283 entry daha
  • şimdi ne demişim kendimi bir yokluyorum ki yanlış değerlendirme yapmayayım. dediklerime bakıyorum ki karşımda durup da "senin dediğin şöyle saçma böyle sapan" diyenin beyanına edecek bir çift lafım olsun.

    demişim ki:

    * şu son iki üç bölümünü izledim sadece ve son bölümlerde gördüklerim itibarı ile diyebilirim ki; ülkeyi ileri götürme vaadiyle geri götürmüş bir çok insanı masum göstermek adına çekilmiş, romantizm sosuyla zihin bulandıran dezenformasyon dizisidir. o kadar.

    * yanlı ve taraflıdır, sadece kendi taraftarları için peçete harcatmak maksadıyla çekilmiştir. izle izle romantik militanına ağla. o kadar işte.

    * sen diyeceksin ki "bu sadece kurgu, o kadar", sonra da kalkıp "bakalım maraş ve çorum nasıl anlatılacak". bir saniye, karar verin kaç metre ulan bu? kurguysa, gerçeği yansıtmasına dair bu beklenti ne? gerçeği yansıtmak üzere gösterilecekse, kurgu olan kısmı ne? savunucuları da kutsal türk solu gibi bir ordan bir burdan parçalar halinde bu dizinin.

    * "dizi izliyorsun belgesel değil, hıh" diyen olursa da şunu derdim ben mesela: "ben sana böyle belgesel olmaz demedim, içinde gerçek olması böyle mümkün olmaz dedim. algısına kurban olduğumun düdüğü seni".

    kurguda gerçeklik aramak benim derdim değil, burada yazılanların büyük bir kısmı "kurgunun gerçekliği" üzerinden atıp tutma şeklinde. bunu okuyup da anlamayacak olanları hangi zihinsel engelli eğitim kurumuna yönlendireceğimi şimdilik bilmiyorum, ancak arada ufak tefek zeka pırıltısı barındıranlar, benim "gerçeklik" arayışında olmadığımı, "gerçeklik iddiası" taşıyan bu dizinin "kendi gerçeğini" işleyişinin asla gerçekçi olmadığına dair ifadelerde bulunduğumu anlayacaktır diye düşünüyordum, bir iki kişi dışında pek de olumlu sonuca ulaşamadım. yani öylesine bir tutarsızlık var ki ortada; dizi gerçeği yansıtmak zorunda değil, belgesel iddiasına sahip değil diyor, arkasından da "70lerin yaşamıdır konusu, 70lerin yaşamını olanca insaniliğiyle yşatır" sözünü getiriveriyor karşıma birileri. yahu bu ne yaman çelişki arkadaşım. ya kurgudur ya gerçektir. ha sen diyorsan ki "gerçek içerir ama kurgusal kısmı vardır", benim dediğime geliyorsun zaten, farklı bir şey söylemiyoruz ki. ben sana "gerçekleri büküyor bunlar" diyorum, "gerçekleri kendi gözünden görmeni istiyor adam" diyorum, "kendi kahramanını herkesin kahramanı yapmak istiyor" diyorum, sen önce itiraz ediyor, sonra da benimle aynı şeyi söylüyorsun. e ama yani.

    kendi görüşlerimin ne olduğuna dair zerre bilgi bulamadım ben burada. daha spesifik olmak gerekirse, nasıl oldu da ülkücü oldum, ne zaman ülkü ocağının neferleri diye dizi çekmeye karar verdim bir türlü yakalayamadım, yakalayan varsa bir mesajla beni uyarır umarım da kendime gelirim titreyip. malum; ülkücüysen titriyorsun azer bülbül gibi. ben sana "ülkücü eksik burada" mı dedim allahın züğürdü? sana "olayları yansıtırken kendi kahramanını romantik bir dumanın içinde sürekli haklı göstermeye çalışıyor. herkes, her fikir sahibi kendi kafasında haklıdır, ama sen tek bir fikri mutlak haklı ve mutlak doğru gibi göstermeye çalışırsan, oldukça abes oluyor" diyorum, ama suntanın anlama kapasitesi, su çekme kapasitesinden daha düşük tabi ki. aptal ad hominemlerle, ya da ne bileyim "git sen de ülkü ocaklarını anlat hıh" çıkışları ile neyi kanıtlamaya çalışır insan bilmiyorum, ancak aklı başında insan tiplemesi çizemediğini iyi biliyorum.

    dizinin gerçekleri gösterme derdinde olmadığını sen de benimle birlikte söylüyorsun, ancak benim söyleyiş şeklimi mantıklı bulmuyorken birden sözün tümüne karşı çıkar hale geliyorsun. bu dizide gerçek yok, gösterilenler gerçeğin manipüle edilmiş hali. bu durumda 70lerin yaşantısını yansıtma niteliğine sahip olmamalı diye yırtınıyorum burda, sen de aynısını söylüyor ama mal gibi duruyorsun karşımda. ne ypacağımı bilemeden elimde otla kalakalıyorum.

    neyse efendim.

    gördük ki; "aydınlık insanların aydınlık hayatları" hikayesini yiyen koyunların çok sevdiği bir diziymiş. ne diyeyim, sağlık olsun.

    (edit: allahın salağı lafını sildim, züğürt dedim. hoş, kurgusal karakterlere bağırıp çağırıyoruz, ama olsun, dilimiz daha temiz kalsın madem. bu yazı, 70lerin dönemini yansıtmamaktadır)
    (edit 2: sen aşağılarsın da ben aşağılayamaz mıyım, al kapak olsun işte. bu sözler 70leri yansıtmaz. yansıtırsa kafa göz demez dalarım)
1035 entry daha
hesabın var mı? giriş yap