9 entry daha
  • donem politikasi ve ahvali hakkinda yazi yazmak ile kafayi yormak arasindaki fark bilindigi gun, kafalar belki yorulacak ahmet hasimin ozgunlugune uyumlu bir saptamayi hedef alan bir ani tepki yazisi yazilmayacaktir. ahmet hasim sittin tane konu uzerine yazi yazmistir, cidden kafasini yorup neticeye ulastigi alanlardan birisi donem politikasi ve dunya hali degildir. olmadigindan olsa gerek kafayi yormadigi soylenebilecegi gibi, kafasini yormamis olmasinin saptanmasi ahmed hasimin orijinalligine leke surmez.

    haydi ben ayarmator halimle ahmed hasim hakkinda bik bik ve sik sik ededurayim, benim hakkinda donem politikasina kafa yormamis tespitlerim hemfikir sittin tane adamin kanonundan cimbizlanip aymazlik olarak nitelenegelsin de, kendisi hakkinda ayni fikri paylasan bir buyuk sairden hem ahmedin dombili taraflarina, hem de bilmemis saksakcisinin taocu yonlerine bir cevap gelsin isterim. boylelikle ayrica sozlukte ayar beni bayiyo, ayar cok lumpen, cag disi fikrinin de ne kadar korgozlu, kofoz kulakli oldugu gorulur umarim.

    hagaten de her iste bir hayir varmis, su siiri yazmak icin girdigim bu baslikta nazim hikmetten emanet, emre yazili ayar varmis.buyrunuz buradan yakiniz:

    iki serseri var:
    birinci serseri
    köprü altında yatar,
    sularda yıldızları sayar geceleri..
    iki serseri var:
    ikinci serseri
    atlas yakalı sarhos sofralarında
    bagdatlı bir dilencinin çaldıgı sazdır.
    fransız emperyalizminin
    idare meclisinde ayvazdır.

    ben:
    ne köprü altında yatan,
    ne de atlas yakalı sarhos sofralarında
    saz çalıp arabistan fıstıgı satan-
    -ların
    sairiyim;

    topraktan, atesten ve demirden
    hayatı yaratan-
    -ların
    sairiyim
    ben.

    iki serseri var:
    ikinci serseri
    yolumun üstünde duruyor
    ve soruyor
    bana:
    "proleter
    dedigimin
    ne biçim kus
    oldugunu?"

    anlasılan
    bagdadî saklaban
    unutmus
    mösyö kimle beraber
    adana-mersin hattında o kusu yoldugunu...

    iki serseri var:
    ikinci serseri
    pencerelerden bir gölge gibi girer
    geceleri..
    iki serseri var:
    ikinci serseri
    halkın alınterinden altın yapanlara
    kendi kafatasında hurma rakısı sunar.

    ben hızımı asırlardan almısım,
    ben de her mısra bir yanardag hatırlatır.
    ben ki halkın ne alınterinden on para çalmısım
    ne de bir sairin cebinden bir satır...

    iki serseri var:
    ikinci serseri
    meydana dört topaç gibi saldıgım dört eseri
    sanmıs ki yazmısım kendileri
    için. (sahsi notum:ne kadar haklisin be nazim baba, nasil dogrusun be, nasil buyuksun be)

    halbuki benim
    bir serseriye hitap eden
    ikinci yazım iste budur:
    atlas yakalı sarhos sofralarının sazı
    fransız sermayesinin hacı ayvazı
    bu yazdıgım yazı
    örse balyoz salanların simsekli yumrugudur
    katmerli yag yag ensende
    ve sen o kemik yaladıgın
    sofranın altına girsen de
    -dostun karamaçabey gibi-
    kaldırıp kaldırıp yere çaaal-
    mak için
    canını burnundan aaal-
    mak için,
    bulacagım seni..
    koca göbeklerin russel kusagı sen,
    sen usssak murabbaı,
    sen usssak mik'abı
    satılmıs¸ ussakların usssagı sen!!!

    - nazim hikmet ran, portreler, 1935 de bik bik, sik sik ederken.
296 entry daha
hesabın var mı? giriş yap