aynı isimde "dark" başlığı da var
3606 entry daha
  • 3. sezonuyla yine beyinlerimizi tüttüren ama birçok şeyin de mantık çerçevesine oturduğu dizi. bundan sonrası tüm diziyle ilgili spoiler içerir.

    --- spoiler ---

    aslında her şeyin sorumlusu, kuantum fiziği ve zaman yolculuğuyla kafayı bozmuş, oğluyla ilgili acıları olan çatlak bir bilim insanıymış: h.g. tannhaus.

    zamanda yolculuk amacıyla icat ettiği makineyle, kendi dünyasını birbirinin ayna görüntüsü olan iki alternatif dünyaya bölmüş. bu ayna görüntüsü olayı, sinematografik olarak da çok iyi yedirilmiş diziye. jonas'ın evi ile alternatif martha'nın evinin, kapısından merdivenine, mutfağından yatak odasındaki yatağına kadar birbirinin ayna görüntüsü olduğuna dikkat ediniz. (tannhaus'un makinesi tam olarak ne yapıyor detay - - > bkz: #109549944 )

    bu iki alternatif dünya, hem zamansal hem de uzaysal düzlemde, asla çözülemeyecek biçimde düğümlenmiş durumda. bu düğümler/döngüler sürekli tekrar edip duruyor, çünkü var olmaları tekrar etmelerine bağlı. örneğin elisabeth, geçmişe gidip bebek charlotte'yi kaçırıp 1971'de tannhaus'a götürmeli ki, charlotte büyüyüp gerekli zamanda elisabeth'i doğurabilsin. ve o elisabeth de noah ile tanışıp charlotte'yi doğurabilsin. ikisinin de varlığı bu döngünün sonsuza kadar tekrar etmesine bağlı.

    özellikle 7.bölümde aile ağacı gerçekten çorba oldu. olabilecek en basit şekilde ve en az sözcükle yazmaya çalışacağım.

    hannah, 1953'e gidip egon'la birlikte olmuş ve hamile kalmıştı. böylece silja doğdu. adam, hannah'yı öldürüp silja'yı olması gereken yerden döngüye dahil etti, yani 1890'a gönderdi. kıyamet günü jonas ile birlikte 1888'e giden bartosz da oradaydı. böylelikle bartosz ve silja evliliğinden hanno (noah) ve agnes doğdu. agnes'in soyu ise jonas ve martha'nın isimsiz oğlu ile evlenerek tronte- ulrich- mikkel,martha,magnus şeklinde devam etti. yani nielsenların tüm soyağacı, asla var olmaması gereken düğüm/döngülerden biri. çünkü tümüyle zamanda yolculuğa bağımlı.

    en defektli karakterimiz olan jonas'ın doğabilmesi için; silja'nın 1890'a, hannah'nın 1953'e, mikkel'in 1986'ya kesinlikle gitmesi gerekiyor. martha için de ilk ikisi gerekli. yine her ikisinin de doğabilmesi için alternatif martha ile jonas'ın oğlunun da doğması gerekiyor, çünkü oğulları aynı zamanda büyük dedeleri.

    bartosz; noah'nın babası, jonas ve martha'nın da büyük büyük dedesi. aynı zamanda bartosz'un anneannesi claudia, silja ile üvey kardeş (babaları egon). yani bartosz büyük teyzesi ile evlenmiş oluyor. bu ayrıntılar bu şekilde dile getirildiğinde oldukça sarsıcı hale geliyor.

    nielsen sülalesi ve charlotte-elisabeth paradoksu zamansal düğümlerdi. uzaysal düğüm ise jonas ve alternatif martha'nın isimsiz oğlu. adam, bu düğümü yok ettiğinde her şeyin çözüleceğini düşündü ama yanıldı, çünkü zamansal düğümler de büyük bir mesele. hepsini yok etmenin tek yolu, alternatif dünyaların asla yaratılmaması. yani tannhaus'un oğlunun ölümünün, yani zaman makinesini icat etmek istemesinin nedeninin engellenmesi. bunu da jonas ve martha beraber yapmalı, çünkü ikisi de düğümlerin koruyucusu ve her zaman birinin diğerine engel olma potansiyeli var.

