9 entry daha
  • "biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir." ahzab 72

    bu ayette kast edilen emanet için çeşitli zamanlarda çeşitli ilim insanları yorumlarda bulunmuşlar. benim benimsediğim görüş bu emanetin "ene" yani "benlik" duygusu olduğu yönünde olan görüş.

    tanrı; insana benlik vermiştir, verdiği bu benliği ise özgürce kullanabilmeyi. hatta öyle ki bu yaratılmış olan benlik, tanrıyı algılayıp tanıyabilmesi için verilmiş olmasına rağmen onu reddedebilmektedir. tanrının tanıdığı özgürlük işte böyle geniştir ve tanrı tahammül sahibidir.

    inanmanın kolaya kaçmak ve korkaklık, cahillik, geride kalmışlık vs olduğunu düşünen insan tanrıyı kabul etmek istemeyecektir çünkü kendine emanet edilen bu benlik onun kendi tanrısı olmuştur.

    insana acizliği suratına tokat gibi çarptığı anlarda tanrı kollarını açmış ona kendine yönelmesi için fırsat tanıyordur.

    gel gör ki bir benliğe iki tanrı sığmıyordur ve insan kendine tanrı olmak sanrısından vazgeçemiyordur. işte bu yüzden zalimdir.

    zalim, hak sahibine hakkını vermeyen demektir. yapılması gerekli olanı yapmayan zalimdir.

    insana emanet edilen benlik de tanrıyı tanıması, algılaması için verilmiştir fakat insan kendine tanrılık taslayarak asıl kendine zulmetmektedir. aciz ve yaratılmış olduğunu kabul etmek, otorite kabul etmek ve inanmak onun hakkıdır.

    +bilimsel bilgi değişir. bugün tanrının yokluğuna uyarlanan bilim yarın varlığına evrilebilir. hakikatse sabittir, eğilip bükülmez. geliştirilmez, değiştirilmez. yalnızca keşfedilir.

    hakikati keşfetmenin insanı kuş gibi özgür kıldığına ben şahidim.

    +kendimi kandırdığımı iddia edenler olabilir, sorun değil. siz de kendinizi tanrının yokluğuna dair kandırıyor olabilirsiniz.

    edit:
    tanrı hiçbir şeye benzememelidir, bu doğru ki zaten kendini öyle tarif ediyor.

    (bkz: ihlas suresi)

    ancak verilen bu benlikte tanrının sıfatlarının minik yansımaları vardır. bunlar öyle miniktir, yalnızca onu tanıyabilmek için verilmişlerdir.

    allah rahmandır, merhamet sahibi. eğer sen merhametin ne demek olduğunu bilmesen, elindeki ayna o merhameti yansıtamasa sen tanrıyı tanıyamazsın.

    adildir, adelet sahibidir. haksızlığa karşı öfkeleniyorsun. demek ki adaleti anlaman için onun varlığını ve yokluğunu bilmen lazım.

    celaldir, hiddet ve öfke sahibidir.

    sende öfke olmasa allah celaldir dediğimde bunu algılayamazsın.

    benlik, allahın bizim bilmemizi istediği yönlerini bilebilmemiz için verilmiştir. tanrısallaşmak için değil.

    tanrıyı tam olarak tanıyabilmek mümkün değildir, sadece aynandan yansıdığı kadarı algılanabilir.

    tanrıyı tamamen bilebilmek için tanrının kendisi olman lazım ki bu acizlikle tanrı olman mümkün değil.

    2 ihtimal var, ya yaratansın ya da yaratılan. üçüncü bi ihtimal yok. kabul edemiyorsan bedeninden benliğinden ve evrenden çıkmayı deneyebilirsin. çıkamadığın bu yer, senin acizliğini idrak etmeye başladığın nokta.

    hem inanmak çok güzel, keşke inanmış görünen insanlara bakıp inanmaktan soğumasa insanlar.

    inanmak en insancıl ve en temel ihtiyaçlardan biridir.
97 entry daha
hesabın var mı? giriş yap