• bilindiği gibi klasik şan tekniği, sesi mümkün olduğu kadar çok çıkarmak için diyafram,nefes,ciğerleri ve ağız boşluğunu kullanmaya dayanmaktadır. bundan farklı olarak caz’ın şarkı söyleme tekniği yorumcunun doğal sesi üzerine kuruludur. dolayısıyla daha düz bir söyleyiş tarzı hakimdir. ancak bu söyleyiş tarzı sanatçıya standard adı verilen ve manzum nitelik açısından oldukça yüksek sanatsal değer taşıyan şarkı sözlerini daha içten ve dinleyiciyi saracak şekilde yorumlama imkanı da sağlar ki, yüzyılın başında jazz şarkılarına müzikaller için bestelenmiş diğer şarkılar karşısında üstünlük sağlayan da bu sade ama etkileyici nitelik olsa gerektir. vocal caz yorumcusu zenci bir kadındır. ya da en azından bir zenci gibi söyleyebilmelidir. ama şarkılar alabildiğine beyazdır. ve solistler arka sokaklardan gelme olsalar da standardları besteleyenler ve söz yazarları harvard ve yale mezunları veya klasik müzik eğitimi almış (bir çoğu yahudi) avrupa göçmenleridir.
    • george gershwin
    • ira gershwin
    • cole porter
    • duke ellington (pek beyaz sayılmaz ama istisna kaideyi bozmaz)
    • richard rodgers
    • harold arlen
    • irving berlin
    • johnny mercer
    • chick webb (de zencidir. artık o kadar olsun)
    • lorenz hart
    • mitchell parish
    • van alexander
    • irving mills
    • sammy cahn
    • benny goodman
    • edgar sampson
    • mack gordon
    • saul chaplin
    • jerome kern
    gibi isimlerle çoğu sıfırdan kendi kendisini yetiştirmiş solistler arasında kurulabilen bu muhteşem bağ başlı başına bir tez konusu oluşturabilir niteliktedir. vokal jazz’a asıl damgasını vuranlar da aslında bu beyazlardır. sonradan standard olarak adlandırılacak bu eserlerin yorumlanması o denli yaygınlaşmıştır ki günümüzde bile aşağıda bestelendikleri yıllarla birlikte en tercih edilen 20’si sıralanan bu 1000 kadar eseri yorumlayamayan, jazz vocal sanatçısı sayılamamaktadır.
    1 1930 body and soul

    2 1939 all the things you are

    3 1935 summertime

    4 1944 'round midnight

    5 1935 i can't get started (with you)

    6 1937 my funny valentine

    7 1942 lover man (oh, where can you be)

    8 1930 what is this thing called love?

    9 1933 yesterdays

    10 1946 stella by starlight

    11 1947 autumn leaves (les feuilles mortes)

    12 1929 star dust

    13 1932 willow weep for me

    14 1939 what's new?

    15 1929 honeysuckle rose

    16 1925 sweet georgia brown

    17 1936 caravan

    18 1924 the man i love

    19 1935 in a sentimental mood

    20 1914 st louis blues

    21 1940 how high the moon
    http://www.jazzstandards.com/

    bunlar hep vocal jazz'ın lyric interpretation yönüne ilişkin anlatabildiklerimiz. tabii ne kadar muhteşem de olsalar iki noktada ortaya çıkan problemler sanatçıları daha deneysel birşeyler ortaya koymaya zorlamıştır. bu zorlukların ilki standardların sınırlı sayıda oluşlarının verdiği repertuar darlığı ve buna bağlantılı ikinci sorun da her bir standardın geçmişte bir efsane tarafından aşılamayacak kadar üstün yorumlanmış oluşudur. bunun üzerine yine belki bu denli yaygınlaşmasını ella fitzgerald’a borçlu olan ve söylenen standardın ana temasını (ezgisini) seslendirdikten sonra tıpkı diğer jazz enstrumanlarında (daha çok da nefeslilerde) adet olduğu üzere doğaçlama yapmaya dayalı ‘scat singing’ denen tarz ortaya çıkmıştır. ancak teknik ustalık ve tınısal zenginlik açısından ne denli renkli de olsa scat tekniği sonuçta insan sesini bir enstrumana indirgemekle standardın aşmış sözel zenginliğini ve dolayısıyla sıcak ve içten tavrını kötü yönde etkilemiştir. bu nedenle 1960- 1990 arasında deneyselliğe varacak varyasyonlarda yorumlar söz konusu olmuş da olsa belki de bu yüzden günümüzde kaydedilen vocal jazz albümleri yine çoğunlukla “lyric interpretation” niteliğindedir.

    bayan vocal jazz’ında tarih dizinsel açıdan 4 dönem sayılabilir. bunların ilki cemetery blues(1923),saint louis blues(1925),muddy water(1927),empty bed blues(1928),nobody knows you when you’re down and out(1929) gibi şarkılarla jazzın gelişini ilan eden bessie smith’le başlayıp jazzı tanımlayan billie holiday’ın sesini uyuşturucu ve alkole kaptırdığı 1945’lere değin süren yükseliş dönemi olarak tarihlenebilir. savaş sonrasında 1952-1963 sürecinde ise ella fitzgerald, sarah vaughan, nina simone ve dinah washington ve belki de anita o’day’le zirve yapan jazz’ın altın çağı gelip geçer. ne yazık ki aynı dönemin sonu jazz’in ölümünü de simgeler. swing çağı yerini giderek rock’n roll ve pop’a bırakırken jazz’ı bir sanat müziği olarak ayakta tutan aslen başta fransızlar olmak üzere avrupalılardır. 1960’ları takiben kaynakları kurumuş olmasına rağmen jazzı ayakta tutmaya çalışan kabuğuna çekilmiş sheila jordan, carmen mcrae, betty carter, abbey lincoln gibi daha sofistike ve ödün vermez sanatçıların albümlerinden oluşan bir dönem başlar.

    çok sonraları neredeyse günümüzde patti austin, diana krall, norah jones, jane monheit , dianne reeves gibi aslında tarafımca jazz soundu taşıyan bir müzik yaptıkları halde bu yazının konusu dışında kalan populer müzük yorumcuları vocal jazz’ın dinleyici kitlesine katkıda bulunmuşlardır.

    buraya kadar anlatılanlardan çıkarılabildiği veçhile şahsım için vocal jazz daha çok söz ve müziği aynı dengede başarıyla harmanlayan standardların iyi bir anlatım tekniği ve olabildiğine sadelike icrasıdır. erkek jazz vokalistlerini ayrı bir yazının konusu olarak dışarı bırakmamı da tamamen kişisel tercihler açıklayabilir. bu dipnot doğrultusunda iyi sanatçıları küçük gruplarla bir seferde yaptıkları kayıtlarla dinlemeyi tercih ettiğimi de ekleyerek bu nitelikleri tanımlayıcı bulduğum bir album listesini de aşağıda sunuyorum:

    1) billie herşeyin başıdır
    dr.maya angelou diye bir otorite onun için: "seslendirdiği her şarkıyı sanki kendisi ve sanki daha o sabah yazmışcasına yorumlayabilen özel bir yetenek." (bir albüm kapağından alıntı) demiş. o vocal jazz'ın kendisidir
    salakça bir benzetme isterseniz bugün nasıl her 4x4'e jip diyorsak billie de vokal jazz için odur. hiç dinlemediyseniz ancak dinlerken ne dediğimi anlayacaksınız:
    her iyi kolleksiyonda bir kaç albümü mutlaka olmalı. ama onun iyi dönemine ait cristal clear bir kaydını bulmak imkansızdır. çünkü sesi, kayıt teknolojisinin gelişmeye başladığı savaş öncesinde 1945'lerde çökmeye başlıyor. ben hala sonraki dönemde de olsa yaptığı iyi bir küçük orkestra kaydını arıyorum. bulursam ayrıca not ederim. şimdilik ne olsun derseniz:
    - sony label'ından lady day: the best of billie holiday
    ve
    l- lady in autumn: the best of the verve years. tavsiye edilebilir ve holiday'in iki değişik dönemini yansıtır. durun vazgeçtim
    - verve jazz masters 47: billie holiday sings standards
    ve
    - verve jazz masters 12: billie holiday
    bunları alın
    her ikisi de çok iyi kolleksiyonlar. hatta bu listeden albüm almaya karar verirseniz ilk aldıklarınız bu ikisi olsun derim.

    2) ella:
    - ella and louis ya da daha kapsamlı best of ella fitzgerald & louis armstrong (sonraki albümden de parçalar var)
    - these are the blues (bakın bu da aslında blues albumü, blues derken gitar solosu beklemeyin tabii)
    - clap hands, here comes charlie!
    - ella fitzgerald sings the rodgers and hart song book (label: polygram records)
    - ella fitzgerald sings the cole porter song book
    - ella fitzgerald sings the gershwin song book
    takıldık geçelim. ama ella’nın sonu gelmez bilelim. ancak buraya kadar örneklediklerim başlangıç düzeyinde daha çok best of nitelikli albümler

    3) sarah vaughan (burada tavsiyelerim daha sofistike)
    - at mister kelly's [live] sarah vaughan: son dönemde dinlediğim en başarılı albüm
    - sarah + 2 'de çok sade ama sanatsal yönü güçlü bir sarah albümü. aynı tadda iki album daha vereyim:
    - sarah vaughan with clifford brown
    - how long has this been going on? bu album all-star quartet pianist oscar peterson, guitarist joe pass, bassist ray brown, and davulcu louis bellson’la safkan bir jazz albümü aynı zamanda.

    4) nina simone sings the blues'da müziksel bütünlük açısından iyi ama aslında bir blues albumü. gerci nina simone kendisi piyanist olduğundan diğerleri gibi bir büyük orkestra bir küçük grup sound değiştiren kolleksiyon albümü yok. ama nina simone’nin basbayağı protest rock yaptığı dönemler var. protest kimliği onu %100 bir jazz vokalisti olmanın ötesine taşırsa da yine de gelmiş geçmiş en iyi 4 jazz vokali içinde sayılmalı ve anthology’si (label: rca) alınıp hatmedilmeli derim.

    5) dinah washington, önceki hanımlara kıyasla daha teatral , daha bir entertainer yanı kuvvetli ama vazgeçilmez lezzette bir diva. “mad about the boy” albümüyle başlayın derim.

    sadelik ve sound bütünlüğü ile dikkatimi çekmiş birkaç da yeni dönem (90-2007) albümü var:
    - it's wonderful / susie arioli swing band
    - live at montreux [live] / rachelle ferrell
    - first instrument / rachelle ferrell
    - easy to love / roberta gambarini
    - careless love / madeleine peyroux
    - a walk in the park / dena derose
    - yours / sara gazarek
    bir de ara dönem denebilecek efsanelerle yeniler arasına girenler var:

    - portrait of sheila jordan
    - time for love: the best of julie london
    - you gotta pay the band / abbey lincoln
    - don't go to strangers / etta jones
    şimdi bunlar hep vocal jazz'ın lyric interpretation yönü. daha experimental birşeyler için
    sheila jordan
    carmen mcrae
    betty carter
    abbey lincoln'un 70-90 arasındaki çalışmalarına
    veya yakın tarihte cassandra wilson'un yaptıklarına bakabilirsin
    unutmadan ilave

    alberta hunter (bu kadının yaşamı bir roman gibi araştırmalısınız, ama yorma beni derseniz adına tıklayın, ben daha once birşeyler yazdıydım sizin için ) ve amtrak blues albümü bir olmazsa olmaz. bir de erken yitirilmiş suzanna mccorckle var şimdi aklıma geldi.

    bunları yazarken şunları satın aldım
    - carmen sings monk - carmen mcrae
    - the best of etta jones: the prestige singles
    - etta jones lonely and blue
    - ella fitzgerald montreux '77
    - ella fitzgerald with the tommy flanagan trio
    masrafa soktunuz beni. allah sizin de müstehakınızı versin.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap