5 entry daha
  • #sesimiziduyun

    arkadaşlar, bu konu gerçekten önemli. otizmli vatandaşların ebeveynleri yıllardır bir çaresizliğin içinde debelenmeye mahkum hâldeler. siyasi parti ayırt etmiyorum, seçimlerde hiçbir parti verdiği vaatlerin neredeyse hiçbirini yerine getiremedi. bu sadece otizmlilerle de sınırlı değil; ağır zihinsel engellilerin aileleri de yine aynı imkânsızlıklarla başa çıkmak zorundalar. bu çocuklar 18 yaşından sonra mucizevi şekilde iyileşmiyor, toz olup havaya da karışmıyor; fakat daha uzun ve daha kilolu bir bedende 2-3 yaş zekâsına sahip bir bebeği taşımaya devam ediyorlar. ihale genelde annelere kalıyor, boşanma gerçekleşmese bile baba terk ediyor, başka aile kuruyor vs. aynı evin içinde yaşam devam etse bile tartışmalar, kavgalar bitmiyor. bir de bu çocukların 'normal' kardeşleri de var; onlar da aynı olumsuz ortamın içinde büyümeye çalışıyor. parçalanmayan aile, antidepresan, sakinleştirici kullanmayan ebeveyn neredeyse yok gibi. 1 saatliğine markete, pazara, bankaya, kargoya gitmek gibi üstüne düşünme gereği duymayacağınız basit gündelik işler için bile kara kara düşünmek zorundalar; çünkü çocuğu bırakacak kimse yok. akraba, kardeş ancak iyi gün dostu, kimse 1 saat bakmaya yanaşmıyor; çünkü çok zor, çok ağır. her ilde değil, her ilçede tam donanımlı, profesyonel gündüzlü ve yatılı bakım evleri bu insanların hakkı. bu çocukları topluma kazandırmamız şimdilik mümkün değilse bile en azından ebeveynlerinin toplumdan uzaklaşmak zorunda kalmalarının önüne geçebiliriz.

    paylaşabildiğiniz her kanaldan paylaşmanızı rica ediyorum; facebook, ınstagram, twitter, whatsapp, neresi olursa. gün geçtikçe otizmin görülme oranı daha da artıyor. bizim otizmli veya zihinsel engelli bir yakınımızın olmaması, olmayacağı anlamına gelmiyor. elimizden hiçbir şey gelmiyorsa bile en azından seslerini duyurmaya yardım edebiliriz.

    gönderinin facebook, instagram ve twitter bağlantılarını aşağı bırakıyorum. bu konu önemli.

    facebook

    instagram

    twitter

    --- spoiler ---

    türkiye otizm anneleri topluluğunun duyurusudur.

    #sesimiziduyun

    türkiye kamuoyuna

    biz otizmli çocuk anneleri diyoruz ki:

    “sesimizi duyun!”

    “bizden sonra otizmli evlatlarımızın gidecek yeri yok!”

    otizmli çocukların anneleri olarak kaygılarımız her geçen gün çığ gibi büyüyor.

    covid-19 salgını çaresizliğimizi bir kez daha yüzümüze vurdu.

    dere kenarlarında, ormanlarda, kentin ortasında kaybolan çocuklarımızın cesetlerini bulmaktan, bakımevlerinde çocuklarımızın darp edilmesinden, tacize, tecavüze uğramasından, yaşamın her alanında insanca muamele yerine hor görülmelerinden bıktık.

    destek yok ihlal var

    yarın ölsek, ne çocuklarımıza bakabilecek biri var ne de kalabilecekleri bir yer var. ailelerin nefes alması için destek mekanizmaları yok.

    ülkemizde otizmli yetişkinler için açılmış devlete ait bir tek bakım merkezi mevcut. çocuklarımızı yığınlar halinde kilit altında yaşamaya mahkum etmek, bakım vermek değil, insan hakları ihlalidir. her türlü sorununu tetiklemek için bir davetiyedir. bir hayatın böyle geçmesi reva mıdır?

    lüks değil ihtiyaç

    çocuklarımız için her ilde gündüzlü ve yatılı yaşam merkezlerinin açılması bir haktır. bu, lüks değil ihtiyaçtır. kriz geçiren otizmliler gidecek özel merkez bulamıyorlar.

    çoğunlukla yapayalnız mücadele veren anneler çaresizlik içinde kapı kapı dolaşıyorlar. 18 yaş üstü kayıp engelli çocuklarımız da vahim kayıp kapsamında değil.

    çocuklarıyla birlikte intihar etmeyi düşünen annelerin sayısı her geçen gün artıyor.

    ayrımcılık değil eşit haklar

    çocuklarımıza tepeden bakılmasına, insanların kendilerini onlardan üstün görmesine, ayrımcılığa uğramalarına katlanamıyoruz. otizmli çocuklarımızın eşit vatandaşlık haklarını kullanması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. artık bıçak kemiğe dayandı.

    anneler olarak, otizmli çocuklarımız için acil çözüm üretilmesini ve onlara hak ettikleri onurlu desteğin verilmesini bekliyoruz.

    saygılarımızla - türkiye otizm anneleri topluluğu

    --- spoiler ---

    istanbul otizm gönüllüleri derneği internet adresleri:

    site

    facebook

    instagram

    twitter

    youtube

    ekleme

    (bkz: #110148113)

    --- spoiler ---

    17 yaşında ağır otizmli bir çocuk öfke krizine girerse ne olur?

    firuzan koçak, 17 yaşındaki oğlu kubilay'ı ülkede devlete bağlı tek bakım merkezine verebilmek için aylardır mücadele ediyor. o, bunun için mücadele veren binlerce ebeveynden sadece biri.

    https://twitter.com/…73/status/1259968902995591168/

    https://www.facebook.com/firuzan.kocak

    tıpkı kendisine zarar vermesin diye oğlu sinan'ı evde demir parmaklıklar arkasına kapatmak zorunda kalan ayfer özdemir gibi.

    https://youtu.be/qn9np51dyf8

    https://t24.com.tr/…-oldugunda-farkli-oluyor,851457

    https://twitter.com/…en/status/1277956455593684995/

    bu ailelerin neler yaşadığını bilmeden onları 'çocuklarını başından atmakla itham eden' iyilik timsallerine soruyorum, siz bu çocuklara bir saat bakabilir misiniz?

    --- spoiler ---

    ekleme 2

    ağır otizmli bir insana bakmanın tam olarak ne anlama geldiğini anlamamakta ısrar eden varsa onları da şöyle alalım:

    (bkz: #74978215)

    --- spoiler ---

    ağır otizmlilerin eğitiminde ilerleme çok çok zor.
    en basit bir beceriyi öğretmek için yüzlerce tekrar yapıyoruz,
    bir süre sonra unutuyor.

    sınıfın penceresini açmayı öğretmek için 2 hafta uğraştım.(öğrencinin yaşı 20).
    bu defa açar açmaz derhal kapatıyor.
    açtıktan sonra açık bırakmayı ayrıca öğrettim.
    sınıfın sağındaki pencereydi bu.
    artık sınıfın solundaki pencereyi de açmayı öğrenmiştir, dersiniz.
    hayır.
    çünkü soldaki pencere kolu sağa değil, sola çevrilerek açılıyor ve öğrenci öğrendiğini genelleyemiyor.

    her gün el yıkama çalışması yaptırdım.
    yüzlerce tekrardan sonra öğrendi, lavaboya gidiyor, aradaki kapıları açıyor, kapıyor, musluğu açıyor, kapıyor, peçeteyi alıyor, elini kuruluyor, peçeteyi çöpe atıyor, bunları öğrendi ama sabunsuz yıkıyor.
    sabunu alıp köpürtmesi uzak hayal.

    büyük küçük, altında üstünde, uzak yakın, şişman zayıf, yaşlı genç, ağır hafif, içinde dışında, sağ sol, yüksek alçak gibi en basit kavramları dahi öğrenemiyorlar. bir kaç kelime dışında konuşma yok, sayı kavramı sıfır, özbakım becerileri sıfıra yakın, ağız suyunu ve burnunu öğretmen siler, elbisesi salya nedeniyle ıpıslaktır. merdiveni yardımsız çıkamaz, asansörden korkar, evcil hayvan terapisi iyi olur diye sınıfta kuş, balık vs besleriz, şiddetle korkar. (hafiflerde işe yarıyor evcil hayvan).
    neyse ki müzik, dans terapisine duyarlılar, böyle sakinleştirebiliyoruz.
    9 yaşında bir otizmli öğrencimiz o kadar hiperaktif ve saldırgan ki öğretmeni olan bayan sınıfta ağlıyor. bu öğrencinin annesi ölmeyi samimi olarak istiyor, ölüm temalı paylaşımlar yapıyor.
    anne baba çaresiz, tıp çaresiz, eğitimciler çaresiz bu çocuklara.

    ah o anneler neler yaşıyorlar.
    sosyal hayatları sıfır.
    günde 65 ilaç içmesi gereken öğrencim var.
    kendimiz 2 ilaç içmeye üşeniriz.
    kadıncağız rendelenmiş çileğe vs karıştırıp içiriyor ilaçları.
    ilaçlarının devlete maliyeti aylık 5-10 bin tl.
    içirmezse daha kötüye gidecek.
    ilaçlar yurt dışından geliyor.
    ekmeği, makarnası özel.
    glutensiz olacak.
    bir paket makarna 10 tl. okulun yemeğini yiyemez, annesi evden getirir. tuvalete yalnız gidemez.
    3 ayda bir, profesör çocuğu görmek zorunda, o şekilde ilaçlar yenileniyor, profesör başka şehirde.

    tırnağının kesilmesi, sakal ve bikini bölgesi traşı, diş temizliği, banyo, tuvalet, elbise, çorap, ayakkabı, giyme çıkarma hep annenin işi.

    anne ömrünü adamış çocuğuna ama 20 yaşındaki bu çocuk annesini dövüyor.
    annesini üzmek, ağlatmak en büyük zevki.

    annesi hastalansa kimse ona tuvaletini yaptıramaz, pantolonunu vs başkasına elletmiyor.

    kısaca bu annelerin heykelleri dikilmeli.
    bir otizmli annesi "22 yıldır
    çocuğumun bakımını yapıyorum, en yakınlarım bile, 2 gün ben bakayım, sen tatil yap, demedi" diyor.

    öfke krizlerinde 4-5 erkek öğretmen sakinleştiremiyoruz.
    yumruklarıyla radyatörü eğdi.
    bir öğrenci bir öğretmenin kafasına tahta eğitim materyali fırlattı, 1 hafta ağrımış, 4 cm aşağı gelse gözlük camı kırılır, kör olabilirdi o öğretmen arkadaşımız.

    17 yaşındaki bir kız öğrenciyi öfke krizinde 6-7 kişi yere yatırıp zaptedebildik. ağzında tükürüğü biriktirip o sırada okulu ziyaret etmekte olan şube müdürünün yüzüne tükürdü ve ağıza alınmayacak küfür etti.

    koridorda ağır engelli iri yarı bir öğrenci minyon bir bayan öğretmenin ense kafa birleştiği yere bütün gücüyle sebepsiz vurdu. boş bulunan bayan öğretmen ciddî acı çekti.
    minyon bir bayan öğretmenimiz ki gördüğüm en çalışkan öğretmenlerden biridir, iri öğrencisinin saldırısına uğradı, öğrenci bu bayan öğretmenin boynunu sıktı, boğarak öldürüyordu ki, son anda tesadüfen sınıfına gelen bir erkek öğretmen arkadaşımız tarafından kurtarıldı. şimdi bu bayan öğretmenimiz mecburen sınıfa kendisini korumak için tığla giriyor, öğrenci sivri şeylerden korkuyor neyse ki.

    günde 4-5 defa altına kaçıran 14 yaşında kız öğrencimiz var.
    böyle bir kızınız olsa şehirlerarası yolculuğa nasıl çıkarsınız?
    24 yaşında sınıfta altına kaçıran erkek öğrencimiz var.
    hatta biri, öğretmenine kızdığı için kasıtlı olarak sınıfın ortasına çıkarıp küçük tuvaletini yaptı, bir göl oluştu, koku aylarca gitmedi.

    17 yaşında bir kız öğrenci bugün yine öfke nöbeti geçirdi, tabldottan yemeğini ortalığa saçtı, ayakkabılarını çıkardı, betonda çoraplarıyla koştu, yerlerde süründü.
    20 yaşında kız öğrenci tuvalete giriyor ve koridora alt tarafı tamamen çıplak çıkıyor, pedini çıkarıp atıyor, yüzüne gözüne sürüyor, bunun kırmızı boya değil, regl kanı olduğunu sonradan anlıyoruz, bilinçli olarak üstünü başını açıyor.
    az önce 11 yaşındaki bir öğrenci bir erkek öğretmenin cinsel bölgesine vurdu, ağrımış biraz.

    bir başkası tuvalete yardımsız gider evet ama erkek, bayan öğrenci, öğretmen tuvaleti fark etmez, alafranga tuvalete alaturka oturur, kapıları açık bırakır, koridordan geçen herkes her şeyi görür, cinsel organıyla oynar, sınıfta çıkarır, bayan öğretmenin yanında mastürbasyon yapar. (yaş 23)

    bayan öğretmenlere 2 adet tecavüz girişimi biliyorum, tekme tokat engelleyebilmişler. (başka okullarda).
    öğretmenlerin otizmlilerden gördüğü şiddet, vücuttaki şiddet izleri, ısırık, çimdik, tekme, saç yolma, öğretmene tükürme sıradan olaylar ve öğretmenler birbirlerine hep böyle şeyler anlatıyorlar.
    10 yaşındaki öğrenci okula altı bağlı geliyor ve zavallı hostesler altını değiştiriyorlar.
    kız öğrenciler tacize uğrasa söyleyemeyecek durumdalar.
    20 yaşındaki bir öğrenci çok amaçlı salondaki büyük hoparlöre alenen tecavüzvari sarılıyor, engellemek isteyen erkek öğretmenle 40 sn kadar güreşiyor, öğretmenin gücü yetmiyor. aynı hoparlöre bugün başka bir öğrenci benzer girişimde bulundu, hoparlörlerde öğrencileri çeken ne var, bilemiyoruz.
    biri, hostesin elini ısırdı, saatlerce buz koydu eline hostes, diş izleri haftalarca geçmedi.
    bir öğrenci başka bir öğrenciyi sırtından ısırdı, t-shirt ve atletin altından sırtına diş geçirdi, izleri kaldı, t-shirt delindi.
    9 yaşındaki bir kız öğrenci 30 yaşındaki bir bayan öğretmeni yere yıktı, 50 yaşındaki bayan müdür yardımcısına tokat attı.
    23 yaşındaki iri bir öğrencimiz bayan müzik öğretmeninin kulağına tokat attı, kulağı apse yaptı ve 4 iğne yedi.
    otizmlilerin okulunda sıradan bir gün.
    6 yıldır farklı okullarda eğitim alan dünyalar tatlısı bir öğrencimiz t e k b i r ş e y bile öğrenebilmiş değil.
    şu an öğretmeni çöp toplamayı öğretebilmiş sadece, o da unutmazsa...
    12 yaşındaki cılız ve ek özürlü bir kız öğrenci bir bayan öğretmenin göğsüne öyle bir vurdu ki bayan saatlerce acı öektş, müdürün odasında ağladı. günlerce ağrı geçmedi.
    aynı öprenci bir hostese arkasında suran hostese ters kafa vurdu. hostesin ağız burun dil kısmı mahvoldu, ağladı

    (2 yıldır rahat, sorunsuz öğrencilerim var, sorunum yok ama çok zorlanan öğretmenler var, yapamayıp bırakan ücretli öğretmenler var).

    ah otizm, insanlık seni nasıl yenecek?
    otizme çare bulan kişi yüzyılın kahramanı olacaktır.
    ve böyle giderse 2025'te çocukların yarısı otizmli olacak, uygarlık bitecek.

    (normal çocuklarla da satranç, izcilik, kampçılık vs çalışmalarım oldu.
    özel eğitim öğretmenliği her şeye rağmen normal okullardaki öğretmenlikten çok daha kolaydır. tercih hakkım olsa yine özel eğitimci olurdum, zaten yeğenim de özel eğitimci oldu.
    güzel anılarım var.
    yazdıklarım size korkunç olaylar gibi görünebilir, bunlar geniş bir zamanda derlediklerim, o kadar sık olmuyor bu gibi olaylar. hatta adrenalin bile oluyor; alıştık, heyecanlı, eğlenceli oluyor.
    asıl zor olan bu çocukların ebeveyni olmak.
    biz 14.30'da okuldan ayrılıyoruz, aileler sürekli beraberler. devlet ağır vakalar için batı'da olduğu gibi yatılı kurumlar kurmalı ki aileler birazcık rahat nefes alsın.)

    (şu an çalıştığım okul orta anadolu'da bir ilde özel bir okul).

    --- spoiler ---

    ekleme 3

    #sesimiziduyun

    başlık ekşi sözlük'te dünün en beğenilen entryleri (debe) listesinde 36. sıraya girdi. destek olan herkese çok teşekkür ederim. elinizden geldiğince sosyal medyada bu sese destek olmanız sizden tek ricam. biz kulak vermezsek seslerini kimse duymayacak.

    #sesimiziduyun etiketiyle facebook, instagram ve twitter'da olabildiğince çok bu sesi duyurmamız lazım. facebook, instagram ve whatsapp'ta #sesimiziduyun etiketiyle hikâye paylaşabilirsiniz ayrıca. youtube'da çok takipçili bir kanalınız varsa bir topluluk gönderisi açıp #sesimiziduyun etiketiyle çağrıda bulunabilir, videolarınızda bu haklı mücadeleyi anlatabilirsiniz. sosyal medya hesaplarınızda #sesimiziduyun etiketiyle paylaşım yapabilir, resmi kurumları, siyasileri, bakanları, ünlüleri de ekleyerek sesimizin daha gür çıkmasına katkıda bulunabilirsiniz. sizden tek istediğimiz sadece küçük bir tweet, minik bir hikâye. 10 saniye kulak vermeniz tüm türkiye'nin kulak vermesi demek.
64 entry daha
hesabın var mı? giriş yap