141 entry daha
  • bugün kargo vermeye gittim. kargo çalışanı bankonun arkasında durmuş, hocam yaklaşmayın diyor.
    bankaya gidiyorsun bankamatiğe yönlendiriyorlar, bankaya giren kişi sayısı belli kalanı dışarıda bekliyor. müşteri ile çalışan arasında cam bölme vs var.
    sizin çalıştığınız gibi çalışacaksak bizlik sorun yok.
    bir sınıfa 5 öğrenci alırız, kalanı dışarıda bekler.
    öğretmen masasının etrafını pleksi aile kaplayıp, arkasından bakacaksak çocuklara niye olmasın.
    o kadar sorumsuzca düşünüyorsunuz ki.
    bir kere bu tatil mevzusu bizim değil bakanlığın hatası.
    niğde'de vaka yokken niğde'de de tatil kararını biz mi verdik?
    bir grup da çıktı niğde tatil olmazsa istanbuldakiler de gitsin diyor çünkü fırsat eşitliğine aykırıymış. lan fırsat eşitliği dediğiniz şey mutlak eşitlik değil.
    özel ders aldıran, özel okulda okutan var ona niye fırsat eşitliği demiyorsunuz hepimiz özel okulda okuyalım ya da kimse gitmesin diye?
    vakanın olmadığı illerde, ilçelerde eğitim öğretim devam etmeliydi ama ettirmediler. o zaman dedim fahrettin koca'nın hatası diye ama övmekle meşguldünüz adamı. yavaş yavaş çıkıyor gerçek yüzü ortaya işte.
    neyse şimdi ise vakanın olmadığı köylerde, ilçelerde, illerde açın ama yoğun olduğu yerlerde bu iş olmaz hacılar sebebini açıklayayım.

    1) hani geyiğini yapıyorsunuz ya lan çıldırdım metrobüs direklerini yalayacağım diye, cidden yalayan çocuk var. zevk için yapıyor adam. yani seviye o gelenler arasında yetişkin sorumluluğu beklemeyin. yetişkin adama bankonun arkasında dur dersin durur, bizim çocuk durmaz. aile terbiyesi.

    2) özellikle ilkokullular ve 5,6'lar elektron gibidir. heisenberg'in belirsizlik ilkesi geçerlidir. yerini biliyorsan hızını, hızını biliyorsan yerini bilemezsin. teneffüslerde yakın temaslı oyunlar oynarlar ve eğer birinde hastalık varsa 3 gün sonra hepsinde vardır. hadi grip örneğini bir hatırlayın, bir kişi hastalandı mı sınıfta seri başlar devamsızlık konusunda çünkü hepsi atlatır çocukların. kalmadı pek ülkede ama bit mevzusunu sorun ailelerinize nasıl, hangi sürede yayılıyordu.

    3) risk grubunda çocuklar var. veliler anca kendi evladını bilir ama öğretmenler sınıfta tarama yaparlar ve istanbul'da görev yaparken 30 kişilik her sınıfımda en az 2 öğrencide astım, kalp gibi mevcut salgında risk grubunda olabilecek öğrenci vardı.

    4) çocuk risk grubunda olmayabilir ama ailesinden bir birey risk grubunda olabilir. çocuk sorunsuz atlatır ki zaten küçük yaşlarda öyle oluyor ama dedesine allah rahmet eylesin. şimdi çocuğu bıraktığınız ikilemi düşünün. okullarda açıldı gitmezse nasıl hissedecek gider de aileden birine bulaştırırsa nasıl hissedecek.

    5) maaş mevzusundan dolayı emekli olamamış yaşlı, hastalığı sebebiyle risk grubunda olan veya risk grubunda olan aile bireyleri ile yaşayan öğretmenler var. çalışma koşulları gereği öğrencilerden kapmaması neredeyse imkansız.

    işte bu şartlardan dolayı okulların açılması mantıklı değil.
    ben bu covid süresinde çalışmaya devam ettim bu arada. yukarıda saydığım şartlara sahip olmadığım ve öğrencilerimden de olan olmadığı için. (annem ameliyat olmuştu onu kardeşimle yazlığa gönderdim) öğrencilerime proje danışmanlığı yaptım. türkiye finalisti olduk bir kaç alanda. çalıştık derken öyle uzaktan filan değil atölyede günde 5-6 saat ve haftanın 7 günü.

    projelerimiz için destek istedik bulamadık, cebimden karşıladım. karşımıza onlarca sorun çıktı çözmesi gerekenler çözmedi onları da biz çözdük. yani okullar açılsın derken derdiniz eğitim olsa sorun değil ama sizin derdiniz eğitim değil onun farkındayım. eğer yatan birilerinden rahatsız oluyorsanız oy verdiğiniz milletvekillerine çatın önce yiyorsa
104 entry daha
hesabın var mı? giriş yap