2740 entry daha
  • şu an dünya üzerinde ki en baskın tür. latince homo yani 'insan' anlamına gelen bir isimle kendimizi adlandırma yapmışız. şu anki modern insanın ismi ise homo sapiens'dir.

    gelin hep beraber akrabalarımıza ve atalarımıza şöyle bir bakalım.

    her şey ilk temsilcimiz olan homo habilis ile başlıyor. bunu sebebi taş araçlarının kullanımının pozitif kanıt olduğu en erken türdür. bu erken homininlerin(insansı) beyinleri bir şempanze ile aynı büyüklükteydi , ancak bunun günümüz insanlarında bulunan srgap2 geninin o zaman için iki katına çıktığı ve frontal korteksin daha hızlı bir şekilde geliştiği ve nöranal gelişimini arttırdığı öne sürülmüş ve insanoğlunun gelişimi bu aşamada başladığı düşünülmektedir.

    homo habilis:
    h. habilis genellikle homo cinsinin ilk örneği kabul edilir ve 2.5 ila 1.8 milyon yıl önce pleistosen'nin başlangıcında yaşamıştır. bu akrabalarımızın dişisi 1 metre boyunda, 25-35 kg ağırlığındayken, erkeklerin boy ortalamasının 1.30 cm ve 35-45 kg olduğu belirlenmiştir. gözümüzde canlandıracak olursak hobbitlere veya cücelere benzetebiliriz. beyin hacimleri ise 590-650 cm küptür. bu arkadaşlar pek iyi avcı değillerdi genelde hasta ölmeye yakın veya diğer yırtıcılardan arta kalan leşleri tüketiyorlardı. yüz hatlarına baktığımızda insanı anımsatan ilk akrabalarımızdır. kafatası kemikleri ince, kaş kemerleri belirgindir. güçlü çiğneme kasları ve iri azı dişleri yoktur ve diş minesi incedir. bu yüzden yaptığı aletleri et sıyırma ve savunma yapmak için kullandıkları düşünülmektedir. habilislerin en belirgin özellikleri iri beyin hacmine ve küçülmüş bir yüze sahip olmalarıdır.

    homo gautengensıs :
    bu arkadaş ise 2010 yılında keşfedilmiştir.en eski örnekler 1.9 ila 1.8 milyon yıl önce yaşadığını göstermektedir.kendisi bitki materyalini çiğnemek için uygun büyük dişlere sahipti, küçük beyinli ve büyük dişliydi ve muhtemelen diğer akrabalarına göre daha fazla bitkisel madde tüketen ekolojik bir uzmandı. belkide tarımda uzmanlaşmamızı sağlayan genlerimizi bu arkadaştan almışızdır. bu grupta taş aletler üretti ve kullandı ve bazı kaynaklarda yanmış hayvan kemikleri bulunmuş bundan dolayı ateşi kontrol edebildiği bile düşünülmektedir. 0.91 metre boyunda ve yaklaşık 50 kg ağırlığında, yerde iken iki ayak üzerinde yürürdü fakat beslemek, uyumak ve yırtıcılardan kaçmak için ağaçlarda önemli ölçüde zaman harcadığı düşünülüyor.

    homo rudolfensis :
    h. habilisle hemen hemen aynı dönem yaşadığı düşünülüyor. artık bu arkadaşa geçtiğimizde belirgin bir ölçekte boyumuz uzamış. erkeklerde ortalama 160 cm yüksekliğinde ve 60 kg ağırlığında ve dişilerinde ise 150 cm ve 51 kg ağırlıklarında oldukları düşünülüyor. ayrıca kalorisi zengin bir gıda kaynağı olan bir diyet yaptığı düşünülüyor bunu düşünmelerinin sebebi ise belirgin beyin büyümesi, beyin hacmi yaklaşık 750 cc civarındadır. pek alet kullanımı bilinemese de azı dişlerinin büyük ve kalın mineli olmasından ötürü öncelikle bitki tüketimin çok olduğunu gösterse de aslında yiyecekleri iyi parçaladıklarını ve besin sindiriminin, emiliminin çok iyi olduğu anlaşılıyor.

    homo georgicus:
    ahanda atamız nereden dersen ismine bak derim çünkü bu arkadaşın kalıntı gürcistan'da bulunmuştur. * fosillere baktığımızda 1,85-1,77 milyon yıl önce yaşadığı biliniyor. beyin hacmi 546 ila 775 cc arasında değişmekte olup, ortalama 631 cc'dir. kemiklerinin büyüklüğüne dayanan hesaplamalar diyorum çünkü henüz tam bir iskelet bulunamadı, bundan dolayı bireylerin yaklaşık 145-166 cm boyunda ve yaklaşık 40-50 kg ağırlığında olduğu düşünülüyor. ayrıca bacaklarının uzunluğu ve morfolojisi uzun mesafeli yürüyüş ve koşmaya elverişli olduğunu gösteriyor, ancak kollar normalden biraz uzun olduğundan diğer primatları çağrıştırıyor. böyle bir görsele sahip olmasına rağmen kazılarda 10.000'den fazla taş alet bulunmuştur ayrıca kazılarda dişsiz yaşlı bireylerin olduğu görülmekte bu da yiyeceklerin piştiğini ve sosyal bir ortamın olduğunun da kanıtı.

    homo ergaster :
    bu arkadaşın fosilleri bize 1,8 ila 1,7 milyon yıl önce yaşadığını gösteriyor ve tüz arasında ilk olan gerçek avcı-toplayıcı davranışının gelişmesine neden olduğu düşünülüyor. herkes hıh işte, şimdi bizim dilimizden konuşmaya başladın dedi bir anda*, neyse konuya dönelim. kanıtlar yönünden bazı eksikliklerde olsa da ateşi tam olarak kontrol altına aldıkları düşünülüyor. boyları yaklaşık 1,45 ila 1,85 m arasında değişmektedir ayrıca sıcak ve kurak bir iklime adapte olması nedeniyle , neredeyse tüysüz ve çıplak bir cilde sahip en eski insan türü olabilir. kafatası incelemesinde beyin hacminin 600 ve 910 cc arasında olduğu görülmektedireyice akıllandık gari. ağırlıkla 52-63 kg arasında değişmektedir. büyük beden ve beyin boyutunun diğer atalarına göre daha fazla diyet ve enerji ihtiyacını beraberinde getireceği varsayılmaktadır. bu durum aktif av ve sadece dayanıklılık, koşma yeteneğine sahip olmadıklarını gösteriyor, aynı zamanda kendilerini ve avlarının çeşitli diğer avcılarından koruyabildikleri düşünülüyor. yaptıkları aletler de bunu gösteriyor.bu haritada buluna fosillerin şemalarını görmekteyiz ve bu bilgiye göre grup oluşturmakta oldukları bilinmekte ve grup büyüklüğü tahmini 91-116 kişi olduğu düşünülmektedir. bu grupların varlığı fırsatçı avcılık, yırtıcılık, savunma ve çatışmayı ortaya koymuş olabilir bizim bildiğimiz habil ve kabil olayı burada gerçekleşmiş olabilir.

    homo erectus:
    bu aşamada artık dimdik bir şekilde dünyaya kafa tuttuğumuz halimize gelmiş bulunuyoruz.boyumuz 146-185 cm yüksekliğinde, ağırlığımız ise 40-68 kg arasında değişmektedir. beyin kapasitesine baktığımızda 546–1,251 cc arasında olduğunu görmekteyiz. önceki homininlere kıyasla düz bir yüze sahipti; belirgin kaş sırtı; ve alçak, düz bir kafatasına sahip. çocuk olarak tabir ettiğimiz fosillere bakarak iyi bir büyüme eğrisi görmekteyiz ve ortalama günde tüketilen kalori miktarının yaklaşık 2271,8 ve 1909,5 kcal olduğu tahmin edilmektedir. bu durumda uzun bacakları sayesinde uzun mesafeli hareketlerde bulunduğunu ve göç yapma yeteneğinde belirgin bir gözlem sunar bize. sosyal hayat gelişmiştir bundan kaynaklı sürü şeklinde avlanma ve toplayıcılık vardır. ayrıca bu aşamada belirgin alet edevat yapımı göze çarpıyor hatta 1962'de olduvai boğazı'nda volkanik kayalardan yapılmış 366 cm × 427 cm × 30 cm bir daire bile keşfedildi.

    homo cepranensis:
    bu arkadaşın kafatasının bir bölümü bulunduğundan dolayı kendisi hakkında detaylı bir bilgi yoktur. tahminler ve incelemeler ışığında beyin hacminin 1057cc olarak tahmin edilmektedir. ayrıca homo erectus ve homo heidelbergensis'te bulunan bulgular arasında bir ara yapıda görünmektedir . bazı bilim insanları bireyin tam bir analizini yapmak için henüz yeterli malzeme olmamasına rağmen homo neanderthalensis'in atalarının olduğunu iddia ediyor.

    homo antecessor:
    ispanya, ingiltere ve fransa bölgelerinde yaklaşık 1.2 milyon ila 0.8 milyon yıl önce yaşadığı tespit edilmiş.boyunun 170.9 cm ve 174.5 cm olduğu hesaplanmıştır. beyin büyüklüğü yaklaşık 1000 cc dir. yaşadığı yerlere bakıldığında yaklaşık 200 taş alet ve yaklaşık 300 hayvan kemiği ortaya çıkarıldı. bu kanıtlar üzerine bu arkadaşın canavar bir avcı ve etobur olduğu düşünülmektedir. hayvan kemiklerine bakıldığında menünün çoğunu genç at ve geyik cinsi hayvanların çok olduğu görülmektedir. bir garip gerçekte bulunan fosillerde kesik izleri, ezme, yanma ve yamyamlığı gösteren diğer travmatik özellikler gösterir ve kasaplık kanıtı taşıyan en yaygın ikinci kalıntılar da mevcuttur. bu yamyamlığın genellikle ayin yamyamlığı şekilde uygulandığı açık değildir, bu da bize şu çıkarımı veriyor ;demek ki daha dini bulamamışız.

    homo heidelbergensis :
    bu arkadaşın en önemli özelliği schöningen mızrakları denilen ilk silahları dünya sahnesine sokmalarıdır. silahlanma yarışımız 600.000 ile 300.000 yılları arasında başlamıştır*. bu arkadaşın beynine baktığımızda 1.206- 1,230 cc kadardır. boyuna posuna baktığımızda, boy uzunluğu 175-157 cm uzunluğunda ve kiloları 62 -51 kg ağırlık ortalamasına sahip olduğunu görmekteyiz. sima de los huesos(kemiklerin uçurumu) adlı kuyuda tam olarak 28 bireye ait kalıntılar bulundu, bu durum bize cenaze uygulamalarını işaret etmektedir(ahanda öbür dünya olayı tamda burada başlamış). unutmadan bir de bu arkadaşların konuşma yeteneklerinin günümüz insanlarına daha yakın olduğu biliniyor.

    homo neanderthalensis :
    bu akrabamız avrasya'da yaklaşık 40.000 yıl öncesine kadar yaşadı. muhtemelen modern insanlarla oralara göç ederek rekabet ya da soykırım nedeniyle yok olmuşlardır ya da büyük iklim değişikliği, hastalık, veya başka bir kombinasyon bu faktörlerden biridir. fiziksel özelliklerine bakacak olursak uzunlukları erkekler için 164 ila 168 cm ve kadınlar için 152 ila 156 cm idi. ağırlıkları ise erkekler için ortalama 77,6 kg ve kadınlar için 66,4 kg olduğu düşünülüyor. betin büyüklükleri ortalama 1.600 cm küp ile 1300 cm küp değişmektedir. bize bıraktıkları izlerden etkili bir nüfusa sahip oldukları düşünülüyor yaklaşık 3.000 ila 12.000 var sayılıyor. artık bu konumda toplum olma yolunda hareket etmeye başlamışız. neyse konumuza devam edelim yukarıda da dediğim gibi bir soy kırıma uğradıkları düşünülüyor nedeni ise bulunan kemikler üzerinde yapılan çalışmada yüksek oranda travmatik yaralanma geçirdi görülüyor , örneklerin yaklaşık% 79-94'ü iyileşmiş büyük travma olduğuna dair kanıtlar var, bunların% 37-52'si ağır yaraları ve % 13–19'u hiç yetişkinliğe ulaşmadığını yani çocuk yaşta öldüğü görülmektedir. 10-30 kişilik kabilemsi gruplar halinde yaşadığı düşünülüyor. bir grup içindeki bireylerin dna'sının analizi yapıldığında , yetişkin üç erkeğin aynı anne soyuna, üç yetişkin kadının ise farklı soylara ait olduğunu görmekteyiz bu durum bize başka gruplara arasında bir kız alıp verme olduğunu gösteriyor ayrıca bazı gruplarda ensest ilişkini olduğu da kalıntılarda ki dejeneratif bozuklardan biliyor. sosyal hiyerarşi baktığımızda cinsiyetçi bir iş bölümü yoktu kalıntılar kadın erkek ve çocukların her işe katıldıklarını gösteriyor. avcı toplayıcı bir topluma sahiptiler fakat nadirde olsa bir kaç yamyamlık örnekleri de görülmüştür. alet yapımında iyiydiler av aletleri , süs eşyası, müzik aleti bile yaptıklarını biliyoruz.

    homo rhodesiensis :
    1921 yılında sadece kafatası olarak bulunan bu atamız hakkında çok şey bilinmiyor. yapılan incelemelerde beyin hacminin yaklaşık 1300 cm küp'olduğu, çok geniş kaş sırtları ve geniş yüzünün olduğu görülüyor bunlara bakarak homo sapiens ve homo neanderthalensis arasındaki ara özellikleri göstermesine rağmen , homo heidelbergensis ile yakın bir ilişkili olduğu düşünülüyor.

    homo denisova :
    çok az denisovan fosili bulunduğundan dna üzerinden sınıflandırılmış ve neandertallerle yakın olduğu gözlenmiş olup farklı bir kolda akrabasıdır.şimdiye kadar keşfedilen tek fiziksel kalıntı parmak kemiği, üç diş, uzun kemik parçaları, kısmi bir çene kemiği, ve bir parietal kemik kafatası parçası olduğundan fiziksel özelliklerine ve beyin büyüklüğüne dair bir çıkarım yapılamamıştır. fakat kemiklerin bulunduğu mağarada bir çok alet2 bulunduğundan yüksek bir beyin hacmine sahip olduğu düşünülmektedir.

    homo floresiensis :
    yaklaşık 50.000 yıl önce modern insanların gelmesine kadar endonezya'nın flores adasında yaşayan en küçük atamız ilk başlarda homo habilis için hobbit benzetmesi yapsam da bu arkadaşın gerçek lakabı hobbittir. bu kadar küçük olmasını 2007 yapılan bir çalışmaya göre şöyle açıklıyorlar; küçük adada kısıtlı bir çevrede
    yaşadığından dolayı akrabalı yani ensest yetiştirme durumlarında en yaygın olan laron sendromundan(kısa boy ve küçük kafatasına neden olur) muzdarip olduğunu ileri sürüyorlar fakat kalıntılardan bir dna örneği çıkaramadıklarından sadece varsayımsal bir teori olarak kalıyor. boylarının 109 cm -137 cm arasında olduğu ağırlıklarının ise 25-30 kg olduğu düşünülüyor.

    homo sapiens:
    şu an dünya'da en baskın olan tür haline gelen son derece akıllı primatlarız ve düşünüp de yapamayacağımız hiç bir şey yok gibi.
914 entry daha
hesabın var mı? giriş yap