    kıyamet gününde zaman saniyenin bilmem kaçta biri kadar durunca ne oluyor: neden sonuç ilişkisi arasındaki bağ kopuyor, yani birden fazla gerçeklik aynı anda var olabilir hale geliyor. bu tam olarak paralel evren olayı değil. aynı evrende, aynı dünyada, birden fazla gerçekliğin aynı anda mümkün olması; yani eva'nın kuantum dolaşıklığı olarak açıkladığı durum. bunun 1.sini jonas'ın iki gerçekliği birden yaşamasında görüyoruz; kıyamet anında martha ile paralel dünyaya gidip, en sonunda o dünyada öldüğü gerçeklik ile bartosz'un martha'yı durdurup eva'nın yanına götürdüğü (böylelikle diğer gerçeklikteki jonas'ı öldürmesini sağladığı), jonas'ın da sığınağa kaçarak kurtulup en sonunda adam'a dönüştüğü gerçeklik. ikisi de aynı anda var olmuş. orta yaşlı jonas'ın paralel dünyayı hatırlamama sebebi de bu, kendi gerçekliğinde oraya hiç gitmemiş olması.

    kuantum dolaşıklığını yaşayan/kullanan 2. kişi ise claudia. bir gerçeklikte noah tarafından öldürülürken diğerinde ölümden kaçmış. ve böylelikle ölümden kaçan hali, adam'a gidip tüm bunları anlatıyor. diğer döngülerde hiç olmayan bir şey bu. mesela bu bilgiye sahip olan yaşlı claudia gençken kendi yaşlılığını gördü, ama o yaşlı claudia'da bu bilgi yoktu. aklın çalışmasındaki minicik bir farklılık sonucunda bambaşka bir noktada buldu kendini.

    claudia'dan bu bilgiyi alan adam, yine kuantum dolaşıklığını kullanarak tam zamanın durduğu anda jonas'ı alıp o gerçeklikten kaçırdı ve sahip olduğu bilgiyi aktardı. jonas da martha'yı alıp kökene giderek, ana dünyanın bölünmesine engel oldu.

    böylelikle düğümler (yani zamanlar ve dünyalar arası yolculuklar) sayesinde var olan herkes yok oldu. kim bunlar? dediğimiz gibi komple nielsen sülalesi; silja, noah, agnes, tronte, ulrich, martha, mikkel, magnus. anne-kız paradoksundaki charlotte ve elisabeth (ve dolayısıyla franziska). mikkel paradoksundaki jonas. martha ve jonas'ın oğlu. bunların tüm versiyonları yok oldu.

    düğümle alakası olmayan (bundan kasıt düğüme etki etmek değil, düğüm sayesinde doğmak, var olmak); egon-doris-claudia-regina-(bence alexander ve bartosz da var olmalı mantıken. düzeltme: ama ulrich olmadığı için regina ormanda alexander ile tanışamamış olabilir, böylelikle de bartosz doğamaz. bunu hiç düşünmemiştim ama mantıklı.), bernd ve greta doppler-helge-peter, katharina, hannah (olayları en çok karıştıranın var olmaya devam etmesi...) ve kahnwald'lar ana dünyada var olmaya devam ettiler.

    ek: 1880lerde, tannhausların atası tarafından kurulan sic mundus locası'nın amacı, zamanda yolculuğu mümkün kılıp geçmişe dönerek tüm acı ve kayba neden olan olayları düzeltmek, böylelikle hatasız ve acısız bir dünyaya yani cennet'e ulaşmaktı. adam da kendine mürit toplarken kimi zaman bu vaadi kullandı (örneğin noah üzerinde).

    ama sonuçta, zaman yolculuğunun bir lütuf değil tam aksine bir lanet olduğu mesajı verildi. zamanda yolculuk yapabilen veya zaman yolcularını kontrol eden herkes bir şekilde uzay-zaman düzleminin içine ettiler. bırak cenneti, ortalık cehenneme döndü. asıl "cennet" (aynı zamanda final bölümün adı), paralel dünyaların var olmadığı, -bir başka şekilde- varsa da dünyalar ve zamanlar arası geçişin asla bilinmediği ve keşfedilmediği bir dünya olarak tasvir edildi. insan oldukça self-destructive bir canlıdır, genelde elindeki her yeni şeyi kendini daha da mahvetmek için kullanır. bu da işin felsefik kısmı. elbette tartışmaya oldukça açık.

    --- spoiler ---
1622 entry daha
hesabın var mı? giriş yap