiştir. almanlara demiryolları yaptırıp, işletme hakları vermiştir. ülkenin çeşitli yerlerinde okullar açılmıştır. telgraf sistemi yayılmıştır. daha pek çok yenilik ve atılım yaşanmıştır.

    ıı. abdülhamit'in baskıcı yönetimine karşı ilk olarak payitahtta jöntürk hareketi ortaya çıkmıştır. bu muhalif örgüt, rejim tarafından dağıtılmıştır. örgüt üyelerinin bir kısmı sürgüne gönderilmiş, bir kısmı da başka ülkelere kaçmıştır. bu olaydan sonra da rejim karşıtları paris başta olmak üzere başka yerlerde örgütlenmiştir. (bkz: ittihat ve terakki cemiyeti) bu örgütlenmeler gün geçtikçe güçlenmiş. 1908 yılına gelindiğinde manastır'da ittihatçılar bir isyan başlatıp payitahta meşrutiyetin ilan edilmesi çağrısını yapmıştır. osmanlı ordusu içinde de ittihat ve terakki yanlıları artınca ıı. abdülhamit çaresiz kalıp, ikinci meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalmıştır.

    1909 nisan ayında da büyük bir isyan sonucu tahttan indirilmiştir. (bkz: 31 mart vakası)

    kendisine günümüzde ulu hakan da deniyor kızıl sultan da. benim görüşüme göre her ikisi de yanlıştır. ülkeyi kendi görüşü çerçevesinde yönetmek istemiştir. her monark gibi yönetimine ortak istememiştir. ilk fırsatta meclisi kapatmıştır. dağılmayı ve çöküşü önlemek için baskıcı bir rejime başvurup ülkeyi ayakta tutmaya çalışmıştır. her baskıcı rejimde olduğu gibi bu dönemde de baskıdan yılan ahali tarafından yönetimine son verilmiştir. diğer yandan bu baskıcı yönetimi seçmesindeki bir etken de amcasının katli olayıdır. kendi sonunun amcası gibi olmaması için jurnalcileri piyasaya salmıştır. kendisine muhalif olanlarının seçtiği akımların dışında dış ve iç siyasette uygulamak üzere panislamizmi seçmiştir. her yönetici gibi hataları da var, doğruları da var. kendisini överken veya yererken o dönemin koşullarını ve yaşanmışlıklarını iyi bilmek gerekiyor. (bkz: objektik olmak)
547 entry daha
hesabın var mı? giriş yap