62 entry daha
  • taylor swift‘in kariyerinde çok önemli bir yere sahip olacak albüm.

    folklore, sadece swift’in poptan alternative’e ne kadar kolay ve başarılı bir şekilde geçtiğini göstermiyor, aynı zamanda onun diğer örneklerden farklı olduğunu ve kendi yolunu çizdiğini gösteriyor. bu onun sekizinci albümü, kariyerinin de on dördüncü yılında. buna rağmen en yakın rakibine fark atarak yılın en yüksek ilk hafta satışı ve dijital satış yapmak hiç kolay değil ki albüm yılın en çok satan albümü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 30 yaşında bir kadın “sekizinci” albümüyle rap müziğin domine ettiği bir piyasada alternative bir albümle erkek şarkıcıları alt ederek altı hafta zirvede kaldı. kendi aleyhine beş büyük faktörle mücadele ederek.

    liste başarıları bir yana, folklore’un kanıtladığı çok ince bir detay var. ona karşıt olanların sıklıkla dile getirdiği “taylor kaostan besleniyor. hep erkek arkadaşları ve düşmanlarıyla ilgili şarkılar yazarak prim yapıyor” iddiasını olduğu gibi çürütüyor bu albüm. swift yaklaşık dört yıldır istikrarlı bir ilişki yaşıyor ve şu an hayatında kaos yok. folklore’un temel kaynağı swift’in hayal gücü ve duyduğu hikayeler. sadece kafasındaki hikayelerden ilham alarak hem eleştirmenlerin hem genel kitlenin beğenisini kazanan bir albüm yaptı. böylece “hayatında drama olmayınca neyden beslenecek acaba?” diye merak edenlerin sorusunu da cevaplamış oldu. ayrıca diğer şarkıcılarda olduğu gibi “hayatı durulunca eskisi gibi yazamaz” fikrini de boşa çıkardı. görüldüğü üzere hayatı durulunca hayal gücü devreye giriyor ve seviyesini koruyor.

    bir başka nokta swift’in aaron dessner ile çalışması. yaptığı müzik türleri değişiyor, prodüktörler değişiyor ama albümlerinin kalitesiyle başarısı değişmiyor çünkü başkasına bağlı değil. max martin ve shellback gibi hitmaker’larla çalışabilir, nathan chapman gibi kimsenin tanımadığı bir isimle çalışabilir. jack antonoff ya da aaron dessner’la çalışabilir. pop yapabilir, country yapabilir ya da alternative’e sıçrayabilir. başarılı olması için ihtiyacı olan tek şey kendisi. bir isme ve bir türe bağımlı değil. diğer şarkılarda gördüğümüz “bu albüm başarılı olmadı, önceki albümde çalıştığı hitmaker’larla tekrar çalışsın” ya da “keşke hiç bu müzik türüne geçmeseydi de hep popta kalsaydı” gibi ifadeler taylor için geçerli değil, folklore da bunun en üst kanıtı.

    bütün bunlara ek olarak swift gibi şarkı yazarlığıyla öne çıkan bir albüm şarkıcısının kariyerinde 80 üstü metacritic puanının olması bir gereklilikti ve folklore ile bunu da elde etmiş oldu (eleştirmenler ona karşı daha az önyargılı olsa bu puanı çoktan elde etmiş olurdu, o ayrı konu). 88 puanla folklore, swift’in kariyerinde “critically acclaimed” olarak nitelenen ilk albüm.

    şarkı yazarlığından konu açılmışken, 2012 çıkışlı red albümüyle taylor bir sanatçı olarak zirvesine ulaşmış ve 21 yaşında state of grace, red gibi şarkılar yazmıştı. o albümden sonra başarı anlamında yükselmeye devam etse de söz anlamında red kadar kompleks bir albüm yazmamıştı. kendisi uzun süre sonra fanlarına tekrar sözlükleri açtırdı. hele ki the lakes şarkısı.

