493 entry daha
  • türkiye’nin hiçbir şehrinin hoşgörüden ayıldığını bayıldığını düşünmüyorum.

    türkiye’de çoğu insan işine yarayacak kadar hoşgörülüdür. akdeniz bölgesinde yaşıyorum, buradaki esnaflar turistin kazandırdığı kadar hoşgörülü. kazandırmayan turist gavur olur, kazandıran turist misafir. köye gidersin veya yaylaya çıkarsın köylüye kazandıran turist varsa el üstünde tutulur, o da allahın bir kuludur ama hiçbir şey almayan, “meh” diyip geçen turist varsa giydiği şortun boyundan tutun da taktığı küpeye kadar gavur malıdır.

    hadi bak turiste biraz daha insaflıyız biz ya da görmezden gelebiliyoruz kültürümüze ait bir parça olmadığı için. kendi insanımıza gösterdiğimiz hoşgörü turiste gösterdiğimizin yanında görünmez olur. türksün ama müslüman değil misin? sıçtın. müslümansın ama hanefi değil misin? yine sıçtın. ramazanda lokantaya mı gittin? double sıçtın. kısa mı giydin? cehennemliksin. koskoca erkek oldun hala okuyor musun? erkeklikten men edildin. evlenmedin mi? ya bir sorunun var ya da seni kimse beğenmedi. uzar gider bu liste.

    hayat reklamlardaki gibi olsa keşke. birbirimizin orasına burasına laf etmeden, insanların düşüncelerini kendi pençelerimizle boğmaya çalışmadan uzun sofralara otursak. din, mezhep ayrıştıran elementler olmasa. katlanmak yerine sevsek birbirimizi de olmuyor işte bunlar. bireyselliğini oluşturamayan, başkasının hayatına müdahil olduğu sürece var olan insanların ülkesinde en hoşgörülü şehir falan kalmıyor.
449 entry daha
hesabın var mı? giriş yap