24 entry daha
  • yalnızlık başyapıtıdır. bu filmde bergman'a göre yalnızlığın en büyük özelliği insana kendi kendini sorgulama fırsatını vermesidir. düz bir anlatımda bu sorgulama kişinin iç sesleri ya da günlük olaylara gösterdiği tepkiler ile anlatılabilecekken bergman bu durumu rüyalar ile anlatır. bu anlatım da insanın kendi kendine bile söylemekten çekindiği sözler, görüntüler, hatıralar ile karşılaşmasının bir şöleni haline gelir.

    filmin ilk dakikalarında profesör, gördüğü bir rüya/kabustan uyanır ve ertesi günü yapacağı yolculuğu araba ile yapmaya karar verir. bu karar aslında onun için bilinçsizce verilmiş bir karardır. ama bu karar kendi bilincine yapılan bir yolculuğa dönüşecektir. çünkü geçmişiyle yüzleşecektir.

    yolda çocukluğunun geçtiği evi, yaban çileklerini görür; gençken aşık olduğu kadını hatırlatan bir genç kız ile karşılaşır, annesini ziyaret eder ve geliniyle hayat üzerine analizler yapma fırsatı bulur. tüm bu analizler ile kendini daha yakından tanır ve hayattaki yalnızlığının bir neden sonuç ilişkisine bağlı olduğunu anlar. bu yalnızlık onun kararlarının bir sonucudur.

    filmin önemli bir diğer karakteri ise profesörün gelinidir. profesörün geçmişine çıktığı bu yolculukta ona eşlik eden gelini onun hayatı ve kararları üzerinden kendi evliliğini sorgulamaya başlar. bu kadar karamsar, yaşamı ve insanları anlamsız bulan bir ailede var olma savaşı verdiğini yeniden keşfeder.

    fimde kullanılan önemli simgeler yaban çilekleri, akrepsiz ve yelkovansız saat ile arabadır. araba profesörün dünyevi yolculuğunu, yaban çilekleri ise ruhani yolculuğunu temsil eder. profesörün arabasına binenler ise onun bu yolculuğunda kendisiyle hesaplaşmasına yardım eden misafirleridir. saat ise zamansızlığı anlatır. yani geçmişin, geleceğin olmayışını, yani ölümü... bu simge film içersinde bergman tarafından izleyici ve profesöre gösterilen bir gerilim simgesi adeta. filmin başındaki kabusta zamansız saatten sonra tabut taşıyan at arabası ile de yine ölüme gönderme yapmaktadır usta yönetmen. aynı saat sadece rüya ve kabuslarında değil gerçek hayatta da karşısına çıkar profesörün. ölmüş kardeşinden geriye kalan ve annesi tarafından yıllarca saklanan tek şey yine rüyasında gördüğü zamansız saattir. * * * *

    bergman filmiyle bizi sadece kuzey avrupa insanın hayatına değil tüm insanlığın hayatına dair bir yolcluğa çıkarır. filmin sonunda da sorar: yalnız olduğumuz için mi benciliz, bencil olduğumuz için mi yalnızız.
154 entry daha
hesabın var mı? giriş yap