235 entry daha
  • yılda bir kez alınan ve okula giderken giyeceğimiz ayakkabılar yırtılmasın diye yazın köye gittiğimizde bize naylon (lastik ayakkabı) alınırdı. genelde gri renkte olurdu bunlar, topukluları olurdu mor, yeşil, pembe ve bilumum renkte. tüm gün güneş altında oyunlar oynadığımız için ayaklarımızın üst kısmında oval şekilde güneş yanığı olurdu * hatta ayak terlediği için naylon ayağımızı keserdi, hep yara bere içinde kalırdı ayaklarımız. tabanı da ipinceydi naylonun. bununla taşlık yollarda yürürsen ayağına hep taşlar batardı ama avantajı da vardı. çeşme başında arkadaşlarımızla ıslatmaca oynardık* naylonlarımızı suyla doldurup birbirimize serperdik, çıplak ayaklarla ama şen kahkahalarla birbirimizi kovalardık. köyün deresine iner naylonlarımızı çıkarıp elimize alırdık ve suya daldırırdık minik balık yavrularını ve kepçeleri* tutmak için. olta görevi görürdü bizim için yani. filmlerde gördüğümüz akvaryumlardan bizim de olsun diye leğenlere koyardık tuttuğumuz minik balıkları, tek eksikleri renkleriydi.

    yosunlu taşlarda çok çılgın kayardı naylonlarımız, köprü olmadığından deredeki taşlardan karşıdan karşıya geçmeye çalışırken suya gömülürdük bazen, düşerken derenin taşlarına çarpıp kafayı gözü yaran olurdu. o düşüş esnasında naylon ayağımızdan çıkıp suya kapılırdı, tutmak için yetişemezdik, bakakalırdık arkasından. ailemize masraf çıkardık diye ağlaya ağlaya evimize giderdik. kıvrana kıvrana isterdik yeni naylonu babamızdan.

    akşama kadar incecik taban üzerinde dolaştığımızdan erken saatlerde yorgun düşerdik, yemeğimizi yedikten sonra evin bacasına * çıkardık. üzerimize battaniyemizi alıp *arka fonda inceden derenin çağlamasını ve puhu kuşlarının periyodik aralıklarla öterek bizlere anlattığı hikayeleri dinlerdik. gökyüzünün yıldızlarla dolmasını beklerdik, yıldız kaysın da dilek tutalım diye sabırsızlanırdık. dileğimiz de zengin olup yılın yalnızca 9 ayı değil; 12 ayını şehirlerde geçirmek*

    şimdi de istanbul’da gökyüzünde tek bir yıldız göreyim diye ölüyorum *. bazen yatmadan önce perdeyi aralayıp yıldız kaysa da ben yine yazlarımı köyde geçirmeyi dilesem diye şöyle bir gökyüzünü yokluyorum.
501 entry daha
hesabın var mı? giriş yap