4 entry daha
  • sbf’de küba kantin denilen bir yer vardı, döküntü, soğuk, karanlık. eskiden ağbiler, ablalar orada devrim hazırlığı yaparmış, işte proletaryayı nasıl uyandıracağız, burjuvayı nasıl yeneceğiz falan.

    bizimki bana orada, o rahatsız sandalyelerde saatlerce çocukluğunu anlattı, sonra bir kızı çok sevdiğini, uzakta olduğunu, çok özlediğini, isimlerinde bile işaretlerin olduğunu, sonra biraz daha çocukluğunu anlattı, sonra buraya nasıl düştüğünü falan...

    saatler sonra o sandalyeden kalktığımda artık eski ben değildim. sanırım orada bir mühür atıldı kalbime, bu çocuğu çok sev diye, öyle işte başta aşk idi sonra büyük bir sevgi oldu, bağ oldu, bahçe oldu, bostan oldu derken derken parsel geldi o uyanık çıktı apartman dikti, ben dedim bahçeli ev severim bana göre değil apartmanlar, her katta ayrı sevdicekler falan...

    öyle öyle olanlar oldu, ölenler öldü.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap