2 entry daha
  • sanirim yeryuzundeki aktif rock gruplari icerisinde calan en muhtesem 3-5 davulcudan biri demekte sakinca duyulmamasi gereken bir insan, pardon insanötesidir. porcupine tree'de chris maitland gibi oldukca basarili ve zamaninda çok sevilmis bir davulcunun yerini daha caldigi ilk album olan in absentia ile doldurmakla kalmamis, "burasi benim lan, dagilin" diye haykirmistir adeta.

    sonradan gelen deadwing'te ise kanimca potansiyelini sergilemesine izin verilmemis (ah steven ah, halbuki ne guzel besteler var) ve bunun sonucunda porcupine tree tarihinin en vasat albumu ortaya cikmistir. steven wilson sanirim bundan ders almis olacak ki fear of a blank planet albumunde mr harrison'a (ve sevgili richard barbieri'ye de) daha genis bir alan birakmis ve ortaya pt tarihinin en muhtesem albumlerinden biri cikmistir. aradaki fark siyah ve beyaz arasindaki fark kadar nettir. bu konuda herhangi bir insanla tartismayi abesle istigal olarak gormekteyim. ha bu arada unutmamakta fayda var ki bu ozgurlugu tepe tepe kullanan harrison, bu albumun ardindan gelen nil recurring isimli ep'de ise ortaligin tam anlamiyla a q'mustur.

    peki nedir bu adamin stilini bu kadar ozel kilan sey? oncelikle bir davulcu degilim ama bunlari muzik konusunda azicik fikri olan bir insan bile hissedebilir diye dusunuyorum. bunca yildir muzik konusunda yazip cizmekteyim ve bu adamin dinledigim davulcular icerisinde çok ayri bir yerde oldugunu soylemeliyim. bir kere mr harrison'in ziller uzerindeki hakimiyeti kusursuz. ride'lar ve hi-hat ile yaptigi suslemeler gercekten inanilmaz ve en monoton ritmde giden parcalara bile inanilmaz lezzet katiyor. bunun ötesinde o kadar genis yelpazeden beslenmis bir davulcu ki pt performanslarina ek olarak kendi solo albumlerinde de gorulebilecegi uzere etnikten jazz'a, fusion'dan metal'e kadar her tür müzik üzerinde ciddi bir birikim mevcut. bunu anlamak, daha dogrusu gavin harrison'in ne kadar inanilmaz bir davulcu oldugunu gormek icin nil recurring adli ep'deki cheating the polygraph adli parcanin en guzel ornek olacagini dusunuyorum. itiraf etmek gerekirse genel yapi itibariyle bu parcadan davul partisyonlarini cikarip yerine standart bi davulcu konulsa cidden bayik olabilecek bir parca. ama harrison nasil yapiyor bilmiyorum ama parcaya siirsel guzellikte bir davul partisyonu yazmis ve sanirim bunu "rhytm section" içerisinde incelemek hakaret olur. adam parca boyu solo atmis sanki ve bunu parcanin butunlugunu, duygusal atmosferini bozmadan, diger elemanlarla muhtesem bir ahenk icerisinde yapmis. sakin bolumlerdeki snare oyunlari, nakarattaki okuz metal ataklari, sonra ilk giren clean gitar solodoki zil oyunlari.. anlatmakla bitmez, dinlemek lazim.

    birisi gecmiste bana cikip: "olm sen bir gun bir davulcu hakkinda nah bu kadar uzun bir entry yazacaksin" demis olsaydi heralde kendisine bir tarafimla gulerdim. o kadar etkiliyor bu admin stili beni... dinleyiniz, dinletiniz, davulcuysaniz feyz aliniz....
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap