öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
orhan veli'nin moro romantico, daha çok bilinen adıyla anlatamıyorum isimli şiirinin, kendini anlatamadığı için acılar çeken bir şairin içten gelen haykırışları olmadığını keşfetmek. aslında bu şiir, garip akımının manifestosu gibidir, bir başka ifadeyle garip akımının bir şiirde görmek istemediği her türlü şeyin eleştirisi mahiyetindedir. ilk önce şiiri vereyim:
"ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum."
bu şiirin başlığı olan "moro romantico", latince daha fazla romantizm anlamına gelmektedir. bunun üzerinde daha sonra duracağız. şimdilik ilk iki dizeyi ele alalım:
"ağlasam sesimi duyar mısınız / mısralarımda...": bu dizeyi hakkıyla anlayabilmek için, tevfik fikret'in yağmur isimli şiirinin ilk kısmına bakalım: "küçük, muttarid, muhteriz darbeler / kafeslerde, ramlarda pür ihtizaz / olur dembeden nevhager, nagmesâz / kafeslerde, ramlarda pür ihtizaz / küçük, muttarid, muhteriz darbeler." tevfik fikret, şiirinin bu kısmında yağmur damlalarını tarif etmektedir. dikkâtli okursanız, mısralarda sürekli t ve d harfinin tekrarı vardır. şimdi, yağmur damlalarının nesnelere değdikleri zaman çıkardıkları sesleri aklınızda canlandırın. evet, tıpkı "t ve d" harflerini seslendirdiğimiz zaman çıkan sese benzer. işte tevfik fikret, yağmur damlalarını sadece kelimelerle değil, aynı zamanda kelimelerin çıkarttıkları seslerle de tarif etmiştir. moro romantico'nun ilk iki mısrası bu sanatı reddetmekte, şair âdetâ, "ben mısralarımda ağlama sesi çıkarsam kaçınız bunu duyabilir? bu seslerin taklidini başarıyla yerine getirmemin ne önemi var? gözyaşlarının yere düşerken ki sesini taklit etmem gerçekten de sanat mıdır?" demektedir.
"...dokunabilir misiniz / gözyaşlarıma, ellerinizle?...": bu dizelerde de kaligram sanatının reddi vardır. kaligram nedir? şairin, anlatmak istediği nesneyi, hem sözleriyle hem de şiiri yazarken kullandığı kelimelerin dizimiyle tarif etmeye çalıştığı sanattır. bu sanatın üstadı guillaume apollinaire'dir. mesela bu şiirinde, tahmin ettiğiniz gibi bir at anlatmaktadır. bizim edebiyatımızda da metin altıok'un bir uyumsuz rastlaşma isimi şiiri kaligram sanatına örnektir. guillaume apollinaire'den bir örnek daha. gördüğünüz gibi, orhan veli bu mısralarında, ses taklidiyle anlatmayı reddettiği gözyaşını, aynı zamanda görüntü taklidiyle de anlatmayı reddetmektedir. burada da âdetâ, "ben gözyaşlarımın görüntüsünü çizsem dâhi benim gözyaşlarıma dokunamazsınız." demektedir. dolayısıyla şiirin ilk dört dizesinde samimiyete ve doğallığa vurgu vardır ki garip manifestosunu dikkâtle okuduğunuz zaman, şiir sanatında bu iki şeyden kopulmaması gerektiği yönündeki düşünceleri görebilirsiniz.
"...bir yer var, biliyorum / her şeyi söylemek mümkün / epeyce yaklaşmışım, duyuyorum / anlatamıyorum.": bu dizelerde de sembolizmin reddi vardır. biliyorsunuz orhan veli, ahmet haşim'e özel bir düşmanlık besler. birçok şiirinde, yazısında ve öyküsünde ahmet haşim'e özel göndermeler yapar. meselâ karanfil isimli şiirinde, insanlar zulümle sınanırken mübalâğa sanatının inceliklerini tartışmayı, ahmet haşim'in meşhur karanfil isimli şiirinde geçen "yârin dudağından getirilmiş / bir katre âlevdir bu karanfil / rûhum acısından bunu bildi!" dizelerine gönderme yaparak yerer. yine eskiler alıyorum, başlı başına ahmet haşim parodisidir. zirâ, ahmet haşim'in edebî anlayışında musiki olmazsa olmaz bir öğedir, şiirde yer alan "musiki ruhun gıdasıdır / musikiye bayılıyorum" dizeleri de bu anlayışı alaya almaktadır. keza musiki ile "eskiler"in bağdaştırılması, "şiir yazıp eskiler alıyorum / eskiler verip musikiler alıyorum." dizesinde alaya alınmış ve bunların insanı önünde sonunda kısır bir sanat anlayışına götüreceği ifade edilmiştir. bu kısır döngüden çıkmanın yolu nedir? "bir de rakı şişesinde balık olsam"dır, yani absürdlüktür. bu son dize, ahmet hâşim'in, bir günün sonunda arzû isimli şiirinin son iki dizesine göndermedir: "akşam, yine akşam, yine akşam / göllerde bu dem bir kamış olsam!" yine, orhan veli'nin pek bilinmeyen işsizlik isimli öyküsünde karikatürize ettiği erdoğan isimli modern görünümlü ve fakat eski kafalı karakterin, birden karın ağrısı çekmesi, telaşlı telaşlı lazımlık araması, lazımlığı bulup da işini gördükten sonra hüzünlü hüzünlü, "melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz." demesini de örnek olarak verebiliriz, çünkü bildiğiniz gibi bu dize, ahmet haşim'in o belde isimli şiirinde geçmektedir.
sembolizm, şairin anlatmak istediği şeyi doğrudan vermeyip de birtakım alegorilerle sunmasıdır. dolayısıyla şairin ne anlatmak istediğini okur kesin bir şekilde anlayamaz, muğlak bir şekilde kavrayabilir ancak. yine ahmet haşim'den örnek vermek gerekirse, onun pek meşhur merdiven isimli şiirinin ilk dizesi olan "ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden" ifadesi pek çok tartışmaya konu olmuştur. bir kesim, bu merdivenlerin aslında hayatı imlediğini, dolayısıyla bu ifadelerin de tecrübe kazana kazana hayatta ilerlemeyi söylediğini iddia ederken; diğer bir kesim bunların düpedüz gerçek merdivenler olduğunu, herhangi bir imlemenin olmadığını iddia etmiştir. gördüğünüz gibi, bu dizelerin ne ifade ettiği hakkında, şair dışında hiç kimse kesin bir yargıya varamamaktadır. sembolik şiirlerin bünyesinde anlam var, bunu herkes biliyor; ancak o anlamın ne olduğu hakkında her şeyi söylemek de mümkün. herkes o anlamı duyuyor ama işte kesin bir şekilde anlatamıyor. sembolik şiirin özeti budur. şimdi moro romantico'nun son dört dizesini tekrar okuyun. evet, dahiyane bir sembolizm özeti ve eleştirisi!
gelelim şiirin başlığının neden moro romantico olduğu mevzusuna. orhan veli, sembolist şairleri kendi silahlarıyla vurmayı hedeflemiştir. sembolist üslûp kullanarak, sembolizm eleştirisi yapmıştır. yukarıda anlatmaya çalıştığımız ses taklidi, kaligram ve sembol kullanma sanatlarına; kendisi sembol kullanarak eleştiriler getirmiştir. aslında moro romantico şiiri, oldukça başarılı bir sembolist şiirdir: bir kesim bunu romantik bir şiir kabul edebilir, bir kesim de bu şiirin daha deminden beri yaptığımız gibi aslında garip akımının manifestosu olduğunu da kabul edebilir. işte şiirin başlığındaki "moro romantico" deyişi, bu sembolist havayı yaratabilmek amacıyla seçilmiştir. çünkü herkesin aynı anlamı yüklediği bir şiir, berbat bir sembolizm örneğidir.
orhan veli'nin zekâsına hayran olmak dışında yapabileceğimiz bir şey kalmıyor...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap