• türlü işlemleri gerçekleştirmek için verilen görev zincirleri olsun, renkli karakterleri ile özel üretim olduklar her hallerinden belli npc memur teyzeler olsun, her işlem sonrası noterden tasdikli atladığımız levellar olsun, devlet dairelerinin aslında koskoca bir simülasyon, bir mmorpg olduğu zannımca aşikardır.

    zaten başka türlüsü düşünülemez kanımca, daha doğrusu düşünülmesi tercih edilmez. çünkü bu bürokrasiyi bir ciddiye alırsanız, saçma olduğu kanaatine bir varırsanız, kafayı yemeniz işten bile olmadığı gibi "sikerim aidiyet belgesini de tastidiğini de iki fotokopi bir resmini de aaaaa!" diye soyunup koşturmaya başlamanız kuvvetle muhtemeldir.

    lakin bütün bu kurum mantığının aslında özel olarak insanları test etmek, onlara çeşitli görevler vererek kaymakamlık zindanlarından nüfus dairesi çöllerine kadar, binbir mücadele ve savaşla sınamak olduğuna kendinizi inandırırsanız yaşadınız demektir.

    ...sırf bitiş demosunu görmek için bile oynarsınız, hem sizin işinizi halletmek yerine örgü olen half-orc teyzeye berserk olup dalmazsanız karlı bile çıkarsınız.

    mesela efendim, zat-ı alilerim kısa bir süre önce böyle harikulade bir macera tadmaya mazhar olabildi. diğer türlü ruh mengenesi gibi gelecek bir günü, akıl sağlığımı sıcakların etkisiyle yitirmiş olmanın da verdiği emsalsiz halet-i ruhiyemle tam 3 level atlayarak geçirdim.

    görevime quest giver olan babanemden telefonla aldım; güneye gidecek, bazı sebeplerden ötürü babamın üstüne olan bir araziyi kendi üstüme geçirecektim. (arsa dediğim de deniz kenarında 30 dönümlük devlet kuşu da değil hani, ayakta dik dahi duramayacağınız sapalıktaki bir dağ başında, 35-30 farklı insanın da ortağı olduğu bir kooperatif arazisi)

    neyse efendim, babam (level 8 fighter) ve ben (gnome bard, nasıl olacaksa artık) göreve atıldık. klimasının bozuk olduğu atımız üstünde efervesan modelinde ilerledik. sabah 8 gibi vardıktan sonra vakit kaybetmeden soluğu tapu sicil müdürlüğünde aldık. (hayır bir de chain mail dahi giyemiyorsun, cehennem sıcağı!)

    tapu dairesinde, kafasının üstünde sarı bir soru işareti olan half-orc teyze, başta bize hiç kulak asmayıp solitaire 'de rekor kırmaya çalıştı. çeşitli ısrarlarımızdan sonra bakmaya lütfettiği tapu vekalet senetlerimizin aslında lanetlenmiş olduğuna bizi inandırdı. evet, curse yemiştik.

    ilk önce half-elf bir avukat bulduk. kendisine danıştıktan sonra görev zincirinin yeni halkalarına bizi yönlendirdi. noter zindanlarından kaymakamlığa uzanan bir yolda uzun bir gün vardı önümüzde.

    ilk önce notere gittik. ordan kaymakamlığa. ordan tekrar notere. ordan tapu sicil müdürlüğüne. ordan tekrar notere... minotaur kinglerle mi dalaşmadık, yarı öküz yarı insan mutantlarla mı... bu arada tabi 7 şişe kadar health potion da içtik (temmuzun ortası tabi sıcak)

    her gittiğimiz seferde bizi başka birine yönlendirdikleri gibi, zaman zaman da "kaf dağının ardından 2 tane fotokopi!" , "5 adet ogre tasdiği!" gibi itemleri toplamak amacıyla değişik ara-questler de vermiyor değillerdi.

    saat 12:30 olup da devlet daireleri tatile girdiğinde biz de bir inn'e gitmeye karar verdik. şimdiden 2 level atlamış olmanın verdiği haklı gururla kale iskender ve kebap salonunda vakiti geçirdik, hit pointleri toparladık.

    12:30 'dan devlet dairelerinin kapanma saati olan 17:00'ye kadar geçirdiğimiz süre, gündüzün kasede çekilip tekrar oynatılmış hali gibiydi.

    ordan oraya koş, itemleri ver, yeni görevi al. goblinleri kes. yarı öküz tapucu amca seni kessin. haydaa, bir item mi eksik? git geri. su iç, mana doldur... noterden laf ye, tapudan işini halledeme, xp al, level atla... güneş altında yürü... eri... buharlaş...

    tüm bu tekdüzelik ve kapalı bir daire içindeymişim hissi başta rahatsız etmedi değil tabi beni. lakin aynı rutin birçok oyunda da zaten yok muydu? devlet dairelerinin eksiği neydi? bir görevden diğer göreve gitmek neden bana koysundu? aynı işlemi 50 kere yapmak niye rahatsız etsindi ki?

    neyse efendim... günü doldurduk, isyan bayraklarımızla beraber o beldeyi son sürat terk ettik.
    son ekrani tatmin edici oyunlardan olmadığı için olsa gerek ki, ne tapuları benim üstüme geçirebilmiş, ne de solitaire oynayan teyzeyi zebaniler dünyasına geri yollayabilmiştik...

    edit: devam oyunundan beklentilerim:

    - yapay zeka geliştirilsin. ya da geriletilsin. ama böyle kalmasın.
    - ara demolar arttırılsın. noterden kaymakamlığa giderken yolda yastık savaşları filan görelim mesela
    - grafik motoru yenilensin. collision kalksın mesela. çarpıp durmayalım diğer insanlara.
    - oyundan çıkabilelim
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap