698 entry daha
  • sırasıyla bowers & wilkins p5 ve p7 modellerini uzun süre kullanmış ve p7’yi kullanmaya devam eden biri olarak eş zamanlı 3 yıllık airpods 1. nesil kullanımımdan sonra airpods pro’ya geçtim. ses derinliği asla p7 ile kıyaslanabilecek düzeyde olmasa da 1 aydır p7’nin yüzüne bakmıyorum. bu tür kulak üzeri kulaklıkların pedleri ne kadar kaliteli deriden üretilirse üretilsin 1 saati aşan kullanımlardan sonra kulak kepçelerini pişirmeye başlıyor ve yoruyor insanı.

    airpods pro bu noktada insanı yormadan belirli bir ses kalitesi sunuyor. modlar arası geçiş çok pratik ve fark edilir. şeffaf modda havuz başında takılırken dinlediğiniz müziğe yandaki sezlongtan ağlayarak annesinden bir şey isteyen çocuğun vokali girerken gürültü engellemeyi açtığınızda çocuk vokal sesi kesiliyor. elbette bu işi 4 bin liraya satılan boseler kadar iyi yapamıyor ama ota boka çöp diyen, buna bu para verilir mi diye başkalarının muhasebeciliğine soyunan gereksiz gürültüleri kesmek için fazlasıyla yeterli.

    bunun dışında telefona bağlanma hızı oldukça iyi. kablosuz şarj memnuniyet verici. airpods ailesiyle ilgili beni üzen tek mesele boyutları nedeniyle küçük kullanılmak zorunda olunan pillerin dolu dolu 3 yıl kullanıldığında şarjlarının 30-40 dakikada bitmesi. bir telefon görüşmesi yaptığımda ya da zoomda bir görüşme esnasında airpodsumun pilinin her an bitebilir halde olması ürünün yoğun kullanımda ömrünün 3-4 yılla sınırlı olduğunu anlatıyor. 800-900 lira verdiğiniz bir ürünü 3 yıl sonra gözden çıkarmak zorunda olmak biraz lüks.

    henüz 1 aylık airpods proda ise gürültü önleme modunda 1 saatlik spotify kullanımı ve 5-10 dklık görüşmeler sonucunda kulaklıklar %80’e iniyor. başlangıç için hiç fena değil. ancak 1. nesil airpodsdaki doğal kullanım hissi maalesef proda yok. kulak ucu silikonlarının 3 farklı boyu arasında hangisini seçersem seçeyim gürültü önleme özelliği yüzünden kulağınızın içinde hissedilir bir basınç oluşuyor. 1. nesil airpods’u kulağımda müziksiz çalmazken unuttuğum çok olmuştur, pro en azından ağırlığıyla ben buradayım diyor.

    son olarak kulaktan düşme durumuna değineyim. ne ilk nesilde ne de proda böyle bir şey hiç yaşamadım. belki de problem benim kulaklarımdadır bilmiyorum.

    neyse lafı çok uzattım, altı üstü bir kulaklık hanımefendiler beyefendiler, çok büyütmeye gerek yok. dünyanın her yerinde 200-250 kağıda alınabilen bir ürüne 2100 kağıt verip almak o kulaklığı üretenlerin değil, senin benim sorunum. kulağımıza sokmamız gereken kısmı burası.
295 entry daha
hesabın var mı? giriş yap