    şarkıcılar kariyerleri boyunca genellikle bir kez zirveye çıkarlar, ikinci kez zirveyi görmeleri çok nadir olmuştur. kariyerlerinin tepesinde bir albüm vardır. ondan sonra çıkan tüm albümler o albümle kıyaslanır ve şarkıcının o döneme dönmesi istenir. bilirsiniz ki o albüm dönemi aslında bahsi geçen şarkıcının zirvesiydi ve sonrasında ne yaparsa yapsın tekrar o döneme dönemiyor. işte taylor’da bu yok. 2008 çıkışlı fearless, taylor swift’in kariyerinin ilk zirvesiydi. o dönemde elde ettiği başarılar düşünülürse muhtemelen bir daha kimse o dönemi tekrar yaşayacağını düşünmemişti ama o mucizeyi gerçekleştirerek 1989 ile ikinci kez zirveye oturdu. folklore ise şu an için fearless ve 1989’a en yakın albüm dönemi. çok büyük çoğunluğun 300 bin satamadığı dönemde taylor 840 bin satıyor. diğerleri albümlerini ikinci hafta bile zirvede tutamazken folklore altı hafta zirvede kaldı ve daha albüm döneminin balındayız. swift -eğer böyle bir şey mümkünse- kariyerinin üçüncü zirvesine doğru ilerliyor olabilir. albüm her haftasında the beatles’a ait bir rekor kırıyor ki son olarak swift the beatles’tan sonra beş albümle en az altı hafta zirvede kalmayı başaran ilk şarkıcı oldu. çok ilginç bir albüm dönemi geçiriyor. streaming rekorlarıyla yeni jenerasyonun rekorlarını kırarken liste başarılarıyla the beatles, barbra streisand gibi efsanelerin rekorlarına ortak oluyor. dijital dönemde piyasaya çıkan bir şarkıcının yeni jenerasyonun tekelinde streaming rekorları kırması hâlâ etkili olduğunu gösterirken efsanelerin rekorlarına ulaşması çok uzun süre bu üst seviyeyi korumayı başardığını kanıtlar. nice şarkıcılar kariyerlerinin en başarılı dönemlerinde bile albümlerini altı hafta zirvede tutamadılar. bazı şarkıcıların kariyerinde toplam altı hafta yok. swift bunu bir değil, iki değil, üç değil, beş albümle başardı.

    dahası, isterse bunu devam ettirebilir. folklore daha yolun başında. swift karantinadan çıkıp albümü için bir şeyler yapmaya karar verirse süreç devam edebilir ancak kendisi albümden sonra -bir kez daha- ortadan kaybolup sırra kadem basmayı tercih etti.

    folklore’un kıracağı bir başka rekor da bu olacak muhtemelen. fearless albümünün love story ve you belong with me gibi iki büyük hiti vardı. 1989’ın her şarkısı hitti. folklore ise sıfır (0) hit şarkıyla yoluna devam ediyor. swift sonraki single üzerinde çalışıyormuş gibi bile görünmüyor. albüm tamamen tek başına ilerliyor. hitsiz bir albümün bu kadar uzun süre zirvede kalması bir tür rekor olabilir.

    bunların haricinde folklore’un swift’in kariyerinde önemli bir iz daha bırakma ihtimali var. albüm yayınlandığı günden bu yana hem liste başarılarının hem yüksek eleştirmen puanlarının hem de genel dinleyicinin beğenisini kazanmasının bir sonucu olarak grammy’de yılın albümüne aday olarak görülüyor. hatta bazıları direkt kazanacağını düşünüyor. eğer kazanırsa, swift tarihte üç kez yılın albümünü kazanan ilk kadın şarkıcı olacak. ancak bu kısmı bayağı sorunlu. geçtiğimiz günlerde billboard bu konuyla ilgili kaleme aldığı bir yazıda “swift üçüncü kez yılın albümünü kazanmalı mı?” diye sordu. dikkati çektiği nokta albüm bile değildi. “folklore yılın en iyi albümlerinden biri, kazanmayı hak ediyor” gibi bir tartışma yok. albümden bağımsız olarak doğrudan taylor’ın adını hedef alarak soruyor bu soruyu ve bu durumun aslında bize anlattığı çok şey var.

    ilki, önümüzdeki grammy döneminde asıl tartışılan albüm değil, taylor’ın adı olacak. folklore’un iyi bir albüm olmasını tamamen görmezden gelip “taylor üçüncü kez yılın albümünü kazanmalı mı” diye sorgulayacaklar.

    ikincisi, işi müzik listelerini hesaplamak olan ve tarafsız olması beklenen billboard bile bir taraf seçmiş ve kendinde “kazanmalı mı” sorusunu sorma cüretini görmüşse geçmiş olsun. grammy oylama süreci başlamadan önce çıkan bu yazıların önemi vardır. recording academy üzerinde algı oluşturmayı başarabilirler. mesela geçen yıl tam da bu zamanlarda billie eilish’i öven yazılar çıkıyordu ki kendisi son törende dünyanın ödülünü kazandı. ondan önceki yıl country radyoların kacey musgraves’e nasıl haksızlık ettiği ve onun şarkılarını çalmadığı yönünde birçok yazı ele alındı. birkaç ay sonra musgraves grammy töreninden yılın albümü ödülüyle ayrıldı. oysa country radyolarının kadın şarkıcılara ayrımcılık yaptığı çok uzun süredir bilinen bir şey. nedense diğer şarkıcılar aynı dertten muzdarip iken korudukları sessizliklerini kacey musgraves’e gelince koruyamadılar. şimdi de aynı algıyı taylor için oluşturuyorlar ve onların aksine bu sefer onun aleyhine çalışıyorlar. medya açıkça recording academy’ye “taylor swift’e üçüncü kez yılın albümünü verme” demek istiyor. bunu da bu yıl albümleri bile olmayan (grammy yarışına bile katılmayacak olan) kendrick lamar ve beyoncé üzerinden yapıyorlar. savları şu: “kendrick ve beyoncé bir kez bile kazanamamışken taylor üçüncüyü kazanamaz.” sanki yılın albümü dalının kime gideceğine taylor swift tek başına karar veriyormuş da onlara haksızlık yapmış gibi. recording academy’nin 13 bin oy kullanan üyesi var ve komite bu üyeleri ne kadar köşeye sıkıştırırsa sıkıştırsın siyahilere yılın albümünü verme fikrine yanaşmıyorlar. taylor kariyeri boyunca bir daha hiç grammy’de yarışmayabilir ama beyoncé ve kendrick yine ödülü kazanamamış olur çünkü karar veren 13 bin üye hâlâ orada ve hâlâ onlara oy vermiyor olacak.

    bu makaleleri küçümsememek gerekir, gerçekten de etkileri var. işin kötü tarafı önümüzdeki yıl adele söz konusu olduğunda aynı medya “adele üçüncü kez kazanmalı mı” diye sorgulamayacak. dahası hem kendrick hem beyoncé’nin önümüzdeki yıl içinde albüm yayınlaması bekleniyor, yani aslında onlara karşı yarışan taylor değil adele ama muhtemelen bu gündeme bile gelmeyecek.

    eğer bir mucize gerçekleşir de taylor medyanın aleyhine oluşturduğu algıyı aşıp aday olmayı başarabilirse yılın favori ismi. yılın albümünü kazanması tarihi bir başarı elde etmesi demek ama daha şimdiden medyanın ona karşı silahını çektiğini düşünürsek gerçekten zor. komite medyanın etkisi altında kalırsa rahatlıkla folklore’u genel dallardan çıkarabilir ve sadece alt dallara mahkum eder. daha önce yapmadıkları şey değil. swift’e bunu üç kez yaptılar (ki muhtemelen son yirmi yılda komite tarafından en çok darbe yiyen şarkıcı kendisidir).
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap